Bundanbirkaç yıl önce bir hoca arkadaşımız, Güneydoğunun ücra bir köyünde fahriimamlık görevi yapıyordu. Medreseden icazetli, ilim düzeyi yüksek olan buhocamız, resmi imam olarak yıllarca muhtelif yerlerde görev yapmış ancak yaşhaddinden emekli olunca resmi imamı olmayan bu köyde müftülüğün de onayıylaimamlık görevine bu kez fahri olarak başlamıştı. Kendisi, “resmi olarakemeklilik olsa da din hizmetinde emeklilik yoktur” diyerek bunu prensipedinmişti. Camiye gelenlere imam-hatiplik hizmeti yapmanın yanında, köyüngençlerine ve çocuklarına Kur’an öğretiyor, dini dersler de veriyordu. Eşi deköyün kızlarına ve hanımlarına elinden geldiğince dini rehberlik yapıyordu. Köyhalkı bu faaliyetten çok memnun olmuşlardı. Hocayı bağırlarına basmışlarsaygıda kusur etmiyorlardı.
Bahçeleribağlarıyla ünlü bu şirin köyün kuzeyindeki tepede bir ziyaret vardı. Köy halkıbu türbede evliya bir zatın yattığına inanıyordu. Nisan ayı gelince her yılgeleneksel olarak şenlikler düzenlerlerdi.Türbeye kurbanlar keser, yemeklerziyafetler yapar, mevlitler okuturlardı.Türbeye adanan söz konusu kurban veşenliklerin yağmur yağdırdığına, hayır ve bereket getirdiğine, belalarıdefettiğine inanıyorlardı. Bu nedenle bu geleneği hiç aksatmıyorlardı.
Köydefahri imamlık görevini sürdüren hocamızın bu şenliklerden haberi yoktu. AncakNisan ayı yaklaşınca köylüler hazırlıklara başladı ve hocanın da bu şenliğiyürütmesini istediler. Hoca işin mahiyetini öğrenince buna karşı çıktı. Ölüden,türbeden medet beklemenin bid’at olduğunu, hatta Allah’tan başkasından yardımistemenin, türbeye kurban kesmenin şirk olduğunu söyledi ve köylülerin bundanvazgeçmesini istedi.
Köylülerşaşırıp kaldılar. Ne zamandan beri sürüp geldiğini bilmedikleri bu geleneğinyanlış olduğuna inanmadılar ve hocaya karşı tavır aldılar. Onlara göre atalarıda bu geleneği sürdürmüş, nice âlimler, hocalar da geçmişte bu şenliklerekatılmıştı. Onlar hepsi hata ve şirk içine düştüler de yalnız bu hoca mı doğrusöylüyor? Bu düşünceler köylüleri hocaya karşı kışkırttı ve sonuçta hocayıköyden kovdular.
Aslındayıllarca süregelen ve kemikleşmiş bu geleneğe hocanın keskin bir şekilde karşıçıkıp kesip atması belki metot itibariyle hatalı olabilir ama hocanın dediklerihaktır, doğrudur. Köylülerin hocaya karşı çıkmasına ve kovmasına yol açangerekçeleri, şeytanın kışkırtmasının sonucudur. Çünkü din, Allah’tan başkasıadına kurban kesmeyi, Allah’tan başkasından yardım, hayır ve bereket istemeyiyasaklamıştır. Müşriklerin putları için yaptıklarını hatırlatan ve onlarabenzeyen uygulamalardır. Türbelerin bir nevi putlaştırılmasıdır. Her günnamazlarda ve muhtelif vesilelerle okuduğumuz Fatiha suresindeki “iyyâ-kena’budu ve iyyâ-ke nestaîn: (Allahım) yalnız sana ibadet eder ve yalnız sendenyardım dileriz.” Ayetine aykırıdır. Yalnız Allah’a yapılması gereken duayaAllah’tan başka aracı koymak dinin asla kabul etmediği bir tutumdur. Ne yazıkki şeytan yapılan bu yanlışları süsleyerek doğru olduğuna inandırmakta veçeşitli süslü gerekçelerle yanlışta ısrar etmeyisağlamaktadır.
Şeytanınönemli bir özelliği, yanlış ve çirkin amelleri kişinin hoşuna gidecek veyaptığının doğru olduğuna kanaat getirecek şekilde süslemesidir. Şeytan bututumuyla insanın yanlışı doğru zannetmesini sağlayarak o yanlıştan dönmesinitamamen engeller ve işini garantilemiş olur. Birçok ayette şeytanın amellerisüslü gösterdiğinden söz edilir. Böylece hakkı görmelerine engel olur. (En’am,43; Ankebut, 38; Nahl, 63; Enfal, 48.) Bu şekilde insanları kandırarakyaptıklarının doğru olduğuna inandırır.
İslam’ıntemel akide ve kurallarına aykırı bazı davranışların yapılmakta ısrar edildiğihatta sevap kazandıran önemli ibadetlerden olduğu inancı şeytanın bu “süslügösterme” çabasının sonucudur. Türbelerde, şahıslar adına kurban kesmek,bununla bazı dünyevi menfaatler elde edildiğine inanmak da bunlardan biridir. Toplumunönemli bir kısmını oluşturan insanların, erkek çocuk, hastalıktan kurtulmak,iş, rütbe gibi isteklerini, türbelere yahut şeyhlere kurban adayarak veyalvararak elde edeceklerine inanmaları, şeytanın süslemesiyle oluşmuş veyayılmıştır.Bazen türbeye kurban adayan birinin dileği tıbbi bir tedavi sonucudileğine kavuşunca, bunun tedaviden değil, türbede kurban kesmenin ve oradayatan zata yalvarmanın sonucu olduğuna şeytan onu ve çevresini ikna eder.Böylece bu batıl işlem yayılarak devam eder.
Yukarıdasözünü ettiğimiz köy halkı gibi birçok yörede buna benzer batıl işlemleryapılmaktadır. Her yıl geleneksel olarak bir türbeye gidip kurban keserek,şenlikler ve dualar ederek orada yatan zattan bereket hayır ve güzellikdilerler. Şeytan, bu yanlışı süslü gösterip bu işlemleri yaptıklarına hayır veberekete eriştiklerine inandırır. Ataların uygulamaya onay vermelerini ve bukonuda sessiz kalan hatta teşvik eden hocaları gerekçe gösterir. Böylece buartık terkedilmez, karşı çıkılmaz bir geleneğe dönüşür.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum