İsraf , bir malı yok etmek, dine, dünyaya ve insanhayatına olumlu bir faydası olmayacak şekilde harcamaktır. Buradan hareketle, hem din, hem dünya açısındanisraf kavramı üzerinde detaylı durulması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Baştaİslam dini olmak üzere diğer dinlerde ve hatta Bütün inanç şekillerinde, enfazla kutsanan şey insan sağlığı olduğundan hareketle de asıl değerlendirilmesigereken açının da insan sağlığı olduğu söylenebilir.
Kur’an-ı Kerimde A’rafsuresi 31. Ayette mealen “Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz” şeklindeMüslümanlara yönelik bir emir vardır. Ancak günümüzde insanların önemli birkısmı tarafından sadece “fakat” kelimesinden önce gelen “yiyiniz, içiniz”kelimeleri emir telakki edilip uygulanırken ikinci bölümü olan ve emrin esasınıteşkil eden “israf etmeyin” emr-i ilahisi göz ardı edilmektedir.
Bu ayette geçen“israf” kelimesi de farklı yorumlanmaktadır. Zira insanların önemli bir bölümüisraf kelimesini sadece yiyecek veya diğer maddelerin çöpe atılması, fazla alınmasıveya boşuna harcanması olarak değerlendirmektedir. Oysa “yiyiniz içiniz”emrinden sonra gelen “israf etmeyiniz” cümlesini “ihtiyacınız kadar yiyin veiçin” anlamında kullanıldığı yönünde anlamlandırmak gerekmektedir. Daha açık bir ifade ile Ayette yer alan“Yiyin, için, fakat israf etmeyin” şeklindeki emir, insanlarınancak ihtiyacı kadar yemelerinin ve içmelerin uygun olduğunu, ihtiyacıaştığında israf olacağını beyanla insanların çok yememelerini emretmektedir.Yemek fazla olduğu için ihtiyacından fazla yemeye çalışmak da israftır.
“Yiyin için fakat israf etmeyin” emr-iilahisi, aynı zamanda insan sağlığı için gerekli tüm tıpilmini özetleyici mahiyettedir. Bu sebeptendir ki günümüzün en önemli hastalıklarının başında obezite vebuna bağlı hastalıklar gelmektedir. İnsanı Yaratılmışlarınen güzeli ve en mükemmeli olarak yaratan Yüce Allah bu Emri ile insanlara;israf etmeyerek sağlıklı beslenmeyi ve dolayısı ile Hz. Muhammed (a.s.)’ınümmeti hakkında en korktuğu tehlike olan obezite, yani şişmanlıktan korunupsakınmayı öğretmektedir.
Günümüzdebirçok hastalığın temelini sağlıksız beslenme ve ölçüsüz yeme alışkanlıkları oluşturmaktadır.Evlerimizdeki kiler, kuru gıda ve buzdolaplarına şöyle bir bakacak olsak; heran ağzına kadar çeşitli gıdalarla dolu, sofralarımızda da en az dört-beş çeşityemek olduğunu görebiliriz. Ayrıca sofrada doyulmuş olsa bile, 'tabaktakalmasın' ısrarı sonucu yenilen yiyecekler vücuttaki yağlanmaların artmasına,buda damar tıkanıklığı, şeker hastalığı, kalp hastalıkları gibi ciddisorunların kapısını aralamaktadır.
İsrafyerine, malını ihtiyacını aşmayacak derecede yani Allah’ın emrettiği şekildekullanıp hem sıhhatini koruyabilir hem de büyük işler yapılabilir. Mesela, 18.Yüzyılda yaşayan Keçeci Hayrettin Efendi canının istediği yiyecekleri"sanki yedim" diyerek yıllarca biriktirdikten sonra Fatih'te “Sankiyedim”adı ile söylenen camiyi yaptırmıştır.
Hz. Muhammed (S.A.V.)’in beslenmeşekli “az yemek”ten oluştuğunu ve bunu tüm insanlara da tavsiye ettiğinigörüyoruz. Yemek yemedeki amacın karnını tıka basa doldurmak, “güzel” ve“lezzetli” olarak görülen yiyeceklerin bolca yenilmesi anlamına gelmemesigerektiği yönünde bir beslenme felsefesi olduğunu görmekteyiz.“İnsana belinidoğrultabilecek birkaç lokma yeter. Bunu yapamıyorsa, karnının üçte biriniyemeğe, üçte birini suya, üçte birini de teneffüs etmeye ayırsın.” ŞeklindekiHadis-i şerifleri bunu açıkça göstermektedir. Buna benzer birçok hadisi-işerifte günde iki öğün ve az yemenin, doymadan sofradan kalkmanın, lokmalarıağza göre almanın ve iyice çiğnedikten sonra yutmanın önemine değindiğigörülmektedir. Bir başka hadis-i şeriflerinde “Çok yiyip içmekhastalıkların başıdır.” Buyurmaktadır. Bu hadislerde, İnsanın “yemekiçin yaşaması” yerine “yaşamak için yemek yemesi” gerekliliği vurgulanmaktadır.
Özetle,insan “yemek artacak da çöpe gideceğine mideme gitsin” düşüncesi ile hem israfetmiş olur hem de kilo alma, obezite ve buna bağlı birçok sağlık sorunları ilekarşı karşıya kalabileceğinden iki kere zarar eder. Yani hem israf etmiş olurhem de sağlığı tehlikeye girmiş olur. Asıl olan yemeğin ihtiyaç kadarhazırlanması, ekmeğin ihtiyaç kadar temin edilmesidir. Lokman(a.s.)’ın oğluna şöyle nasihat eder:”Ey oğlum! Miden dolu ikensakın yeme! Zira sen tok iken yiyeceğin şeyi köpeğe atman, senin için onuyemekten daha iyidir” (Kemal Özer, Müslüman’ın Diyeti. S.67)
Afiyette kalın
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum