Reklam Alanı

Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa için kalben teşekkür

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Değerliakrabam şair ve yazar Mehmet Emin Kuş hocam Ruhumun Masalı Şehr-i Urfakitabımızla alakalı Gap Gündemi gazetesinde 18.05.2017 tarihli “ RuhumunMasalı Şehr-i Urfa ” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı görünce çokmütehassis oldum ve zat-ı âlilerine gönülden teşekkür ettim. Evetinsan iltifatasusuz ama ondan daha çok eleştiriye. İltifat eden çok fakat hakkıyla eleştirenbir elin parmakları kadar az. Bir kitabı iltifatlar değil sadece eleştirilerolgunlaştırır. Mehmet Emin hocamın yazısını bu bakımdan çok kıymetlibuldum.Katılmadığım ve tavzih edilmesi gereken yerler tabii ki var ama önemliolan onlar değil, eleştirilmeyi hak etmek. Yazıyı aynen takdim ediyorum: 'Ruhumunmasalı/Şehri Urfa' bir kitap ismi… Kitabın yazarı, Şahin Doğan… Şahin Doğan bindokuz yüz yetmiş sekiz Urfa doğumlu.Sanat tarihi mezunu olan Şahin Doğan, halenŞanlıurfa Müzesinde Araştırma görevlisi olarak çalışıyor… Şehri Urfa, Şahin Doğan'ın ikinci kitabı, Şahin Doğan 'Şehri Urfa' kitabındadaha çok Urfa'nın tarihi mekânlarını, kentin manevi havasını yansıtmayaçalışmış… Aslında Urfa'yı tanıtmak, her Urfalının hayalidir. Ancak her UrfalıŞahin Doğan kadar şanslı değildir. Çünkü Şahin Doğan bu konuda lisanslı, yanihem kalemi güçlü bir yazar hem de sanat tarihi mezunu… Doğal olarak bizden birsıfır önde! Şahin Doğan, Kitabın önsözünde; "Urfa'da doğmakla Urfalı olmak aynı şeydeğildir." Diyor. "Tıpkı İstanbul'da doğmakla İstanbullu olmak gibi…" diye devamediyor. Burada yazara hak veriyorum. İkisi arasında çok fark vardır. Çünküaidiyet farklı, mecburiyet ayrı şeydir. Yazar devam ediyor; "birisadece biyolojik ve coğrafi bir aidiyeti işaretlerken, diğeri çok daha kapsamlıve kültürel bir bilinçlik halini işaret eder…" diyor. Bu konuda da yazarımız Şahin Doğan'a katılıyorum. Katılmadığım konular da vartabi… Mesela; yazar kitapta kaynaklara yer vermiş, zaten kitabın içeriği de bunugerektiriyor diyebiliriz. Ancak kaynakların doğruluğunu bu konuda araştırmalaryapmış ehil kişilere teyit ettirmeden eserinde yer verdiği için sıkıntı olmuşbana göre! Mesela kitabın hemen girişinde 'Rıdvaniye Camii Ve Medresesi'başlığıyla yazdığı bölümde ve daha sonra farklı yerlerde zikrettiği bazıyanlışlar gözümüze çarpmaktadır. "…kutsalbalık'ların bin yıllardan beri içerisinde mesut bir şekilde yüzdüğü ve artıkonunla bütünleştiği 'güzelliğin aynası' Halilurrahman gölü…" Yazar,şiirsel bir tonla ifade etmiş, insanın ruhunu okşuyor adeta… Tabi gölüngüzelliğine diyecek sözümüz yok. 'Halilurrahman gölü' de tamam, ancakbalıkların kutsal olduğu kısmı yanlış ve yanıltıcı bir terim ve tanımlamadır. Çünkü her ne kadar avam tabakada böyle bir efsanevi terim varsa da, bunun dinibir kaynağı ve dayanağı yoktur. Bu mitolojiden öteye geçmeyen bir anlatımdır. Ayrıcadevamında, "Dergâh Camii diye zikretmiş, bunun yerine 'Mevlit Halil Camii'deseydi daha uygun olurdu. Bir sanat tarihçisi olarak bu detaylar onun içinönemlidir. Yine yazarımız kitabında birçok tarihi yapıyı ellerinde belge olmadan sadecekuru iddialardan oluşan bir takım verilere dayanarak Urfa'da ki tüm tarihiyerleri Hıristiyanlara dayandırmaktadır. Burada yazarımızın iyi niyetindenşüphe etmiyoruz. Yazarın iyi niyetinden ve 'Hocam' dediği bazı araştırmacılaragösterdiği saygıdan dolayı yeteri kadar araştırmadan, tamamen güven esasınadayalı kaynaklar verdiği için böyle bir hataya düştüğünükabul ediyoruz. Meselabirçok caminin daha önce kilise olduğunu söyleyen kaynak bunun doğruluğunuispat edememiştir. Ben tarihçi değilim ama bildiğim kadarıyla Urfa'da eskidenkilise olup şu