İslamiyet, Allahü Teâlâ’nın dinidir, en güzel, en uygun olan hükümleri bildirmiştir, aşırı uçlardan uzaktır. Bir konuda ölçüyü aşıp çok ileri gitmeye, taşkınlığa ifrat deniyor. Çok geride kalmaya da tefrit deniyor. İkisi de aşırı uçtur, ikisi de kötüdür. Hak ortadadır. İfrat ve tefritin, hattâ vasatın tam karşılığı Türkçe’de yoktur. Tarifle anlaşılır. İfrat ve tefrite, aşırılık denebilir. Vasat, ifrat ve tefritten uzak, itidalli, hayırlı, âdil, şerefli, mümtaz, seçkin, doğru yolda olan gibi mânâlara gelir. İslamiyet’in, böyle vasat bir din olduğunu bildiren bir Âyet-i Kerime meali:
“Sizi vasat [iyi, seçkin, şerefli ve doğru yolda] bir ümmet kıldık.” [Bekara 143]
Birkaç Hadis-i Şerif:
“Allahü Teâlâ’nın dini, ifrat ve tefrit arasındadır. İkisinin ortası sırat-ı müstakim, yani doğru yoldur.” [Beyhekî]
“Hayr-ül-ümûr evsâtühâ = İşlerin en iyisi vasat [ortada, ortalamada] olanıdır.” [Deylemî, Beyhekî, İ. Gazâlî, İ. Süyûtî, Hadîka, Berîka]
“İfrat ve tefritten uzak durun!” [Buhârî]
“İfrata kaçanlar helak olur.” [Müslim]
“İfrat ve tefritten uzak durun, vasatı seçin, çünkü işlerin en iyisi orta olanıdır.” [Beyhekî]
“Orta yolu tutun, doğru yoldan ayrılmayın!” [Buhârî]
“Her hususta vasat olmak, peygamberlik işlerinden biridir.” [Tirmizî]
“En faziletli iş, vasat olanıdır.” [Beyhekî]
“Zenginlikte, fakirlikte vasat olmayan, kullukta da vasat olamaz.” [Bezzar]
İyilik, orta yoldur. Vasatın sağında, solunda olmak, iyilikten ayrılmak olur. İyi huy, tam ortada olmak değil, ortalamada olmaktır. Kötü huy da, bu ortalamanın iki tarafına ayrılmaktır. İyi huyların hepsi vasatî [ortalama] olandır. (Ahlak-ı alai)
Her işin olduğu gibi yürüyüşün de vasat olanı vardır. Bir Âyet-i Kerime meali:
([Ne çok yavaş, ne çok hızlı] vasat bir şekilde yürü!) [Lokman 19]
İfrat ve tefrite bazı örnekler verelim:
İsraf ifrat, cimrilik tefrittir. Cömertlik ise vasattır.
Acele ifrat, tembellik tefrittir.
Kazaklık yapmak ifrat, kılıbık olmak tefrittir.
Çok yiyip içmek ifrat, çok az yemek tefrittir.
Çok uyumak ifrat, hiç uyumamak veya çok az uyumak tefrittir.
Kibir ifrat, aşırı tevazu [temellük, zillet] tefrittir. Tevazu ise vasattır. Onun için derler ki:
Alçakta olanı, sel alır gider,
Yükseğe çıkanı, yel alır gider.
Çok öfke ifrat, hiçbir şeye kızmamak ise tefrittir. Öfkenin lüzumlu olanına şecaat [kahramanlık, yiğitlik], lüzumundan az olmasına da korkaklık denir. Şecaat vasattır. Şecaat halindeki öfke iyidir. Düşmanlara karşı korkaklık caiz değildir. Korkak kimse, karısına, kızına karşı gayretsizlik ve hamiyetsizlik gösterir, onları koruyamaz. Zillete ve zulme boyun eğer, hainlik yapanı görünce susar.
Bir kimseyi aşırı sevip bütün sırlarını ona vermek ifrattır. Arkadaşına sevgisini belirtmemek, her şeyini ondan gizlemek de tefrittir. Düşmanlıkta aşırı gitmek ifrattır. Dostlukta da, düşmanlıkta da aşırı gitmemeli. Sevgide ileri gidip çeşitli sırlarımızı verirsek, ileride aramız açılınca, pişman oluruz. Kırgın olduğumuz kimseye de düşmanlıkta ileri gitmemelidir. Belki bir gün dost olur da söylediklerimizden, yaptıklarımızdan utanırız. Bir hadis-i şerif:
(Arkadaşını günün birinde, aranızın açılabileceğini hesaba katarak sev! Düşmanını da günün birinde dost olabileceğini düşünerek düşmanlıkta ileri gitme!) [Tirmizî]
Arkadaşa, ne haddinden fazla güvenmeli, ne de ona hep güvensizlik içinde olmalı. Onun da insan olduğunu, nefsine veya şeytana uyabileceğini düşünerek, gizli ve mahrem bilgileri söylememeli. Herhangi bir sebeple aramız açılırsa, sırrımızı ifşa edebilir veya koz olarak kullanabilir.
Düşmanımız kâfir bile olsa, iman edip, en yakın arkadaşımız olabilir. Düşmanlıkta ileri gitmişsek, sonra mahcup olabiliriz.
Her işin ifrat ve tefriti olur. Müslüman vasat yani itidalli olmalı, aşırılıklardan uzak durmalıdır.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum