Reklam Alanı

ZORLUKLARI BİRLİKTE AŞABİLİRİZ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Salgınla başlayan süreç bir yılı aştı. Salgınlar elbette ki olağanüstü durumlardır. Olağanüstü durumlarda daha duyarlı olmak hatta seferberlik ruhuyla hareket etmek gerekli olmaktadır. Bu tür çağrılar hep yapılmakta, yapılmalı da ancak unutulmamalıdır ki; bazı yasak ve kısıtlamaların kalkmasına rağmen süreçten etkilenen toplum kesimlerinin sıkıntıları giderilebilmiş veya düzelmiş değil. O açıdan salgın sürecinin ve getirdiği sıkıntıların devam ettiği bilinciyle paylaşım ve desteğe devam edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ekonomisi ve sosyal devlet anlayışı nispeten daha gelişmiş olan bazı toplumlarda hükümetler; ekonomik tedbirler başta olmak üzere aldıkları tedbirlerle vatandaşlarının süreci kolay atlatmasına yönelik politikalar uygulamaktadırlar. Ancak gerek bölgemizdeki ülkeler ve gerekse de genel anlamda İslam toplumları ve mazlumların salgın sürecinde yaşadıkları sıkıntı ve acılar, diğer toplumlarınkinden daha ağırdır. Hem savaşlar ve savaşların göç, tedarik sıkıntıları, ekonomik ve diğer tahribatları hem de küresel kuşatma, ekonomik yaptırımların getirdiği daha bir yığın sorun ve sıkıntılar salgının etkisini daha da arttırmaktadır. Böyle olunca toplum/sivil inisiyatiflerin, yardımlaşma ve paylaşım duyarlılıklarını ön plana alınarak planlama ve çalışmalarını ona göre yapmaları önem kazanmaktadır. Başka bir deyişle; kendi yaramıza kendimiz merhem olmak durumundayız. Bir Ramazan ayına daha kavuşmak üzereyiz. Hatırlıyorum geçen yıl da Ramazan’ ı beklemeden infak konusuna ağırlık vermenin önemine değinmiştik. Aynı çağrıyı bu yıl da tekrar etmek durumundayım. İnşallah salgın, bölgemiz ve toplumlarımızdaki kaos ve sıkıntılar bir an önce son bulur. Böyle süreçleri fırsata çeviren ve gözünü kar etme, daha fazla kazanma hırsı bürüyen sermaye ve sermayedarlara bu tarz çağrıların fazla etkisi olur mu bilmem ama temel insani duyarlılıkları kaybolmamış tüm vicdanlara seslenmek ve onlarla paylaşmak da hepimizin boynunun borcudur. Sizce de alışverişlerimizi küçük esnaftan yapmak, mahalle bakkalımıza, manavına, berberine yönelmek, her zaman ama özellikle de böylesi süreçlerde, adeta bir sorumluluk değil mi? Aşevinin tekrar faaliyete başlaması sevindirici olmakla beraber yetmemektedir. Yerel yönetimlerin, sıkıntıda olan vatandaşlara yönelik daha etkin olmasını ve bu konuda devam eden faaliyetlerini artırarak sürdürmesi önem arz eder. Gerçek anlamda vicdan, merhamet ve adalet tolumu oluncaya kadar; kamu başta olmak üzere; tasarruf, infak, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşmanın, üretim ve tüketim bilincimizi daha fazla önemseyip geliştirmenin soruna büyük katkısı olacağı şüphe götürmez bir gerçektir. Geçen yıl bu konuda çok güzel örneklikler sergilenmişti. Fırın, bakkal borçlarının sildirilmesi, fatura ödemeleri, ekmek fişi alarak ihtiyaç sahiplerine dağıtma, yakın çevresindeki akraba, komşu, arkadaş gibi ihtiyaç sahiplerini belirleyip onlara ulaşma, borçlu, işsiz ve yaşlılara ulaşma ve onlara katkıda bulunma gibi örnekliklerdi bunlar. Bu Ramazan öncesi de herkesin az çok kendi çevresindeki durumu kritik olanları tespit edip, onların yardım kuruluşlarına ulaşmasını sağlama ya da bizzat kendi zekat veya farklı katkılarıyla onlara el uzatması gayet mümkün olabilir. Allah için yapılabilecek en değerli eylemlerin, insanların başka insanlara yaptığı iyilikler olduğu bilinciyle, gelin bu zor süreci hep birlikte dayanışarak aşalım.
ZORLUKLARI BİRLİKTE AŞABİLİRİZ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.