Türkiye, batıdan bağımsızlaştıkça evinin içini de düzeltmepotansiyelini arttıracaktır. Zaten içerideki sorunların geneli de Batı ile olankonumlanmasından kaynaklanmaktadır.
Görünürde Zarrab, ABD' yi dolandırmak, uluslararası güçyasasını ihlal etmek, bankacılık sistemine karşı dolandırıcılık, kara paraaklama, İran’ a uygulanan yaptırımları yasa dışı yollarla delmek suçlarındanyargılanmakta; hakkında 90 yıl hapis ve 50 milyon dolar para cezası talepedilmektedir.
Zarrab’ın muhtemelen bazı - yalan veya doğru- itiraflardabulunduğu söylemektedir. Türkiye bu konuda ABD ye iki kez nota vermiştir. Dava,bu boyutuyla önem arz etmekte ve siyasi bir görünüme bürünmektedir. ABD’ninamacı zarrab’ı yargılamak değil; bu yargılama üzerinden Türkiye ile dışpolitikası konusunda bir pazarlık mekanizması oluşturmak istemesidir.Yargılanan bir politika, bir eksen ve bu eksenle giderek daha da kenetlenme yeitilen Türkiye'dir.
15 Temmuz girişimini konu edindiğim yazı dizisinde; 15Temmuz'un devam edeceğini ve tamamlanmak isteneceğini belirtmiştim. Şimdiyapılanın da; 15 Temmuz'un tamamlanmasına yönelik bir operasyon olduğuortadadır.
ABD, Suudi Arabistan’ı 11 Eylül olaylarıyla ilgiliyargılamakla tehdit ederek, onu, ekonomik ve siyasi anlamda tamamen kendiboyunduruluğu altına almayı başarmıştır. ABD, Suudi Arabistan ile yüklümiktarda anlaşmalar imzalayarak ve prens operasyonlarıyla ülke zenginlerininmallarına el koyarak ödemelerini garanti altına almış, böylece 11 Eylültehdidini şimdilik gündemden kaldırmıştır. Bu gün Suudi Arabistan; mazlumlar vedirenenlerle yapılan küresel savaşlarda İsrail'in önüne geçmiş, itibarsız birülke konumundadır.
ABD'nin, 11 Eylül tehdidiyle Suudi Arabistan'ayaptırdıklarını hepimiz gördük. Bu yüzden, Zarrab davasıyla Türkiye'ye yapmakistediklerine karşı dik durmak son derece önemlidir. Bu yönüyle Zarrab davası;Türkiye’nin boyun eğip eğmeyeceğinin de bir göstergesi olacaktır.
ABD, Zarrab davasını bir şantaj aracı olarak kullanmak,davayı; bakanlar ve hatta cumhurbaşkanına kadar genişleterek Türkiye’ye dizçöktürmek istemektedir. Türkiye bağımsızlaştıkça; ABD ve Avrupa Birliği’ninTürkiye üzerindeki baskıları artmaktadır. Hatırlayalım: Türkiye, ABD ile birlikte Suriye’ye girmeyi defalarcateklif ettiği halde; ABD, Türkiye’nin tek başına Suriye’ye girmesinde ısraretmiş ve Türkiye bunu kabul etmeyince de ABD, başka partnerler/ortaklarbulmuştu. Ancak iş, giderek Türkiye’nin beka sorunu olmayan doğru evrilmişti.
Bu dava ile verilmek istenen mesajlar gayet açık bir şekildeortaya çıkmıştır. Bu dava; tehditler ve şantajlar içermektedir. Afrin’e yönelikharekat’ın ertelenmesi, ABD’nin Afrin’ de ortaklarını koruyacağına dair askerağzıyla yapılan açıklamaları da Zarrab davasıyla ilgili ve etkileşimhalindedir. Hatta 22 Kasım Türkiye, İran, Rusya görüşmeleri de bu davadanetkilenebilir. Yoğun bir diplomatik trafik var ve Türkiye iki kez nota verdi.
Türkiye’ye karşı psikolojik bir savaş yürütülmektedir.
Bu anlamda ekonomik operasyonlar siyasi operasyonlara göreikincil planda olacaktır. İstenen ise Türkiye’nin Avrasya eksenlipolitikalardan vazgeçmesi, direniş ekseni ile ticari ve özellikle siyasiilişkilerini sonlandırması, Suriye’de -Türkiye’nin aleyhine de olsa- bazı pozisyonlarıkabul etmesi ve bölge genelinde ise ABD’den bağımsız eylem ve politikalardanvazgeçmesidir.
Bu davanın jürili duruşmasının; Türkiye, İran, Rusyagörüşmeleri öncesine denk getirilmesi de manidardır. Bilindiği üzere 22 KasımdaSoçi’de Suriye zirvesi yapılacak ancak öncesinde yani 21 Kasım'da Türkiye,İran, Rusya Genelkurmay Başkanları bir araya geleceklerdir. Tüm bunlar,Türkiye’nin Zarrab davası ile bazı politikalarından vaz geçirmeye yönelik biroperasyona maruz olduğunu göstermektedir.
Türkiye’nin buna boyun eğme gibi bir seçeneği de aslındayoktur. Bu dava; 17 25 Aralık operasyonunun karar ve yönetim merkezinin ABDolduğu gerçeğini de ortaya çıkarmıştır. 17/25 Aralık operasyonlarındasuçlananlar Türkiye tarafından yargılanıp mahkum olsalardı; o günkü operasyonbaşarıya ulaşmış olacak ve Türkiye, siyaseten boyun eğmiş olacaktı. Zarabdavası; batının Türkiye’yi sürekli dinlediği izledi gerçeğini de ortayaçıkarmıştır.
Türkiye’nin önünde teslim olma seçeneği olmadığına göre;onurlu davranmalı ve ABD ye karşı birlik içinde dik durma yolunu seçmelidir.
ABD’nin elinde, Türkiye’yi zora sokabilecek birçok veri veargümanın mevcut olduğu algısı ve izlenimi oluşmuştur. Ellerinde her ne varsa;ne yaparlarsa ve ne olacaksa olsun; Türkiye, ABD ve AB nin boyunduruğundan yaşimdi çıkacak ya da sonu bilinmez bir mecraya doğru sürüklenme riski ile karşıkarşıya kalacaktır.
Dünyanın hangi halkı, ülkesi olursa olsun; Emperyalizm'denbağımsızlaşma politikaları desteklenmelidir. Türkiye’nin de tüm vatandaşlarıylave bölge halklarıyla dayanışma içerisinde Emperyalizme karşı vereceğibağımsızlık mücadelesinde başarıya ulaşmasının dileriz.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum