Tevhit insanın ulaşabileceği en yüksek makamlardan
ve ilim ve irfanda en yüce mertebelerden biridir.
Molla Sadra
Tevhit bir dünya görüşüdür, bir varlık tasavvurudur, bir düşünme biçimidir, hepsinin üstüne bir haldir tevhit. Birlemektir… Bizi, insanlığı, dünyayı; parçalanmışlıktan, bölünmüşlükten, dağınıklıktan kurtaracak olan yegâne yoldur tevhit. Ben ile öteki arasında, bura ile öte arasında zaman ile mekân arasında, mikro kozmos ile makro kozmos arasında insan ile doğa ve insan ile tanrı arasında ilahi makamda bir uyumdur tevhit.
Tevhidin zıddı param parça olmaktır, dağılmaktır,bölünmektir. Dünyanınayarlarıylaoynamaktır, insanı bozmaktır, hayatınifsadıdır, mekânın tahribidir, zamanın un ufak edilmesidir... İnsanı doğadan koparamazsınız, insanı insandan koparamazsınız, insanı öte fikrinden uzaklaştıramazsınız, geçmişi bugünden ve yarından, öteler ötesinden ayıramazsınız…
Nasıl insan tek başına; kalbinden, gözünden, aklından her bir azasından bağımsız olamazsa tıpkı insan gibi hayattatevhit üzerine kuruludur. İnsan ancak bir tevhit fikriyle sürekli bir oluş aşamasına geçebilir, varlıktan var oluşa, beşerden insana tevhit fikriyle varabilir insan. Mikro âlem olarak makro kozmosla varlığını birleştirerek, kendinden büyük bir düzen fikri ile kendisi ile âlemi birleştirebildiği oranda birlemiş olur… Var olan olarak var edemeyeceğine göre; varlıkla bütünleşerek, var olan her şeye iştirak ederek mutlak Var’a ulaşabilir…
Kâinat dairesinin içinde bütün varlıklar bir idareye işaret eder, insan varlık küresinin içinde devran edecektir, seyran edecektir, hareket halinde harekete başladığı yere ulaşacaktır. Allah’tan gelen insan, Allah’a ulaşarak tevhidi, birlemeyi,hareketi ve haliyle ikrar ederek gönlünü bi-karar olmaktan kurtaracaktır. İnsanda tevhide, zamanda tevhide, mekanda tevhide hâsılı hayatta tevhide ulaşarak gönlümüz ile Bir’i, birliği, birlemeyi ikrar etmiş olacağız…
Tevhidin hakikatini gönlü ile ikrar ederek huzur makamına ulaşan insan; bir den Bir’i, parçadan bütünü, damladan ummanı, kesretten vahdeti görebilecektir. Halk içinde hak ile hayatın içinde Hayy ile varlığın için de Vacibu-l Vucud olarak mutlak Var’ı tanınmanın vecdine ulaşabilecektir. Ondan O’nu görecek, O’ndan O’na yaklaşacaktır…
Nereye varmak istiyoruz; tevhidi dünya görüşüne ihtiyaç var, ya da dünyanın tevhit görüşüne, birleyen bakışa, mikro kozmos ile makro kozmosu bir arada düşünen düşünce biçimine ihtiyaç var. İnsanın ve âleminbir olmaya ihtiyacı var, birliğe ihtiyacı var. Organik dünya görüşüne ihtiyacımız var. Nedir organik dünya görüşü: “Allah-Âlem-Âdem 'Bir'likteligi... Âdem; ancak kendi (insan), Âlem (evren) ve Allah (yaratıcısı)arasında birliği birlikteliği yakaladığı zaman uyuma/ahenge ve dinginliğe ulaşabilir. (Mim Kemal Öke; Aşkın Ekolojisi)
Allah’tan geldik o’na döneceğiz, eninde sonunda O’na döneceğiz, bu muhakkak. Bu hakikat, bugün nerede olduğumuz sorusuna sağlıklı bir cevap vermemizi gerektirecek. Madem yarın O’na döneceğiz, bugün neredeyiz? Tevhit; bugün ile yarını, bura ile öteyi birleştirmemizi gerekecek. O zaman birlemiş olabileceğiz. İşte o zaman hayata hoşça bakabileceğiz, o zaman Şeyh Galib’in o meşhur mırrasının muhatabı sayabileceğiz kendimizi.
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdum-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen."
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum