Reklam Alanı

DOMATES

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Domatesin sebze mi yoksa meyvemi olduğu hakkında çok şey söyleniyor. Kim ne derse desin domates çiğ olarak tüketilebildiğine göre meyve tabağında da yer alabilmelidir. Birçok uzman içerik olarak birçok meyvenin içerdiği besin öğelerinden daha zengin bir içeriğe sahip olduğunu söylüyor. Domates, bol ve çeşitli vitaminler, mineraller ve faydalı organik asitler barındıran bu yönüyle de tıbbi değeri yüksek bir sebzedir. Öyle ki; vücuda kükürt, fosfor ve organik sodyum desteğinin yanı sıra, bir domatesteki C vitamininin, bir günde alınması gerekli olan C vitamini miktarının yarısından fazla olduğu söylenebilir. Domatesin damarlar üzerinde rahatlatıcı ve damarların yumuşaklılığının sağlanması yönünde bir etkide bulunduğunu, kanı temizleyerek, Zehirli maddeleri düşürdüğünü, ayrıca kalp, karaciğer, böbrek fonksiyonları için çok faydalı olduğu uzmanların dile getirdiği faydalarındandır. Domatesin, böbrekleri çalıştırarak idrar söktürücü bir etkiye sahip olduğu da bilinen bir gerçektir. Domateste C ve E vitaminleri, potasyum ve çok az miktarda tuz bulunduğundan kan basıncını dengelemeye yardımcı olduğu, hazmı kolaylaştırdığını, hamur işleri gibi nişasta açısından zengin gıdaların kolay sindirilmesini sağladığını, , kabuk ve çekirdekleriyle bağırsakları harekete geçirdiğini ve kabızlığı giderici rol oynadığı uzmanların belirttiği diğer gerçeklerdir. Sofraların olmasa olmazı olan domates, çiğ olarak tüketilmesinin yanında çorbadan makarnaya, kebaptan yahniye, dolmadan pideye, lahmacuna her yemekte var olan harika bir sebzedir. Domatesin kırmızı renkli olmasının sebebi karoten pigmenti olan Likopenindir. Likopenin birçok kanser türleriyle kalp hastalıklarına yakalanma oranını düşürdüğü ortaya çıkmıştır. Likopen gerçekte antioksidan bir madde olup vücudumuzu hücre ve doku bozulmalarına karşı korumaktadır. Bu denli önemli bir yere sahip Likopen domatesin kabuğuna yakın bir yerde bulunmaktadır. Bu gün birçok kişi domatesin kabuğunu soyarak tüketmek şekliyle domatesin hayati bir fonksiyonunu azaltmaktadır. Zira kabuğun soyulması ile beraber Likopen maddesinin de atılması söz konusudur. Ancak son yıllarda tarımda gereğinden daha fazla kullanılan zirai ilaçlar bitkiler ve meyvelerin hem bünyesinde hem de kabuk üzerinde bazı kimyasal artıkların kalmasına yol açtığından çoğu zaman kabukların soyulma ihtiyacı oluşmaktadır. Domates, elma vb. ince kabuğu olan ürünler sirkeli suda bir süre bekletildikten sonra tüketilmeleri hem mikroorganizma faaliyetleri açısından, hem de toksik tehlikeler açısından bir tedbir olarak öngörülebilir. Domates kabuğunu mutlaka soymak gerekli ise çok ince soyulmalıdır. Bunun için domateslerin bütün olarak dört parçaya ayıracak şekilde kabuğunu bıçağın ucu ile çizip, kaynar suda bir-iki dakika bekletilirse kabukların çok ince bir şekilde kolayca soyulduğu görülecektir. Kaynar suda fazla bekletmek pörsümeye neden olabileceğinden dikkat edilmesi gerekir. “ Domatesin ilk olarak Bolivya ve Peru da yabani sarı renkli bir domates türü bulunmuş ve sonra Meksika da yetiştirilip, Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfinden sonra Avrupa'ya gemilerle gönderilmiştir. İtalyanlar sarı renginden ötürü onu altın elma olarak adlandırdı, ama çok geçmeden kırmızı türleri ortaya çıktı. Domates Amerika'da ilk defa Thomas Jefferson tarafından yetiştirildi. Ama pek çok insan zehirli olduğuna inanarak yemeyi reddetti, ta ki 1900'e kadar.”(Wikipedia) Bölgemizde domatesin var olma süresinin çok eski olmadığını biliyoruz. Bölgenin birçok yerinde farklı isimlerle anıla gelmiştir. Mesela Mardin’in de “Stemboli, Banadora, Bacan-i Sor” Şanlıurfa’da ise “Frenk” Siverek ve Karacadağ bölgesinde “Şamık” olarak isimlendirilmektedir. Hülasa, Çorbanın rengi, Kebabın lezzeti, Salatanın bel kemiği, Güveç ve Ttırşık’ın olmazsa olmazı olan domates meyve tabağında da yer aldığında hem rengi ile hem görüntüsü ile mükemmel bir tamamlayıcı unsur olur. Domates, elma gibi yenilebilen bir meyve olarak da kabul edilebilmelidir bence... Afiyette kalın. [email protected]
DOMATES
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.