Şanlıurfa kent merkezinde 1 milyonun üzerinde insan yaşıyor. Ve bu insanların kent merkezinde aracını rahat bir şekilde park edip dolaşabileceği tek bir çarşı yok. Alış Veriş Merkezi (AVM) kültürü, çarşı kültürünü öldürdü. Belediye yönetimleri de el birliği ile buna çanak tuttu. İnsanların tek gidebileceği bir yer var o da Piazza AVM.
Oysa AVM’ler hastalıkların kolayca yayıldığı mekanlardır. Toz, parçacık, karbondioksit ve koku gibi rahatsız edici ortamlar en fazla buralarda bulunuyor. Alerjenleri tetikleyen mekan da AVM’lerdir. En önemlisi de özellikle kış aylarında solunum yolu ile geçen grip gibi bulaşıcı hastalıklar da buralarda yayılabilmektedir. Bunlar bilimsel gerçeklerdir.
Tarihimizde önemli bir yere sahip olan ancak günümüzde unutulmaya yüz tutmuş çarşı, pazar ve hanlar insan yaşamına ve sağlığa daha uygun ticari alanlardır. Şanlıurfa, bu öneme yer vermiş ülkedeki nadir şehirlerden birisidir. Ancak eskiden. Osmanlı sonrası neredeyse kente kazandırılan tek bir çarşı veya pazar yoktur (Meyve-sebzelerin satıldığı pazarlar ve Karaköprü’de yapılan küçük çarşı hariç). Eski çarşılar ise genellikle trafiğin yoğun olduğu ve otopark sorunun yaşandığı bölgelerde olduğu için yetersiz kalıyor.
Şimdi bu anlamda, öze dönen belediye başkanları hem insanlığa çok önemli bir hizmet sunmuş hem de adını altın harflerle tarihe yazdırmış olacak. Önlerinde iki seçenek var belediye başkanlarının. Birincisi mevcut çarşıların otopark sorununu çözerek ve küçük dokunuşlarla cazip hale getirecek, ikincisi de trafik sorununun olmadığı bölgelerde çarşılar kuracak. Birincisine örnek vermek gerekirse, Bahçelievler bu iş için biçilmiş kaftan. Topçu Meydanı’nda yeterli kapasiteye sahip hatta eksi ikinci katı kullanıma açılmamış otopark var. Belediye ya burası ile anlaşıp vatandaşa uygun ücretle sunulmasını sağlayacak ya kiralayacak ya da satın alacak. Bir de Abide’ye yakın bölgede otopark ayarlayacak. Bunun için en uygun yer Üçgen Parkın bulunduğu yer ile bitişiğindeki Gençlik Merkezinin bahçesinde yıkılan kafenin ve bahçenin altı. Bahçelievler’in güney ve kuzeyindeki otoparklar tamamlandıktan sonra batısında bulunan Kız Meslek Lisesinin de altı otopark yapılmalı.
Sonra geriye Bahçelievler 2’nci sokak ile 4’üncü sokağı araç geçişine kapatmak, sokakları renklendirmek ve ışıklandırmak kalıyor. Haliliye Belediyesi çok güzel bir iş yapıp buraları ışıklandırdı ancak gece oralara park eden araçların ışıl ışıl görülmesinden başka bir işe yaramıyor. Çünkü hava karardıktan sonra özellikle bina araları suç ortamına uygun olduğu için insanlar, özellikle aileler buradan geçmeye korkuyor. Bu düzenlemelerin yapılması halinde Güneydoğu’da örnek bir çarşı ortaya çıkacaktır. Belki ilk etapta mırın-kırın edecek bina sakinleri çıkacaktır. Ancak bir süre sonra gayri menkullerinin kıymetlendiğini fark edince minnet borçlu kalacaklardır. Gaziantep’teki Gaziler Caddesi de trafiğe kapatılırken böyle olmuştu. Ancak şimdi Antep’in ticari kalbi Gaziler Caddesi’nde atıyor AVM’lerde değil. Tıpkı yine trafiğe kapalı İstanbul’daki İstiklal Caddesi gibi. İstanbul’a gidip de uğramayan hemen hemen kimse yok.
Çarşı ruhunun kente yeniden kazandırılması için diğer bir seçenek de millet bahçelerinin yapılmak istendiği hazine arazileri gibi araziler bulunup, eski çizgilerle modern çizgilerin harmanlandığı çarşılar oluşturulabilir.
Belediye başkanlarının artık Osmanlı’nın dahi gerisinde kaldıklarını fark edip; istişare toplantıları, zenginlerin nikah şahitlikleri, ziyaretler gibi saçmalıklardan kurtulmaları gerekmektedir. Günü birlik küçük işler ne onları ne kenti felaha kavuşturur.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum