Reklam Alanı

RAMAZAN ORUCU VE YARDIMLAŞMA

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
İnsanlar,geçim itibariyle birbirlerinden farklı olarak yaratılmışlardır. Her toplumdaçeşitli ekonomik sıkıntılar içinde yaşayan fakir ve miskinler, bir de hiç birsıkıntı yaşamayan zenginler vardır. Kur’an’ınbirçok ayetlerinde, “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğekavuşamazsınız” (Al-i İmran, 92) “size rızık olarak verdiğimiz şeylerdensadaka veriniz” (Münafikun, 10) şeklinde Yüce Allah zenginleri, fakirlereyardım etmeye davet ediyor. Ayetlerde “iyiliğe kavuşamazsınız” derken ahrettekiiyiliğin yanı sıra dünyadaki iyilik de kastedilmiştir. Bu, iyilik anlamındaki“birr” ifadesinin genel oluşundan anlaşılmaktadır. Sosyal bilimle ilgilenenherkes de biliyor ki, yoksullara yardım yapılmayıp kendi hallerinebırakıldıkları taktirde, zenginler de bu hayatta rahat etmeyeceklerdir. Fakirile zengin arasında yardımlaşma köprüsü kurulmazsa, aynı toplumun bireyleriarasında uçurumlar ortaya çıkacaktır. Bunun sonucunda da toplumda anarşi,terör, soygun, hırsızlık gibi çeşitli sosyal hastalık ve bunalımlarda önlenemezbir artış meydana gelecektir. O halde her kesimin rahat ve selameti için zenginve fakir arasındaki yardımlaşma kaçınılmazdır. İşte ayetlerde “iyiliğekavuşamazsınız” sözüyle ahretteki iyilik olan cennet kastedildiği gibitoplumdaki iyilik olan “barış, huzur ve kardeşlik” de kastedilmiştir. Toplumunbarış, huzur ve selametini esas alan ve ismi de barış anlamına gelen İslamdini, zenginlerin fakirlere yardım etmesine büyük önem vermektedir. Bilindiğigibi, bu yardımın farz kısmı olan Zekât, İslam’ın beş şartından biridir. Zekâtdışında da gönüllü olarak çeşitli yardımlar yapma konusunda zenginleri teşviketmiştir. Ancakzenginler, fakirlerin acınacak hallerini ve açlıklarını çoğu kez tam olarakhissetmezler. Mal hırsı, ihtiyaçsızlık ve doyumsuzluk zamanla insandaki acımaduygularının üstünü örtebilir. İşteRamazan orucu, açlık acısının ne olduğunu bizzat yaşatarak öğretmekte ve bununsonucunda da kabuk bağlamış merhamet duygularının açılıp kabarmasınısağlamaktadır. Eğeroruç olmazsa, nefisine düşkün öyle zenginler bulunur ki, açlık ve fakirliğin nekadar acıklı ve fakirlerin şefkate ne kadar muhtaç olduklarını anlayamazlar. Buacıyı insana tattırarak tam olarak anlamasını sağlayan, oruçtur. Zenginlerinfakirlere şefkat etmesi, yardımda bulunması, Yüce Allah’ın emri olmasıitibariyle, kendisine verilen nimetlere şükrün gereğidir ve hakiki bir şükrüntemelidir. Çünkü hakiki şükrün temel esaslarında biri de insanın hemcinsineşefkat etmesidir. Bu itibarla, kim olursa olsun her bir fert, kendinden daha fakiribulabilir ve ona şefkat etmekle mükelleftir. Ramazan orucuyla nefsine açlıkçektirme zorunluluğu sayesinde yükümlü olduğu şefkati yardımlaşma yoluylagösterir. Oruç olmasa bu şefkati gösteremez ve yardımı da tam olarak yapamaz,yapsa da eksik olur, gerçekçi olmaz. Çünkü gerçek açlığı nefsinde tam olarakhissetmemektedir. Büyüklerimizin, “tatmayan ne yazık ki bilmez; eşektendüşenin halinden ancak eşekten düşen anlar” özdeyişleri bu durumu çok güzelifade etmektedir. Dikkatedilirse, diğer zamanlarda fakirlere yardım etmeyi akıllarına getirmeyenlerdahi Ramazan-ı Şerifte şefkat ve yardım damarının kabarması sonucu yardımıarttırırlar, yardım etmekten büyük haz alırlar. Ramazanorucu, herkesin katıldığı ve yaşayarak öğrendiği toplumsal bir seminer, bir eğitimdir.Zengin ve fakiri buluşturan, kaynaştıran kutsi bir aydır. Fakir ve açlara sabırve dayanma eğitimi verdiği gibi, zenginlere de şefkat ve yardım eğitimivermektedir.
RAMAZAN ORUCU VE YARDIMLAŞMA
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.