an cami olarak aktif olan sadece Cercis peygamber camii,Fırfırlı-Tılfındır camii ve Selahaddin Eyyubi' camileri var. Ancak Urfa'da bu konularda araştırmalarıyla ünlü, Şahin Doğan'ın da kendilerindençok alıntı yaptığı bir takım yazarlar, o kadar camii Hıristiyanlara ve kiliseyedayandırıyorlar ki, adeta dersiniz Urfa tamamıyla bir Hıristiyan şehridir veMüslümanların da hiçbir eseri yoktur. Bu yanlış bir algıdır. Aynı zaman da tehlikelidir de… Şöyle ki; bu konudayazılan kitaplar ve yapılan tüm çalışmalar, şimdi olmasa bile ileriki zamanlariçin belge niteliği taşıyacaktır.İleriki zamanlarda bu topraklarda gözü olanlarbu eserleri kullanacaklar ve bakın sizin kendi yazarlarınız ve araştırmacılarınızbile bu kadar eserin bize ait olduğunu yazmışlar. Buralarda bizim de hakkımızvar, hatta buralar bizimdir diyeceklerdir. Oysa Hz. Ömer'in halifelik döneminde bile Urfa'da yapılan camiler var. Örnek:ÖmeriyeCamii…Bunun dışında kitapta kullanılan Fotoğraflar keşke renkli olsaydıdiye düşünüyorum. Renkli olsaydı daha verimli ve ayrıntılı, görsellik açısındanda daha güzel olurdu… EksiksizKitap Olmaz İyi niyetolduktan sonra, eksikler ve yanlışlar düzeltilir. 'Şehri Urfa' kitabı hem üslupaçısından, hem konu ve içerik olarak okunması gereken bir kitap... bir kitaptabazı hataların olması, o kitabı okumaya engel değildir.Şahsen kitabın isimi deçok hoşuma gitti. 'Ruhumun Masalı/Şehri Urfa' kulağa hoş gelen ve kitabıniçeriğiyle çok uyumlu bir isim… Yazarımız kitabını, Urfa'da, tarihsel özellik taşıyan, belgesel içerikli, anı,gezi ve deneme yazılarından oluşan mistik bir hava içerisinde bize kendisinehas akıcı ve yumuşak üslubuyla sunmaktadır. Mesela kitabın sonlarına doğru'Arka Sokaklar Arasında' ismini verdiği, 5. Bölümde yazmış olduğu; "Birboşluk… Tarifi kabil olmayan, kelimelerin içine sığmayan bir boşluk... Gittikçebüyüyen, büyüdükçe derinleşen, derinleştikçe tanımsızlaşan ve belirsizleşen birboşluk…" Diye devam eden bölüm çok hoşuma gitti. Belki de içimde kiboşluğu doldurduğu için bu bölüm daha etkiledi beni. Çünkü yazar sonra oboşluğu nasıl doldurmamız gerektiği konusunda bize taktik de veriyor. "Bütün bunlar doğru amma; huşu içinde kıldığımız bir namazdan sonra, derinbir vecd ile okuduğumuz Kur'an-ı Kerimden sonra, gözyaşıyla ıslattığımızseccadeden, ellerimiz karıncalı içten yakarışlarla ettiğimiz samimi bir duadan,nasihat dolu bir Cuma hutbesinden, cami avlusunda hüzünle taşıdığımız birtabuttan, aşkla yaptığımız tatlı bir sohbetten, iştahla yediğimiz leziz biryemekten…" diyerek okuyucuyu maneviyata yönlendiriyor yazar. Yine yazarın sürekli bir arayış içerisinde olduğunu da aşağıda ki satırlardananlıyoruz."…işte böylesi bir boşluk anlarında Urfa'nın tarih ve maneviyatkokan, karadaş döşemeli arka sokaklarında gezmek, onda bir itiyat halinegelmişti. Ara sokakları, arka sokakları, çıkmaz sokakları, halk arasındakimeşhur deyimle "tetirbe"leri… Dolaşmak ve bunları dolaşırken tarifikabil olmayan bir zevk almak, bir his taşımak... Bu sokakların dolambaçlıoluşu, darlığı, inceliği, kavisler yaparak sanki sonsuzluğa doğru gidişi…"diye devam ediyor yazarımız… Yazarın yer yer şiirlerle konuyu bağlaması ve usta şairlerden şiir alıntılamasıda ayrıca kitaba duygu katmaktadır. Yine yazar, kitabında birçok ünlüyazar, edebiyatçı, şair, sanatçı, din adamı ve topluma mal olmuş vasıflıinsanlardan bahsederek hafızasının ve kaleminin güçlü olduğunu ispat ediyor.Bazı teknik ve kaynak hataları dışında alanında güzel ve okunaklı bir kitap… Buyüzden yazara başarılar dilerken, size de bu kitabı okumayı tavsiye ediyorum.
Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa için kalben teşekkür
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.