Reklam Alanı

İNSANI YAŞATMAK İÇİN BİR DÜNYA İNŞA ETMEK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
“Şeyh Edeb Ali’nin: “ Damadı Osman Gazi’ye; Ey Oğul! İnsanı yaşat kidevlet yaşasın” yaptığı nasihati, insanın ve insanlığın ihmal edildiği birdünyanın; hiçbir şeye yarayamayacağını anlatmak için değil miydi? Âdem (onaselam olsun) babamızdan bu güne gelinceye dek, şu yeryüzünde; ne devletler, nebeylikler, ne Krallıklar, ne Diktatörlükler kuruldu da, sonra yıkılıverdiler…Birçoğunun bu gün, ne isimleri kaldı ne sanları… İsimleri bilinenlerin birkısmı hayır ve rahmetle yâd edilirken; diğer bir kısmının isimleri ise bedduave telinle anılmaktadır. Cihadve gazve seferleriyleİslamlaştırılan Anadolu coğrafyasında, kadim bir Medeniyetin kurulduğu vefarklı kavimlere mensup ırkların; İslam dini sayesinde kardeş olduklarını, bukardeşlik sayesinde dünyaya, asırlarca hükmettikleri bilinmektedir. Asr-ıSaadetten sonra; Emeviler, Abbasiler, Selçukiler ve derken (aradaki beyliklerive devletleri sayarsak yer yetmez) en son kale olan Devlet-i Ali Osmaniye;İslam’ın son kalesi ve bayraktarlığını yapıp, Üç kıtaya fiilen hükmetmekle, tümdünyada söz sahibi olmuştu. Çünkü Müslümanların inancına göre, dünya İnsan içininşa edilir; insan ise Allah’a kulluk yapsın diye eğitilir! Müslümanlar, fethettikleri beldeve ülkelerde, öncelikli olarak insan fıtratına saygının ve insanı yaşatmanınnişanesi olarak; evvela Mescitler, imarethaneler, aş evleri, kervansaraylar vehanlar inşa etmişlerdir. Modern dünyada, bu gün dünyayı kan ve cinayet deryasınaçeviren vahşi ve gaddar Avrupa; o günlerde ecdadımızın önünde el pençe divandurup, asırların çok gerisinde ilkel bir hayat yaşamaktaydılar… Çünkü İslamdinine mensup olanların hedefinde, insanı ve insanlığı yaşatmak ülküsü önplandaydı! “Akif’in o güzel deyimiyle: tek dişi kalmış canavar Avrupa’nındüşünde ve hayalinde ise sadece, dünyayı tahrip etmek, insanı katletmek vemenfaati uğruna hiçbir şeye acımamak hırsı yatmaktaydı ve halen de o hırsla sonhız hareket etmektedirler… Gelinen noktada, mevcut durumabaktığımızda bu hakikatlere karşı kulaklarını tıkayıp ve gerçeklere karşı körolan kalabalık bir kitleyle karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz! Yaşadığımızşu ülke coğrafyası üzerinde; dünden bu güne kadar, insanları birbirlerindennefret ettirmek ve dünyayı yaşanamaz bir yer haline getirmek için, vargüçleriyle çalışan; göbekleriyle dışarıyla bağlı içimizdeki urların tek birgayeleri vardır: İnsanı kendi sapık ideolojilerine köle yapmak ve insanlığı yoketmek… Bu ülkede insanların siyasidüşüncelerine, kılık kıyafetlerine, yaşam tarzlarına; tahammül bile edemeyipasimilepolitikaları uygulamayaçalışan karanlık odakların yanı sıra,birde odönemin,insanlık onuruna karşı cürüm işleyen etkili ve yetkili kişi vekimselerini, insanlarımız unutmadı herhalde! 28 Şubat 1997 de, tek suçu, Kudüsgecesi tertiplemek olan Sincan Belediye başkanı Bekir Yıldızı tutuklayıp cezaevine gönderenler; aslında onun şahsında, bu ülkede yaşayan tüm erdemliinsanlara şöyle bir mesaj vermek istiyorlardı: “Ya istediğimiz gibi yaşardurursunuz, ya içeri tıkılır ya da buralardan gidersiniz demeye getiriyorlardıişi. Milli görüşün kurucusu olanMerhum Necmeddin Erbakan Hocanın kurmuş olduğu Milli Nizam partisininkapatılmasından sonra; partisi tam dört kez daha kapatılmadı mı? Milli Selamet,Refah, Fazilet ve derken en son Saadet Partisiyle; Merhum hocanın hem siyasihayatını, hem de hedeflediği projelerini bitirmediler mi? Bu ülkede, bakkaldükkânından daha kolay, siyasi partileri kapatıp, insanların inançvedüşüncelerine tahammül edemeyenler; hem insanı, hem insanlığı hem de devletotoritesini katlediyorlardı aslında. Öyle ki, Devletle milletarasındaki bağı kuvvetlendirmeleri gerekirken; tam tersi bir strateji tedavülekoymakla, vatandaşı devletine düşman haline getiriyor, hem de insanlarıhayatlarından bezdiriyorlardı… Şimdi ABD başta olmak üzere, Avrupa ülkeleri vegeçmişte ecdadımızla hesapları bitmeyen Emperyalistlerin bu günkü varisleri; bugün bazı şahıslar üzerinden bizi birbirimize düşürmenin, dağıtmanın veparçalamanın kirli hesaplarını yapmaktadırlar… Allah muhafaza, şayet bu kirlihesapları maya tutarsa; ne insan yaşatılır ne de devlet! Gelin, Irak’ın,Tunus’u n, Mısır’ın, Libya’nın ve Suriye’nin başına getirdikleri felaket vetahriplerden hem ders, hem de ibret alalım! Alalım ki, düşmanlarımızınplanlamaya çalıştıkları kirli hesaplarını kursaklarında bırakalım! İnsanın yaşayabileceği birdünyanın inşası, yıkımdan zevk alanlarla değil; yapıcı ve inşa ruhuyla insanave insanlığa yaklaşanların çoğalmasıve rahatlarından vaz geçenlerle mümkünolacaktır… Hani şu: “Milli irade, halk, demokrasi gibi türküleriyle yatıpkalkan bazı na-samimi çevreler var ya; onların, geçmiş, mevcut ve istikbaledair bütün hayatlarını, dünya görüşlerini araştırınve bakın; insanın,insanlığın ve devletin yaşatılmasına dair tek bir iyi emarenin olmadığınıgöreceksiniz! İnsanın ve insanlığın olmadığı bir dünyanın, beş paralıkdeğerinin olmadığınıbilelim. Ey Oğul! “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” biranlayışın beka bulması temennisiyle. Selam ve dua ile. 12 Temmuz 2018.
İNSANI YAŞATMAK İÇİN BİR DÜNYA İNŞA ETMEK
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.