Reklam Alanı

YABANCI NÜFUS  

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Urfa, Antep, Kilis ve Hatay illerimiz başta olmak üzere özellikle İstanbul’un Esenyurt, Fatih, Bağcılar, Başakşehir ilçelerinde hızla artan yabancı nüfus, bir müddet sonra beka meselesi halini alabilir. Büyük çoğunluğu 2011’den itibaren kucak açtığımız, hatta devlet olarak bize göçmeleri için teşvik ettiğimiz Suriyelilerden oluşmakta. “Teşvik ettik” diye yazdım. Çünkü zenginlerine bile bedava sağlık, bedava ulaşım, bedava elektrik, vergisiz işyeri sahibi olma, vergisiz araç getirme imkanı verdik. Bu durum göçmeye niyeti olmayanları dahi cezbetti. Teşvik etti. (Milyarlarca dolarlık sosyal yardımlar da cabası. Muhtaçlara verilenleri kast etmiyorum. Zenginleri kast ediyorum.) Bu imkanlar çerçevesinde, ülkesinde savaşacak güçte olanlar da dahil olmak üzere, esnaf, iş sahibi her kim varsa milyonlarca insan bu topraklara aktı. —Büyük bir pozitif ayrımcılık yaptık.  Yukarıda bahsettiğim bedava imkanları kendi insanımıza parayla sunabildiğimiz halde, zengin suriyelilere bile bedava verdik. Bu açıdan bakınca, ne denli ayrımcılık yaptığımız aşikardır. Hatta anlaşılması mümkün olmayacak sembolik bir ayrımcılık var ki, akıllara zarar; —Hastanede poliklinik hizmeti için doktor bekleyen, sıraya giren kendi vatandaşımız, kaç saat beklemiş olursa olsun, bir Suriyeli geldiği anda, hepsinin önüne geçmesi ve ilk sıradan derhal içeri alınması büyük bir haksızlık idi. Ve hala da bu uygulama devam etmekte. Madem bedava bakılıyor, katkı payı alınmıyor, ilacı da bedava, o zaman en azından gelsin benim gibi, sizin gibi sıraya girsin. O da vaktinde gelmeye gayret göstersin. Yani bizimle eşit olsun. Bu ülkenin vatandaşı ile eşit olsun.  *** Bir dönem bazı arkadaşlarla küçük bir yardım fonu oluşturmuş idik. Çeşitli evlere yetişebildiğimiz ölçüde mutat olarak yardım dağıtıyorduk. Bir defasında yardım alan kişi, bizim arkadaşımıza aynen şunu söyledi; —Bize bakmaya mecbursunuz! Devletiniz de mecbur! Çünkü sizin devlet başkanınız, bizimle Esedin arasının bozulmasına sebep oldu. Yoksa biz Esede eyvallah eder, otururduk yerimizde. Biz şok olduk.  İnanın, ancak şeytanın aklına gelecek nitelikte bir salvo. Daha sonra bu söylem iyice yayıldı. Bir kaç farklı kişiden de duymaya başlayınca vaz geçtik. *** Şimdi geldiğimiz noktada, bu ahalinin ülkesinde savaş bitti. Öyle ki, Suriyeye gerek ziyarete, gerekse tatil amaçlı sürekli gidip geliyorlar. Eğer bu muhacirleri usulca uğurlamazsak, başta saydığım Hatay, Urfa, Antep, Kilis için ve İstanbul’un bazı ilçeleri için beka meselesi olması içten bile değil. Özellikle Suriye sınırındaki illerimizin durumu çok elzem. Bir anda kendi topraklarının parçası olduğunu iddia edebilirler. Ülke olarak yeni bir ayrılıkçı akım sahibi daha oluruz. Bu insanların vatandaş yapılarak oy kullanmalarının siyaseten faydası olacağı düşünülüyorsa, bu düşünce; çok büyük bir hatalı düşüncedir. Zira kendi öz vatanına vefa beslemeyen, size asla vefa besleyip oy vermez. Mecliste 1 sandalye fazla vaat eden parti sizin rakip partiniz olduğu anda, gider o partiye çalışırlar. Hem de, kendi ülkelerinde sahip olmadıkları bir elbirliğiyle çalışırlar. Bunun örneğini esnaflıkta görebilirsiniz. Kendilerinden olmayan esnaftan alışveriş etmiyorlar. Ufak bir tartışma halinde aralarında kurdukları watsapp grubuyla haberleşip derhal 40-50 kişi toplanıp tartıştıkları kişiyi darp ve linç edip dağılıyorlar. Çeşitli semtler, randevu evleriyle ve uyuşturucu tacirleriyle kaynıyor. Yukarıda izah ettiğim gibi siyaseten destek olurlar fikri varsa, derhal bu yanlış fikirden vaz geçilmelidir. Kendi adaylarını koyup, eski baasçı kafayla yönetimleri teker teker ellerine alırlar. Vatandaşımızın azınlık olmasına çok az kaldı. Üreme oranları anormal seviyelerde. Bölge illerinin valileri, belediye başkanları, milletvekilleri birlikte tüm gerçekleri özel gündemler talep ederek, Ankara’ya birlikte gidip anlatmaları en asli görevlerindendir. Gerçeklerin aktarıldığını gören sivil toplum kuruluşları da ardından gelecektir.  Hepsi için bu daha hayırlıdır, siyasi ikbal için de bu daha yararlıdır. Zira doğruların birebir anlatılması hükümet tarafından daima taktir görür. Övgüyle gününü geçirenin siyasi ikbali parlak değildir. Doğrularla hareket edenin yardımcısı en yücedir. Siyaseten de galip olur. Allah için görün, duyun, inanın.  Yarın çok geç olur.  Büyük kayıpların ardından büyük çatışmalar olur.  Ortadoğu; “hatalar” ve “fırsatçılar” sayesinde 150 yıldır kan ve gözyaşı içinde.  Ne olur bu sarmala, yeni “hatalarla” destek olmayalım.
YABANCI NÜFUS  
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.