Ortega Y. Gasset, kitlelerin isyanı adlı kitabında;“kitle kültürünün etkisiyle artık sadece korolar var, sololar bitmiştir.”Diyordu. Ses yok sesler var, ‘biz’lerin içinde kaybolan benler. Söylenen her şey korolar eşliğinde ifade ediliyor, korolardançıkmayan seslere kulak verilmiyor. Herkes kendini bir yerlerle bütünleştirmeyeçalışıyor. Önce korolar oluşturuluyor, sonra ‘bize göre’ler başlıyor. ‘Bizegöre’, o kadar çok ‘bize göre’ var ki, hangisine kulak vereceğinizibilemiyorsunuz. Birde bu ‘bize göre’lerin kendi aralarındaki‘çatışmalara bakacak olursanız koroların gürültüsünün söylenenlerianlamsızlaştırdığını görebiliyorsunuz. İfade edilmek istenenin toplucaifade edilmesi metin değerlerini ortadan kaldırıyor. Zira ‘topluca söylenenşarkıların metin değeri yoktur.’
Her şeyde olduğu gibi moda akımlardan davazgeçemiyoruz. Evet, şimdi moda akımlar var. Modernizmin ortaya çıkardığı vetüketime dayalı bir giyim kuşam tarzı, giyim kuşamla kalmayıp zihniyetlerde,düşüncede de modanın etkisindeyiz. Dolayısıyla köklü düşünceler ortayakoyamıyoruz. Günü birlik yaşıyoruz. Günü birlik düşüncelerle var kılabiliyoruzkendimizi. Modaya uyuyoruz, dünyayı algılama şeklimiz, düşüncelerimiz,söylemlerimiz modanın ötesine geçemiyor. O kadar çok kendimizdenkaçıyoruz ki kendimize koşmaya yetecek mecali ortaya koymaya cesaretedemiyoruz. Sesimiz olmuyor, hep koroların sesi ile var kılıyoruz sesimizi. Oysa kendi sesimize güvenip solo yapabilme çabasını ortaya koyabilmemizgerekiyor.
Kendi sesimizi ortaya koyamadığımız için moda olanınpeşinden koşuyoruz. Kendi tarzımızı ortaya koyamıyoruz. Bakın FatmaBarbarosoğlu ‘Moda ve Zihniyet’ adlı kitabında bu konuda ne diyor; “Moda birüniformadır. Diğer üniformalardan ayrılan tarafı belli bir şekil içindekalmaksızın bir tarzın savunuculuğunu yapıyor olmasıdır. Kitlenin üniformasınınkarşısında durabilmek için, ferdin kendine has bir üslubunun, dünya görüşününestetik anlayışının olması gerekmektedir… Kişisel tekâmülünü tamamlayamamışfertler için kitlenin çekim gücü daha kuvvetlidir.”
Akletmez misiniz? Düşünmez misiniz? Tefekkür etmezmisiniz? Sorularının muhatabı olduğumuzu unutuyoruz. Oysa ne çok defalaryaradan uyarır bizi, bu özelliklerimizi kullanmadığımız için. Herkesinkonuştuğunu söylemek, herkesin düşündüğü gibi düşünmek, herkesin yaptığınıyapmak, herkesin giyindiğini giyinmek… Her yönüyle modanın ardından gitmeksıradanlaştırıyor. Önemli olan korolara dahil olmak değil kendimize has birbakışa sahip olmak. Hikmetin birazda kalabalıklardan uzakta olduğunu anlamamızgerekiyor. Kitle olmanın uyuşukluğundan kurtulabilmemizin, gürültüdenuzak kalabilmenin yolunun, kalabalığın niceliğinin yerine ben olabilmeninniteliğini ortaya koyan derinlikli bir zarafette olduğunu görmek gerekir.
Aidiyet problemi üzerinde yeniden düşünmek gerekiyor.Evet, bir kimliğimiz olacaktır. Bu muhakkak ancak, kimliğimizin olabilmesi kimolduğumuz bilmemize bağlı, kim olduğunun bilincine varılmadan kimliktenbahsedilen ortamlarda, bahsi geçen kimlikler ancak çatışma unsuruolabilecektir. Kendi olmak adına belki bütün bağlardan kopabilmektir aslolan.Çarkların arasında birer vida olmamızı isteyen yapıların bize bir şeysunamayacağını bilmemiz gerekiyor. Biz olacaktır, olmalıdır, ancak önce ‘ben’işahsiyeti oluşturabilmeliyiz. ‘Ben’i olmayanın, ‘biz’i olmayacaktır. Benlerdenoluşmuş bizleri oluşturabilmeliyiz. Aklını kiraya vermiş insanlardan oluşmuş‘biz’lerin insanları birer uysal alet haline getirerek cüceleştirmekten öte birişlevi olmayacaktır.
Hepimiz kocaman birkoronun söylediği şarkıya ağzı kımıldatarak eşlik eden ama kendi sesiniçıkarmaktan aciz bir noktadayız. Önce sololarımız olmalı. Moda akımların, kalabalıklarınsığlığından kurtulabilmemizin yolu derinliği olan benliği olan, tınısı olansese kulak kabartmamızdan geçiyor. Yani korolardan sololara geçebilmektengeçiyor. Sözün özü; korolar yalan, sololar gerç[email protected]
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum