Reklam Alanı

ŞAİR FARUK UYSAL’INŞAİR VE SONBAHAR ŞİİRİ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Artık parklar bitti O katılık haritaları kaplamak üzere Seni de bir mevsim sanırlar sonbahar Ne kendisi ne başkası olan bir mevsim. Bulutlar gergin kaslarıyla göründü Çatılar aktarıldı sobalar silindi Yüreğimizin sıcak kalan yerleri de En son kesilip atıldı. Seni de bir mevsim sanırlar sonbahar Dilleri alüminyum bulaşığı çocuklar dahi bilir Senin beyaz şemsiyen yok Kırlangıçlar kurbağalar yılanlar Evet, vicdanımızın sıcak yüzlü yılanları şimdi yok Rüzgâr çılgın bir müziği tutuşturuyor saçlarıma Artık katlanılması gereken insandır İnsandır kendini kendi gövdesine demirleyen. Beni de bir adam sanırlar sonbahar Ne kendisi ne başkası olan bir adam! (Faruk Uysal Beyaz Yürüyüş isimli Şiir kitabından) Evet, Şair ve yazar Faruk uysal ile ilgili, daha önce de bir yazı kaleme almıştım. 26 Nisan 2019 tarihinde TYB. Şanlıurfa Şubemize konuk olmasıyla ve bize yapmış olduğu sunum hakkında kısa malumatlar vermeye çalışmıştım. Faruk Uysal, aynı zamanda, 06 Ocak 2000 yılında ebediyette göç eden Şair ve yazar,hemşerimiz Merhum Mehmet Akif İnan’ın hem dostu, hem de yol hem de dava arkadaşıdır… Faruk Uysal hocayı kısaca tanıtmam gerekirse: “14 Haziran 1956 Antalya’nın Korkuteli ilçesinin Avdan köyünde doğmuştur… Hali hazırda Ankara da vazifesi icabı ikamet eden Faruk Uysal, aynı zaman da HECE dergisinde hem yazar, hem editörü hem de yayın kurulunda aktif olarak çalışmaktadır. Tabi burada Faruk Uysal’ın biyografisini anlatmak değildir amacım. Buradaki amacımız, Faruk uysal gibi Halim, mütevazı, ama bir o kadar da İslam inancına bağlı olarak; davasının sancılarını yüreğinde hisseden ve çeken nadide insanlarımızdan birinihatırlamak/hatırlatmaktır. Zira onun Sonbahar Şiiri; “Adeta bir göçün, bir hicretin, bir ayrılığın ve bir firakın Ulak’ı mesabesindedir. Nasıl ki İlkbahar dirilişin ve uykudan uyanışın haberci ise, öyle de Sonbahar göç edişin, belki de paydosun ve uykuya yatıp yeniden İlkbaharın yolunu gözleyişinin hasret türküsüdür… Artık parklar bitti O katılık haritaları kaplamak üzere Seni de bir mevsim sanırlar sonbahar Ne kendisi ne başkası olan bir mevsim. Dizeleriyle, aslında insan ömrünün son demlerinin de birer sonbahar misali olduğuna ışık tutmaktadır. Ey insan! Ey gençliğine güvenip, hiç bitmeyeceği zehabına kapılıp; tozu toprağa karıştıran insan! Bilesin ki, her gelişin bir gidişi, her doğuşun bir batışı, her yeninin bir eski hali vardır/olacaktır. İlkbahar geldiyse bitmeyecek/gitmeyecek sanma… gençlik de tıpkı bir ilkbahar mevsimi misali, sonbahara gebe, yani; yaşlılığa, yani gitmeye, yani ölüme, ebede!...“Son bahar gelir, hazan vurur ağaçların yaprağına/ Sam rüzgarı sıcak eser, firak konuk olur nazlı yârin otağına!... Mecnun oldum diyen çok da, gerçek mecnun, toz kondurmayandır Leylasına!... (Mizari/N.Y) Bulutlar gergin kaslarıyla göründü Yani, Kış var ha unutma karakış var! Nasıl ki dünya hayatının idamesi için, hazırlıklar yapılıyorsa/ömrün ve ebedi hayat içinde zahire hazırlamak gerekmez mi? Bulutlar göründüyse, “kıştan, ayazdan, dondan, yağmur ve kardan haber vermektedir… Hazırlan göç var dercesine… Belki yakın bir yere, belki uzak bir yere… Belki de dönülmesi mümkün olmayan ezel ebed ülkesine! Çatılar aktarıldı sobalar silindi Yüreğimizin sıcak kalan yerleri de en son kesilip atıldı. Kısacası, Sonbahar Şiir’inde; hüzün var, göç var, sitem var, dert ve sancılar var; benliğin kırılması var… Ve en önemlisi de, hicretten hicrana yol, samimiyet ve sebat vardır! Kadirşinaslıkla efendim. 03 Eylül 2020.
ŞAİR FARUK UYSAL’INŞAİR VE SONBAHAR ŞİİRİ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.