Hayat, bir şekilde akıp gidiyor.
Bu hayatta mutlu olabilmenin yagane şartı ise, sağlıklı olmaktır.
Sağlığımız yerinde olmadıktan sonra, saraylarda da yaşasak, bu hayat bize bir zindan olur.
Zindan diyorum.
Neden mi?
Çünkü, sağlıklı olmanın nasıl bir nimet olduğunu ancak, hasta olduktan sonra anlıyoruz.
Öyle demiyormuydu.
Yüce Nebi.
"İnsanlar iki şeyin nimetini, kıymetini bilmiyorlar. Biri akıp giden zaman. Diğeri de sağlık."
Evet, gerçekten kıymetini bilemedik. Sağlığın nasıl, bize verilmiş büyük bir nimet olduğunu.
Ne zaman anlamaya başladık.
Belimizde ağrılar başlayınca. Dizlerimizde sızılar başlayınca. Ya da hastaneye düşünce.
Yakın bir zamanda halini hatırını sorduğumuz, değerli bir abimiz şöyle dedi.
Ki abimiz hali vakti yerinde olan biri.
"Ne olur sağlığınız kıymetini bilin. Sağlıktan öte dünya da hiçbir şey kıymetli değildir."
Evet, aynı duyguları zamanında, Ülkemizin en büyük zenginlerinden birisi de, Sakıp SABANCI 'da dile getirmişti.
Üzürlü çocuğuna, istediği güzel bir şey alamayınca.
"Neyleyim dünya malını, servetini. Çocuğuma güzel bir ayakkabı dahi alıp, ayağına giydiremedim" demişti.
Bu da bize şunu hatırlatıyor.
Ey insanoğlu! Sen bu dünya da fanisin. Gidicisin ebedi aleme.
Değer mi? Gece, gündüz demeden. Tüm sağlığını heba ederek, bu dünya ya tüm vaktini harcıyorsun.
Evet çalışalım.
Ancak sağlık ve sıhhatimizi güzeterek.
Güzel bir Çin atasözü der ki :"İnsanlar sağlıklı iken sırf para kazanmak için sağlını heba ederler. Yaşlanınca da, tüm kazandığını, sağlını geri getirmek için harcarlar."
Rabbım, sağlık ve afiyet içerisinde bir ömür geçirmeyi hepimize nasip eylesin.
Kalın selametle...
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum