Reklam Alanı

BATAKLIK KURUTULMADAN KÖTÜLÜKLERİN SONU GELMEZ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Demokratik toplumlarda, helal ve haram kavramları söz konusu olmadığından dolayı; içtimai hayatı ifsad eden etkenlerle, akli yöntemler vasıtasıyla mücadele edildiğini hepimiz bilmekteyiz. Mesela İslam'ın hükümleriyle idare edilmeyen toplumlarda, 18 yaş altı kişilarin dini nikahla evlenmeleri suç teşkil edip tecavüz kapsamında değerlendirilirken, flört, zina, nikahsız birliktelik ve benzeri gayri meşru münasebetlerin önü sonuna kadar açıktır. Helal ve haram inancının geçerli olmadığı toplumlarda, nesil emniyetinden bahsetmek mümkün değildir... Şu misal, Allah'ın arzında Allah'ın yasalarına göre yaşamayan toplumların içinde bulundukları hali en güzel şekilde izah etmektedir: "insanlarının çoğunun Hindu olduğu Hindistan gibi bir ülkede, bir kız; yedi tane erkek kardeşiyle, bir hafta arayla ilişkiye gidermiş. Sonra kadın hamile kalır ve çocuğun kimden olduğu üzerinde uzun ve çirkin tartışmalar başlar. Vahşetin ulaştığı boyutu fark edebiliyormusunuz şimdi? Şimdi konuyu daha fazla dağıtmadan, halkı Müslüman olan ülkelerin durumuna bir göz atalım. Demokratik ve Laik olan ülkelerde, zina evleri, kumarhaneler, içki fabrikaları, gece kulüpleri, bar ve pavyonlar, eğlence mekanları ve daha sayamayacağımız yüzlerce gayri meşru olan işlerin; beşeri kanunların güvencesi altında olduklarını bilmeyen var mı? Peki, halkının çoğunu Müslümanlardan meydana geldiği bir ülkede, Allah'ın hükümlerine rağmen; iradelerini ortaya koyup haramları serbest hale getiren politikacıların, arada bir kalkıp tecavüz, cinayet, şiddet, terör, uyuşturucu ve benzeri şeylerle mücadele ediyoruz demeleri, insanların akıllarıyla alay etmek değil midir? Bataklığı kurutmadan, sineklerin neslini tüketeceğiz diye meydanlarda konuşanların hiçbirisinin samimi olmadığını bilmekte fayda vardır... Beyler! Asayiş ve huzur mu istiyorsunuz? Allah'ın kitabı ve Resulü'nün Sünneti ile insanları idare edin bakın bakalım, toplumu ifsad eden kötülüklerin esamesi kalır mı? Yaşadığımız toplumda evlilik çağına geldikleri halde, maddi imkansızlıklar nedeniyle evlenemeyen yüz binlerce kız ve erkeklerin varlığı söz konusudur. Peki, bu insanların harama bulaşmamaları için evlendirilmeleri devlet yetkililerinin vazifesi değil midir. Reklam ve kibir peşinden koşmaktan, kendi insanının problemlerini çözmeye zaman ayıramayan kimselerin; toplumun başına idareci olmamaları gerekir. Umumhaneleri, kumarhaneleri, içki fabrikalarını, şer, günah ve masiyet yuvalarının tümünü kapatın, ve insanları Allah'ın emirleri doğrultusunda idare edin, bakın bakalım; günah bataklıklarından eser kalır mı? Allah'ın emir ve neyhiylerine rağmen, hüküm/kanun ihdas edip insanların yaşam ve kuşamlarına dayatmak; tek kelimeyle ilahlığa teşebbüs etmektir. Bakınız Aziz ve Celil olan Rabbimiz Kur'an'i Kerimde şöyle buyuruyor: "Ey Resulüm! Hevasını kendisine ilah edineni gördün mü? O'na sen mi vekil olacaksın? Yoksa onların çoğunu hakikaten söz dinler yahut akıllanırlar mı sanıyorsun? Şüphesiz ki onlar dört ayaklı hayvanlar gibidirler." (Furkan; 43,44) Hasan El-Basri (rha) şöyle demiştir: "İnsanın hevâsını ilah edinmesi, Allah'a şirk koştuğunun delilidir." (Yusuf Kerimoğlu. Devlet ve siyaset üzerine) demekle bir inceliği işaret etmiştir. Dolayısıyla, günah, fısk, fücur ve kebairin işlendikleri mekanların serbest oldukları toplumlarda; insanların çoğu, kendi hevâlarının istek ve  arzularına göre yaşar ve birçoğu da şirk bataklığına düşecek derecede hak yoldan uzaklaşırlar. Meselenin özü ve özeti şudur: Müslümanız diyen toplumlar ya Müslümanca yaşayıp Allah'ın rızasına nail olacaklardır. Ya da kendi hevâ ve heveslerine göre yaşayıp Şeytanın birer zebunu olup yoldan çıkacaklardır. Yol ikidir: Aziz ve Celil olan Allah'ın yolu, birde hevâ ve heveslerin yolu! Yani Şeytan ve kurmuş olduğu bataklığının yolu! Bataklık kurutulmadan, ne kötüler ne de kötülükler tükenmeyecektir... Yarın çok geç olabilir. Selam ve dua ile.
BATAKLIK KURUTULMADAN KÖTÜLÜKLERİN SONU GELMEZ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.