Reklam Alanı

YOLU İNCİTMEYEN ADAM; AKİF EMRE

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
“Yol vemenzil inşa edici bir süreçtir, yolda olmak güzeldir." Evet, böyle demiştiRahmeti rahmana kavuşan Akif Emre. Yolda olan, yolu incitmeyen, yoldançıkmadan, yol kesicilik yapmadan yürüyen sahih ve bilge biriydi Akif Emre. İlkgençliğimden beri takip ettiğim, en zor zamanlarda bile nerede ve nasıldurmamız gerektiğini göstererek yolumuzu aydınlatan biriydi Akif Emre. Doksanlı yıllarda yayın hayatına başlayanYeni Şafak gazetesinin ilk gününden bu yana yazmaya devam ediyordu. Şehit Metin Yüksel’e yol arkadaşlığı yapmış,yolda yolun nimetlerine tenezzül etmeden yürüyen bir refik, derin birmütefekkir, ahlaklı bir duruş, sahih bir ağabey, gösterişsiz bir kişilik,dürüst bir kalem, ilkeli bir yazar, ahlaklı bir duruş, öncü bir şahsiyet Akif Emre. Allah Rahmeteylesin mekânı cennet olsun. Ölüm deesasen yolun devamı değil mi, Müslüman ölümle devam eden yolu bir başka aşamasınageçmiş oluyor esasen. Hayatı ne kadar anlamlandırdığınız sorusunun cevabı onuniçin birazda ölümü nasıl anlamlandırdığınızla ilgili. Onun için hayat ve ölümbirbirinden ayrılamaz. Peki, Akif Emre için ölüm ne anlam ifade ediyordu;; “Ölümyoksa hayat da yoktur. Ölümle irtibatlı değilseniz hayattan da kopuksunuzdemektir. Ölümle barışık değilseniz hayatı anlamlandıramazsınız." Akif Emrebizden biriydi; bizden, içimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden, kendi gökkubbemizden hoş bir seda idi. Kapitalizmin bireyci anlayışının karşısına bizi,bizim değerlerimiz koyuyordu. Şehri, mahalleyi, sokağı önemsiyordu. Onun için“MahallesizŞehirler” diyordu. “Sitelerin birey vebireyselciliği yerine özgüveni dirilterek şahsiyet olma imkânı verir mahalle.Mahallenin her geçen gün kaybolması; insan ilişkilerimizin yozlaşması, bireyin,bireycileşerek bencilleşmesi, sevincin, hüznün tek başına yaşanması, insanınolanca kalabalıklar içinde tek ve tenha kalması sonucunu doğurur. Her türdestekten mahrum, mesnetsiz ruhlara dönüşen insanlığımız... Oysa bir şehrinkalbi sokaklarında, caddelerinde ve nihayet mahallelerinde atar…” Burada idi, buradankonuşuyor idi, bu topraklara ait idi. O yüzden bu ülke aydının sürekli olarakyaşamış olduğu yabancılaşamadan uzak bir hayat sürerek yerli ve sahih birmünevver olmayı başarabilmiş idi. Mevlana’nınpergel metaforunda olduğu gibi, sabitesinin, mensubiyetinin farkında olarak,buradan, bu topraklardan dünyaya açılıyordu. “Yerlilik, yerli olmak bir ideolojik akım, siyasigörüş olmaktan önce haldir. Orada, oraya ait olma hali. Yerlilik herhangi birdünya görüşüne bağlı olup olmamaktan önce duygusal bir bağdır. Yerli olmayıiçine sindirebilmektir yerli düşünce, yerli sanat, yerligelenek gibi kavramsallaştırmaların hepsi mümkün. Ama bir duyuş seziş yoksayerli olmak zor. Bir yere ait olmak, oraya kök salmak, tarihsel ve kültürel vedahi coğrafi boyuta sahip olmadan olmaz. Bir yer/ler/e ait olma duygusu oradaolmakla yakından ilintilidir. Bir yere ait olsanız da orada doğup büyüseniz deoraya ait olamayabilir, oraya yabancılaşır, duygusal olarak oradan, ocoğrafyadan kopabilirsiniz.” Güzel insanın ardından güzel şeylersöylenir, güzel şeyler yazılır. AkifEmre Hakkın rahmetine kavuştu Allah rahmet eylesin. Ruhu şad, mekanı cennetolsun.
YOLU İNCİTMEYEN ADAM; AKİF EMRE
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.