Yatırıma ihtiyaç duyan bir çok kentimiz var. Bunların başında nüfusu ve coğrafi büyüklüğüyle dikkat çeken Şanlıurfa geliyor.
Özellikle son yıllarda yatırım teşvikleri ile birlikte, yeni yatırım çekme hususunda biraz kıpırdanmalar oldu. Ancak hala teşviklerin cazibesi kadar yatırım yapılmadı. Yapılmıyor da.
Yüzbinlerce işsiz vatandaşın olduğu bir şehirde bu kadar teşvik varken neden mantar gibi fabrika kurulmaz?
Urfa’ya yatırım yapmış olan veya bir dönem yatırım yapmayı düşünmüş olan iş insanlarıyla konuştuğunuzda bu sorunun cevabını bir çırpıda veriyorlar;
—İşçi çalışmamak üzere işe geliyor.
—Verilen işten kaytarma esaslı bir anlayışa sahip.
—Başında durmazsanız verim anormal ölçüde düşüyor.
—İşçilerden birisinin taziyesi olsa, bir sürü işçi işi bırakıp taziyeye gidiyor. Köyüne göre, aşiretine göre günlerce sürebiliyor.
Organize sanayi bölgeleri ve eğitim kurumları işbirliği yaparak, işçi psikolojisini değiştirmek üzere eğitimler vermelidir. Ciddi ve kapsamlı programlar uygulamalıdır.
Fabrikaların işçileriyle yaşadığı problemleri organize sanayide oluşturulması gereken bir ofise sunmaları sağlanmalıdır.
Bu ofis, hakem rolü üstlenmeli, iki tarafı uzlaştırmalı ve sık yaşanan yöreye has problemleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalıdır. Böylece bölgede bulunan başkaca organize sanayi bölgelerinde olmayan bir hizmeti de sunmuş olarak fark oluşturmalıdır.
Yatırımcıların ek yatırım yapma isteklerinin olmamasının ve mevcut fabrikayı devretmek istemelerinin tek sebebi sadece işçi problemi değil tabi ki.
Yaşanan diğer sıkıntıları şöyle sıralamak mümkün,
—Yatırım için gelenler, bir kısım siyasilerin karşılıksız desteğini göremiyor.. Karşılık beklenmesi, yatırımcı adayı için en önemli caydırıcı etken.
—Kuracağınız fabrikanın çevresine uygun olmayan maddeler üreten tesisler kurulmasına izin verilmeyeceğine dair garanti verilmiyor.
—Otoritelere başvurulduğunda ticari ve bilimsel olarak değerlendirme beklenirken, “üstten böyle istendi” denilerek konu belirsizliğe havale edilerek, savuşturuluyor.
—Özel sektörde pek rastlanmayan, torpilli eleman istihdamı için sık sık yatırımcılar aranıyor, ısrar ediliyor, olmaz taleplerde bulunuluyor.
Özetle söylemek gerekirse;
Kel başa şimşir tarak olmaz. Önce başı düzelteceğiz sonra tarak arayacağız.
Bu kentlerimiz için yatırımcı; altın cevherinden daha kıymetli.
Ancak alttan işçi eliyle, üstten siyasi ve bürokrasi eliyle bunları baskılamaya devam edersek çevre illerin sanayilerinin büyümesine neden olmaktan başka bir işe yaramış olmayız.
Kentte başıboş dolaşan işsiz sayısının artması da cabası.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum