Meşhur Şanlıurfa isodunun serüveni... Acı ama yedikçe yediriyor, Urfalı isottan vazgeçmiyor

Acı biberler tarih boyunca, düşmanlara karşı bir silah olarak ve itaatsiz hizmetkarlara karşı ceza olarak kullanılırdı. Fakat günümüzde verdiği anlık acının hazzı ile daha çok yemeklerin yanında ya da Urfa'da olduğu gibi yeniyor. Öyle ki Urfalılar isotu gerçekten çok seviyor. İsot yendikten sonra terletir, gözler kızarır, kalp atışı hızlanır. İşte acı yenildiğinde hissedilen gerçek yanma hissidir asıl olan his. Bu hisse kapılan Urfalılar da isodu yedikçe yiyor.

Meşhur Şanlıurfa isodunun serüveni... Acı ama yedikçe yediriyor, Urfalı isottan vazgeçmiyor

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
reklam alanı

Zengin yemek kültürüyle namının hakkını veren kentlerden Şanlıurfa'da, yöre halkının vazgeçilmezlerinden isot (kırmızı biber), kavurucu sıcakta uzun ve zahmetli bir süreçten geçer. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile birlikte sulu tarımın yaygınlaştığı Urfa'da ilkbahar mevsiminde ekilen, bakım ve sulamanın ardından ağustos ayının ortalarında hasat edilmeye başlanan isot, her öğün sofralarda yerini bulur. Öyle ki geçimlerini isot satarak sağlayan ailelerin sayısı da az değil.

İsot, daha çok kadınlar tarafından ev veya bahçelerde yıkandıktan sonra sap ve çöplerinden ayrılır. İplere serilir ve kurutulur. Kuruyan isotlar özenle toplanır ve kışlık için saklanır.

Kuru isot ise yaz aylarında Urfa biberi güneş gören düz alanlarda içindeki tohumu çıkarılarak temiz bir zemin üstünde kurumaya bırakılır. En fazla üç gün bekletilebilir. Birinci gün toplanan kurutulmuş biber kırmızı, 2. gün toplanan biber mor, 3. gün ise siyah rengini alır. Daha sonra kurumuş biberler dövülerek, zeytinyağı ve bir miktar tuz ilave edilerek isot haline getirilir.

Şanlıurfa'nın simgelerinden tescilli ürünü isot, yıl boyunca küçük ev işletmeleri ya da baharatçıların tezgahlarında satılır. Şanlıurfa isodunun en büyük özelliği yakıcı acı olmamasıdır. Doğal olduğu için önce ağza tatlı bir tat gelir, bir müddet sonra acı gelip geçicidir.

Şehrin caddelerinde, sokaklarında, çarşılarında dolaşırken her köşe başında karşınıza bir baharatçı çıkar. Bu baharatçıların önünde, arkasında, sağında, solunda çuvallar sıralanmıştır. Bu çuvalların içinde koyu kırmızı, açık kırmızı, mor, bayrak kırmızısı renklerde isotlar sergilenir. İsot Urfa’nın her şeyidir.  Her ev kendi isodunu üretir. Burada bu özel biber kullanılmadan yemek pişirilemez. Herkes kendi isoduyla övünür, toz kondurmaz. İsot her derde devadır. Ülseri iyileştirir, cinsel gücü arttırır, antibiyotik etkisi yapar, en önemlisi de yiyenleri bülbül sesli kılar. İsot Diyarı Urfa'da bu nedenle Urfalıların sesi yanıktır.

İşte TvnNet X tarafından hazırlanan mini belgeselde Şanlıurfa isodunun serüveni anlatılıyor. Yöre halkının samimiyeti ve isot aşkı ekranlara yansıyor. 

Meşhur Şanlıurfa isodunun serüveni... Acı ama yedikçe yediriyor, Urfalı isottan vazgeçmiyor

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.