Muhterem Kardeşlerim…
Tütün, sigara içmek haram mıdır? İslam âlimleri bu konuda ne bildirmişlerdir? Bu konuda herhangibir kimse açıklama yapacaksa, mutlaka helal, haram yada mekruh olduğunu belirtirken nedenenlerini de belirtmelidir ki, İslam düşmanlarının, mezhepsizlerin eline fırsat verilmesin, dini bilgisi olmayan yada az olanların da kafaları karışmasın…
Yıllardır Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sigara içeni gördüğünde yada sohbet ettiği kimselerin cebinde görünür şekilde sigara paketi gördüğünde hemen müdahale eder, bırakması tavsiyesinde bulunduğunu hemen hepimiz biliyoruz.
Tabiki; sebebini de anlamayan ya çok aptal yada olayı çarpıtan muhalif, mezhepsiz kişilerdir desek abartmamış oluruz.
İbni Abidin, buyuruyor ki:
Vehbaniyye şerhinde, “Tütün içmek ve satmak yasak edilmelidir” diyor. [Tütünü yasak eden IV. Murad Han zamanında bulunan Şernblali de, “Halife mubahları yasak edince haram olur” diyerek, tütün yasak edilmeli demiş, fakat yine de haram veya mekruh dememiştir.] Yine; “Tütün içmek Şafii’de haram değil, tenzihen mekruhtur” buyuruyor.
Efendim;
Haram olmayan şeye tabiî ki haram denmez ancak, (Allahu Teâlâ rahmet eylesin) merhum Prof.Dr. Necmeddin Erbakan Hocamızın sözlerinin çarpıtıldığı gibi; cümlenin başını, sonunu kesip ortasını söylerseniz tabiî ki yanlış anlaşılmalara sebep olursunuz.
Bu arada; sigaraya karşı olanlar ben dahil çok olmasına rağmen, Reis-i Cumhurumuzun sigaranın içilmesini, özellikle dar gelirli insanlarımızın çoluk-çocuğunun rızkını sigaraya vermesini istemediğinden terk etmelerini zaman zaman dile getirmesi muhaliflerin, aklı eksiklerin, kendisini sevmeyenlerin eline bir fırsat geçmiş gibi saldırmalarına, eleştirmelerine sebep oluyor.
Şunu çok iyi bilelim; “Tütün, aklı giderir veya zarar verirse yahut nafakası vacip olanın nafakasını terke veya namazın vaktini kaçırmaya sebep olursa, haram olur. Başkalarının içmesi haram olmaz. (Celal-ül-Hak Fi Keşfi Ahvali Şiraril-Halk)”
Dürr-ül-Muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki:
Hanefi Âlim İbni Nüceymi Mısri, Eşbah kitabında diyor ki: Âyet-i Kerimede ve Hadis-i Şeriflerde haram olduğu bildirilmeyen şeyler, aslı üzere helal olur. Veya helal ve haram diye hüküm verilemez. Hanefi ve Şafii Âlimlerinin çoğu, böyle şeyler helal olur dedi. İbni Hümam, Tahrir kitabında da böyle söylüyor. Bunun için, Besmele ile kesildiği bilinmeyen hayvana ve zararı görülmeyen ota helal denir. Tütün de böyledir. Âlimlerin çoğuna göre, helaldir. Birkaçına göre ise, hüküm verilemez. [Uyun-ül-Besair’de, Hamevi Eşbahı şerh ederken, “Buradan tütün içmenin helal olduğu anlaşılıyor” buyuruyor.]
Hanefi Âlimlerinden, Şam Müftüsü, Abdürrahman İmadi, Hediye adındaki kitabında, “Tütün; soğan, sarmısak gibi mekruhtur” buyurdu. İbni Abidin, bu satırları açıklarken buyuruyor ki:
Vehbaniyye şerhinde, “Tütün içmek ve satmak yasak edilmelidir” diyor. [Tütünü yasak eden dördüncü Murad han zamanında bulunan Şernblali de, “Halife mubahları yasak edince haram olur” diyerek, tütün yasak edilmeli demiş, fakat yine de haram veya mekruh dememiştir.]
Mısır’da, Maliki âlimlerinin büyüklerinden Ali Echüri hazretleri tütünün helal olduğunu bildiren kitap yazıp, dört mezhep âlimlerinin, tütünün helal olduğunu bildiren fetvalarını nakletmiştir.
