Muhterem Kardeşlerim…
Uğur; iyilik getiren şey veya belirti, hayır, iyilik, bereket. Uğursuz; kötülük ve zarar getirdiği sanılan şey. Uğursuzluk; bir şeyi veya bir olayı kötüye yorumlamak olarak bilinir.
Bir şeyin, bir günün veya bir yerin uğursuz sanılması, Yahudilikte vardır. Hıristiyanlıkta da, 13 rakamının uğursuzluk getirdiğine inanılır. Dinimizde ise, bir şeyi uğursuzluğa yormak yoktur. Fakat, “Şu iş veya şu ev bana uğursuz geldi” gibi sözleri söylemekte mahzur yoktur. Hadis-i Şerifte; “Bir şeyi uğursuzluğa yorma, hayra yor!” buyruluyor. [Beyheki]
Efendim;
Hadis-i Şeriflerde buyuruluyor ki:
“Müslümanlıkta uğursuzluk [bir şeyi kötüye yorumlamak] yoktur.” [Mektubat-ı Rabbani 3/41]
“Bir şeyi uğursuzluğa yorma, hayra yor! Sizden biriniz, hoşuna gitmeyen uğursuzluk zannettiği bir şey görünce, şöyle desin: -Ya Rabbi! İyilikleri veren, kötülükleri defeden ancak sensin. Lâ havle velâ kuvvete illâ bike.-” [Beyheki]
“Yumuşak muamele uğurluluk [iyilik], sert davranmak uğursuzluk [kötülük] getirir.” [Harâiti]
“Uğuru [hayrı] ve uğursuzluğu [şerri] en çok olan uzuv dildir.” [Taberani]
“Kötü huy uğursuzluk getirir.” [Taberani]
Eskiden, Arabistan'da yolculuğa çıkarken, bir kuş uçururlardı. Kuş sağa uçarsa, uğurlu sayıp, yola devam ederler, kuş sola uçarsa, uğursuz sayıp geri dönerlerdi. Peygamber Efendimiz bunu yasaklayıp buyurdu ki:
“Kuşlara dokunmayın, yuvalarında kalsın!” [İ. Maverdi]
Hazreti İkrime anlatır:
Bir kuş ötüp geçtiğinde, oradakiler yorumda bulundular. İbni Abbas hazretleri de, “Hayra da, şerre de alamet değildir” buyurdu. Bir olayı hayra yormakta ise mahzur yoktur. Çünkü Peygamber Efendimiz, gördüğü şeyleri hayra yorardı. Hiçbir şeyi uğursuz saymazdı. (İ. Ahmed)
Safer ayı ile diğer ay ve günlerin uğursuz olduğu doğru değildir. Dinimizde uğursuz gün veya ay yoktur. Mektubat-ı Rabbanide bildiriliyor ki:
Günlerin uğursuzluğu, Âlemlere rahmet olan Muhammed aleyhisselâmın gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Günler, Allah’ın günleridir, kullar da, Allah’ın kullarıdır.” [1/256]
Yani, Allahü Teâlâ kulu da, günleri de, ayları da uğursuz olarak yaratmadı. Kul, dinimizin emrine uymayıp uğursuz şeyler yaparsa, uğursuz kimse olur. Bazı günlerde kötü şeyler yaparsa, o günler ona uğursuz gelmiş olur.
Bir şeyin, bir günün veya bir yerin uğursuz sanılması, Yahudilikte vardır. Hıristiyanlıkta da, uğursuzluklar vardır. Mesela Hıristiyanlar,13 rakamının uğursuzluk getirdiğine inanırlar.
Dinimizde uğursuz gün olmadığı gibi, uğursuzluk diye bir şey yoktur. İmam-ı Gazali hazretleri, “Uğursuzluğa inanmak şeytandandır” buyuruyor.
Hazreti İkrime de bildirir ki:
Resulullah, gördüğü şeyleri hayra yorar, hiçbir şeyi uğursuz saymazdı. (İ. Ahmed)
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Günlerin uğursuzluğu, âlemlere rahmet olan Muhammed aleyhisselamın gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı. Hiçbir gün, başka günlerden üstün değildir. Cuma, Ramazan ve diğer mübarek günler, İslamiyet üstün tuttuğu için üstündür.
Ruhul-Beyan’da, Tevbe suresi, 37. Âyetinin tefsirinde diyor ki:
“Resulullah teşrif edince, günlerin müminlere uğursuz olmaları kalmadı.”
Üç Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Müslümanlıkta uğursuzluk yoktur.” [Mektubat-ı Rabbani 3/41]
“Uğursuzluğa inanan bizden değildir.” [Bezzar, Hadika]
“Uğursuzluk düşüncesinin, kendisini, ihtiyacı olan bir işi yapmaktan alıkoyan kimse, Allah’a şirk koşmuş sayılır.” [İ. Ahmed]
Dinimizde uğursuz gün yok ama, uğurlu sayılan mübarek gün ve geceler vardır. Bunlar mübarek diye, ötekilere uğursuz demek yanlış olur.
Çarşamba ve Cumartesi hacamat yaptırmak mekruhtur. Bir rivayette de Cuma günü de kan aldırmak mekruhtur. Mekruh olması, bu günlerin uğursuz gün olduğunu göstermez.
Cumartesi günü oruç tutmak mekruh, bir rivayette de Cuma günü de oruç tutmanın mekruh olduğu bildirilmiştir. Cuma ve Cumartesi günü oruç tutmak, mekruh olduğu için, bugünlere uğursuz denmez. Bayram günleri de oruç tutmak haram olduğu için uğursuz denmez. Allahü Teâlâ uğursuz gün ve uğursuz ay yaratmamıştır. Yarattığı hiçbir şey de lüzumsuz değildir.
İbni Abidin hazretleri, kendi zamanında Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri hasta ziyareti yapılmaması şeklinde bir âdet olduğunu, bu âdete uymanın mahzuru olmadığını bildiriyor. Bu ifade, bu günleri hasta ziyaret etmenin uğursuz olduğunu göstermez. Halkın âdet ettiği şeylerin aksini yaparak tepkiye sebep olmamalı deniyor. Mesela Urfa’daki Balıklıgöl’ün balıklarını yiyen ölür deniyor. Tıbben aksi ispat edilmediği sürece böyle şeyleri yememek iyi olur.
İki Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“İnsan, şu üç şeyden kurtulamaz: Uğursuzluk, su-i zan ve haset. Su-i zan edince, buna uygun hareket etmeyin. Uğursuz sandığınız şeyi, Allaha tevekkül ederek yapın. Hased ettiğiniz kimseyi hiç incitmeyin!” [Beyheki]
“Bir şeyi uğursuz sayan, ona itibar etmesin ve işinden geri kalmasın!” [Taberani]
Allahü Teâlâ cümlemizi iyiyi/kötüyü, yanlışı/doğruyu, helali/haramı, günahı/sevabı ayırt eden, dinimiz İslam üzere yaşayan Salih kullarından eylesin. (Amin)
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum