Reklam Alanı

KUR’AN’LA KURTULUŞA ERMEK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Bundan asırlarca önce, karanlığa boğulmuş bir dünya vardı;insanlar birbirlerinin kurdu haline gelmiş ve dünyada güven diye bir şey kalmamıştı neredeyse! Şirk, putperestlik, zulüm, kabile savaşları; o günün olmazsa olmazı olmuştu adeta… Dünya karanlığa gömülmüş, insanlık can çekişiyordu! Ve o karanlık dünya Kur’an’ın nuruyla aydınlığa kavuşurken; bir zümre insan, inadına bu nura ve aydınlığa karşı gözlerini kapayıp, karanlıkta kalmayı tercih etmiş ve hakka karşı cephe almışlardı…O gün bu gündür hal ve minval böyledir… Hâlbuki Kur’an; hem yol gösterici bir kılavuz, hem hidayete çağıran bir burhan; hem de kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain edip yatıştıran, sonsuz bir nurdur. Bu nura muttali ve aşina olanlar, Kur’an’ın hidayet çağrısına icabet edip kurtuluşa erenler olarak müjdelendiler… “O Kitab (yani elinizdeki bu Kur’an); “onda asla şüphe yoktur. O, muttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.” (Bakara/2) Evet, Rabbimiz yol gösterici olarak Kur’an’ı göstermişti; fakat ne acıdır ki bu gün, nüfusu 1,8 milyarolan İslam âlemi hala inkârcı ve istilacı güçlerin pençeleri altında inim inim inlemekte ve birçoğu kendi öz vatanlarında parya muamelesine tabi tutulmaktadırlar… Günümüz İslam âleminde, Müslümanlara dayatılan; Muamelattan feraize, ticaretten hukuka, ibadetten (çünkü ibadetler bile sistemlerin ön gördüğü şartla kadar serbesttirler) eğitim ve öğretime, sosyal ilişkilerdendaha birçok konuya varıncaya kadar; hemen hemen mevcut tüm manzumelerin kaynağına baktığımızda, referans olarak Kur’an’ı değil, batılıecnebiülkelerinde hiç tanımadığımız kimseler tarafından yazılmış olan beşer mahsulü metinlerinreferans alındığını görmekteyiz? Tarih boyunca, Kur’anla, Kur’an’ın emir ve nehiyleriyle irtibatlarını kesmeyen, ondan feyz alan, onun rehberliğinde hayatlarına yön veren; ister fert ister toplum, isterse devlet olsun; ilahi sınırları ihlal etmedikleri müddetçe daima zinde ve payidar kalmış ve cihana yön vermede etkili olmuşlardır. Dün vebu gün, yani Asrısaadetten günümüze kadar, Müslümanlar tarafından kurulmuş olan iriliufaklı nice devletler; Kur’an ve Sünnete bağlı kaldıkları müddetçe vahdet ilkesi etrafında perçinlendikleri bilinmektedir… Ne zaman ki, Müslüman olmayan millet ve kavimlerin örf, adet, anane ve yaşam tarzlarını taklit etmeye başlamışlar; işte o zaman da kıyametleri kopmuş, suyun üzerindeki köpük gibi kuvvetsiz ve heybet ’siz olarak dağılıp ezilmişlerdir… Kur’an, insanı hidayete ve cennete çağırırken; nefis, şeytan, insanı yoldan çıkarmaya namzet dünyalık makam ve mevki tutkularıgibi etkenler ise ateşe… “Gayba inananlar, namaz kılanlar, kendilerine verilmiş olan maldan infak edenleri; Hz. Peygamber (s.a.v)’e ve ondan önce indirilenlere ve ahiret gününe iman edenleri (Bakara/3,4); Kur’an medh etmekte ve onların kurtuluşa erdiklerini müjdelemektedir… “İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenlerde onlardır. (Bakara/5) Siffin vakasından sonra, adamın biri Hz. Ali (r.a)’ye: “Efendim sizden önceki Halifelerin zamanında (Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’i kastederek) neden bu kadar kargaşa, karışıklık ve fitne olmadı da; sizin zamanınızda bu kadar çokfitneler baş gösterdi diye sorunca; Hz. İmam Ali (r.a) adama: “Onların zamanında, Kur’an’a ve Nebi (a.s)’ın emir ve yasaklarına uyan benim gibi insanlar vardı. Oysa benim zamanımda, kural ve kaide bilmez senin gibi adamlar çoğalınca; bu tür olumsuz vakalar ve hadiseler baş gösterdi… Yani, benim idarecilik nasibim; ham, olgunluk ve kemalatını kaybetmiş sizin gibilerin zamanına denk geldi demek istemiştir! Ne kadar manidar ve düşündürücü bir cevap! Hülasa-i kelam hâsılı meram, Müslümanlar ya Kur’an’la dirilip maddi manevi olarak kurtuluşa erecekler; ya da, modern çağın firavun ve Nemrutları olan Emperyalist güçlerin işgal ve istilası altında ezilip yok olacaklardır… Her ne kadar bir kısmı biz hürüz, bağımsızız deseler de, sonuç asla değişmeyecektir… Kur’an ve Sünnet ’in, toplumsal hayata rehberlik edeceği günlere kavuşmak niyazıyla! Selam ve dua ile. 04 Ekim 2018
KUR’AN’LA KURTULUŞA ERMEK
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.