Abdülgani Nablüsi hazretleri de tütünün mubah olduğunu bildiren, Essulhu Beynelihvan kitabında diyor ki:
Tütün bazılarına zarar verirse, yalnız bunlara haram olur, başkalarına haram olmaz. Bal, safra hastasına zarar verir. Fakat, başkalarına haram değildir. Her şey aslında helaldir. Haram veya mekruh diyebilmek için, delil lazımdır. Şarap habislerin en kötüsü iken ve Resulullah İslamiyetin bildiricisi olduğu halde, şaraba haram demedi. Âyet-i Kerime ile yasak edilmesini bekledi. O halde, tütün içmek mubahtır, helaldir. Kokusu ise tab’an mekruhtur. Şer’an mekruh değildir.
İbni Abidin hazretleri devam ederek buyuruyor ki:
Tütün içmek Şafii’de haram değil, tenzihen mekruhtur. Hatta, zevce tütünü bırakınca, zarar görmezse, meyve gibi olur. Kocasının tütün parası vermesi lazım olur. Tütünü bırakınca, kadın zarar görürse, ilaç gibi olur.
Tütünü haram sananların vesika olarak ileri sürdükleri, Berika kitabının sahibi Muhammed Hadimi hazretleri diyor ki:
Bazıları, “Tütün ve kahve kullanmak da, âdette bid’attir. İkisi de haram değildir ve mekruh da değildir. Doğrusu da budur. Bunlara haram diyen, âdette bid’ati haram etmiş olur” dedi. Bize göre, kahve belki böyledir. Fakat, bunu da, kullanmamak daha iyidir. Çünkü, hakkında söz birliği yoktur. Tütüne gelince, haram olmadığı doğru ise de, mekruh olduğunda şüphe yoktur. Çünkü, helal olmasında söz birliği yoktur. Hadis-i Şerifte, “Soğan, sarmısak yiyen, mescidimize gelmesin” buyuruldu. Çünkü, melekler pis kokudan incinir. Cüzzam, baras hastaları, yarası kokanlar, üzeri balık kokanlar da böyledir. Tütünü içmek de bunun için mekruh olur dedi. Salih olan kimse, bu hadis-i şeriften korkarak tütün içmez. (Berika)
Abdülgani Nablusi hazretleri diyor ki:
Tütün ve kahve için çeşitli şeyler söyleniyor ise de, sözün doğrusu, ikisine de haram ve mekruh dedirtecek bir sebep yoktur. Her ikisi de, Âdette bid’atdir. Herhangi bir sebep göstererek bunlara haram diyen kimse, âdette bid’at olan şeye haram demiş olur. Âdette bid’ate haram denilemeyeceğini, cumhuri ulema bildirmiştir. (Hadika s.143)
İsmail Hakkı hazretleri, ilk zamanlarında tütünün haram olduğunu yazmıştı. Çünkü, Sultan Murad, tütün içmeyi yasak etmişti. İçen öldürülüyordu. Bu Âlim, tütüne değil, tütün içmeye, idama sebep olduğu için haram demişti. Hükümet, tütün yasağını kaldırdıktan sonra, yazdığı kitabında, tütünün haram olmadığını bildirmiştir. [Bursa’da Orhan kütüphanesinde bu kitap vardır.]
Maliki âlimlerinden Ali Echüri hazretleri buyuruyor ki:
Tütün, aklı gidermiyor. Necis de değildir. Böyle olunca, tütün içmek haram değildir. Başka türlü zararlara sebep olursa haram olur. Zarar vermeyen kimseye haram değildir. Afyonu, aklı gidermeyecek az miktarda yemek caiz olduğu gibi, tütünü de aklı gidermeyecek miktarda içmek caiz olur. Bu ise, insanlara göre ve içilen miktara göre değişir. Bir kimsenin aklını gideren miktar, başkasının aklını gidermez. Tütün haramdır, diye kesin söylenemez. Bunu ancak din cahili olan söyler. Aklı gidermeyince, helal olduğu anlaşılmaktadır. Tütün, israf olduğu için haramdır da denilemez. Çünkü, mubah olan şeyi almak için verilen mal israf olmaz. Zararlı olduğundan haramdır demek de ilmi bir söz değildir. Çünkü, zarar verene haram olur. Zarar vermeyene haram olmaz. Hanefi Âlimlerinden şeyh Muhammed Nihriri, uzman doktorun sözü ile veya tecrübe ile zarar verdiğini anlayan kimseye tütün içmek haram olur. Böyle kesin anlaşılmadıkça, helal olduğuna fetva vermiştir. Tütün hakkında bir hadis yoktur. Hanbeli Âlimlerinden Meri bin Yusüf Mukaddisi, Tahkikul-Burhan Fi-Şanid-Duhan kitabında, başka zarar vermedikçe tütünün haram olmadığını, ateş dumanını ağza çekmek gibi olduğunu, bunun haram olacağını ise kimsenin bildirmemiş olduğunu yazmaktadır. Yeni meydana çıkan bir şey, mubaha benzerse mubah olur. Harama benzerse haram olur. Aklı olan bir din adamı, tütünü elbet mubahlara benzetir. Zarara sebep olmadıkça haram diyemez. Aklı gidermeyecek kadar tütün içmenin haram olmadığını dört mezhep âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir. (Gayet-ül-Beyan)
Tütün, aklı giderir veya zarar verirse yahut nafakası vacip olanın nafakasını terke veya namazın vaktini kaçırmaya sebep olursa, haram olur. Başkalarının içmesi haram olmaz. Uyuşturucu maddenin aklı gidermeyen kadar az miktarını satmak da caizdir. (Celal-ül-Hak Fi Keşfi Ahvali Şiraril-Halk)
Ancak; az miktarını satmakta onları bağımlı hale getireceğinden caiz olsa da doğru olmaz. Zira; günümüzde uyuşturucu mübtelası çok gencimiz canından olmaktadır.
