İNŞAALLAHI OLMAYAN DÜNYA GÖRÜŞÜ: "MODERNİZM"

Başlığa verdiğim cümlenin, araştırmacı yazar Abdurrahman Aslan'ın modernizm hakkındaki tanımının bir benzeri olduğunu söylemem lazım! Çünkü bu tanımlamayı ilk olarak, Abdurrahman Aslan ağabeyden duymuştum. Modernizm ancak bu kadar kısa ve net okuyarak, tanımlanabilir di!... Evet, bir dünya görüşü olarak, modernizm; İNŞAALLAHI olmayan, her şeyin akıl ve teknikle mümkün olabileceğini savunan, ahiret, diriliş, Allah inancı barındırmayan, günü birlik zevk ve şehvetlerinin tatminine bağlı olarak; her şeyin bu dünya hayatıyla mukayyed olduğunu iddia eden, ideologların çelişkilerle dolu bir yaşam felsefesidir!... Besmelesiz her iş nasıl ki, ebter ve kesikse; Modernizm denilen yaşam biçimi de, o denli kesik ve kısır bir döngü içerisinde dönüp durur!.. Çünkü modernizme göre, yaşamın şekil ve tarzını zamana uydurma saçmalığı yatmaktadır. Yani, zamanı veya çağı inanca değil; inancı çağın gelişimine uydurma çabasıdır modernizm. Mesela günümüzde, mürekkep yalamış birçok modernistin; zaman (çağ) sana uymazsa sen zamana uyarsın/uymalısın tezini savunmaları tam bir nasipsiz hezeyanıdır. Bu batıl inanç şekline, ne yazık ki; sözüm ona birçok akademisyenin, yazarçizer ve hatta ilâhiyat camiasından dahi söz konusu koroya eşlik etmeleri ayrı bir garabettir. Hatta bazı laisizm ve liberalizmden beslenen bir kısım zerzevatın, gelenek diye isimlendirdikleri on dört asır önce; Efendimiz (s.a.v) in dünyaya tebliğ ettiği evrensel öğretilerin, bu çağa uyum sağlayamadığını savunuyor olmaları, batıla âşık olanların gerçek yüzlerini göstermeye yeterlidir. Onun için, modernizm denilince; salt manada terakki ve tekniğin gelişmiş durumu ile teknolojik icatlar akla gelmemeli ve anlaşılmamalıdır. Evet, insanın hayatını kolaylaştıran söz konusu teknolojik buluşların faydasını inkâr edemeyiz ancak bununla birlikte; kaşıkla verip kepçeyle aldığını da inkarı kabil olmayan bir gerçek olduğunu unutmamak gerekir. Mazi, hal ve istikbal düşüncesine pek yer vermeyen modernizm; günü kurtarmanın mücadelesini vermesinin yanında; menfaat sağlayan her şeyin mubah olduğu esasına dayanır. Bu bir yönüyle, kapitalizm denilen ideolojinin dünya görüşüyle tıpa tıp örtüşen ve insan/toplum yararına dair karşılığı olmayan, sadece fırıldaklığa dayalı felsefi bir aldatmacadır!... Modern yaşam felsefesinde, sözde eşitlik adı altında; kadını özgür kıldığını iddia ederek, aile düzenini yok etmekle kalmaz, meşru olan evliliğin önüne takoz koyarak zinayı teşvik eder. Beşeri yasaların insan ürünü olduğunu, kimse inkâr edemez. Hal böyle olunca, beşeri yasaların egemen olduğu laik Demokratik ülkelerde; Allah'ın şeriatına iman edip ve ona göre yaşamak isteyenlerin işi gerçekten zordur!... Çünkü söz konusu yasalara göre, reşid oldukları hâlde, yaş sınırına (18) ulaşmadan İslam’ı nikâhla evlenenlerin; çocuk yaşta (!) Evlilik adı altında, tecavüz ve vb. Suçtan dolayı ceza evlerinde olmalarını ön gören beşeri yasalar; modernizmin nasıl bir felaket olduğunu göstermektedir. Ama aynı yaşta olanların, yıllarca nikâhsız olarak birlikte olmaları, flört yapmaları ve hatta aynı yatakta yatmalarının önünde; hiçbir engel yoktur. İşte modernizm denilen bela, insanlara bir tarafta bazı şeyler sunarken; diğer tarafta ise aile toplum düzeninin altına dinamit koymaktadır. Eşitlik adı altında, kadını efe erkeği esir konumuna mahkûm eden tek dünya görüşü; Modernizmdir denilse yeridir. Bundan dolayı, moderniz mi bir hayat felsefesi olarak savunanların, gönül ve gündemlerinde inşallah (Allah izin verirse) ilkesi asla yoktur ve yer almamaktadır. Çünkü modernizme göre, ahiret, diriliş, hesap ve kitaba dair olan inancın; geçerli hiçbir yanı yoktur(!) Kendilerine jön Türkler diyenlerin içinde nasıl ki, gerçek manada tek bir Türk yok idiyse; Modernizm denilen hayat felsefesinde de ahiret inancı ve inşallah (Allah izin verirse dilerse) demenin yeri yoktur. Olay bu kadar öz ve nettir. Çağın modern teknik ve terakkiye tabi ki karşı değiliz ama velakin; temeli inkârcılığa dayanan hiçbir izm veya ideolojiyi de kabul etmiyoruz. İslâm keyfe kâfidir!