Tütün içmek, alkollü içkiler ve afyon, morfin, esrar ve benzerleri uyuşturucu maddeler gibi, haram edilmemiştir. İbni Abidin, Zebaih kısmında, “Allahü Teâlâ’nın, helal ve haram diye açıklamadığı şey, Allahü Teâlâ’nın af ettiği şeylerdendir” Hadis-i Şerifini yazarak, haram olduğu bildirilmeyen ve haram edilmiş olanlara benzemeyen her şeyin mubah olduğunu göstermektedir.
Kötü alışkanlık, haram işlemeye alışmak demektir. Haram olmayan şeyi kullanmaya kötü alışkanlık denmez. Boğazına düşkün olanlar, yiyeceğe benzetilemez diyerek de tütünü kötülüyorlar. Tütün bitkisini yakıp, dumanını çekmek, ihtiyaç değil, caiz olmaz diyorlar. Günnük, ud ağacı, tütsü otunu yakıp koklamak mubahtır. Bunlar, yenmez, içilmez, caiz olmaz denemez. Ölülerde ve dirilerde kullanılması sünnet olan şeyi de, yakılıp dumanı savruluyor diye, kötülenemez. Bunlar ve pis kokulu otlar, Araf suresindeki, “Yerden çıkardığı ziynet” kelimesine dahil olunmuştur.
İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
“Çok yiyince sarhoş eden katı madde ve otların aslı temizdir, mubahtır.” (Redd-ül-muhtar 5/ 295)
Bir kimseye zarar veren mubah şey, ona haram olur. Zarar vermediği kimselere haram olmaz. Aşırı içen bazı kimselere zarar verirse, bunların çok içmesi haram olur. Fakat, bunların az içmelerine ve zarar görmeyenlere de haram olur denilemez. Çoğu zarar veren şeyin azı da haram olur demek pek yanlıştır. Her şeyin çoğu zarar verir. Ekmeğin, suyun da çoğu, zarar verir. Bunun içindir ki, doyduktan sonra yemek haramdır. Fakat, çoğu zarar veriyor diye, az yemek, içmek, haram olur mu?
Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki:
Yemesi, içmesi zararlı olanlar üçe ayrılır:
1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.
2- Öldürücü olmayanlar. Toprak, çamur, kil ve benzerleri böyledir. Bunları çok yemek, içmek mekruh olup, zararsız miktarları mubahtır.
3- Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler. Sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber gibi şeyler zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram, mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. (Hadika)
Hanefi Âlimi Seyyid Ahmed Tahtavi diyor ki: Şafii Âlimlerinin çoğu, tütüne tenzihen mekruh dedi. Hanefi mezhebinde, soğan, sarmısak gibi tenzihen mekruhtur. (Dürr-ül-muhtar haşiyesi)
İbni Abidin, abdestin sünnetlerini anlatırken diyor ki:
Pezdevi üsulünde denildiği gibi, haram olduğu açıkça bildirilmeyen her şey, sözbirliği ile mubahtır. Çünkü, Allahü Teâlâ Bekara suresinde, “Yerlerde olan her şeyi sizin için yarattım” mealindeki Âyet-i Kerimede, hepsinin mubah olduğunu bildirmektedir. Tahrir kitabında bildirildiği gibi, Hanefi ve Şafii Âlimlerinin çoğunluğuna göre, her şey yaratılışında helaldir. Ekmel-üd-din, Pezdevi şerhinde de böyle bildiriyor ve bir şeyin haram olduğunu işitmeyen kimselerin, o şeyi yemesi mubahtır diyor.
İmam-ı Muhammed, “Leş ve şarap, yasak edildikten sonra haram oldu” diyerek, her şeyin aslında mubah olduğunu, yasak edilince haram olduklarını bildiriyor.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum