Madde bağımlılığı çağımızın en büyük sorunlarından biridir.Özellikle gençlerimiz ve çocuklarımızı hedef alan, onları hayattan koparan,aileleri dağıtan bir illet. Uyuşturucu ile ilgili haberler haber bültenlerinineksik olmayan başlıklarından.
Öncelikle bu konuda bazı rakamlar verelim.
“Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) BaşkanYardımcısı ve Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ekrem Muş‘un hazırladığıuyuşturucu raporuna göre, 2013 yılında ülke genelinde 76 kilo bonzaiyakalandığı belirtilen raporda, 2014 Eylül ayı itibariyle yaklaşık 445 kilobonzai yakalandı.
Türkiye’de 2011’den bugüne yapılan operasyonlarda sentetikuyuşturucu maddesi bonzainin en fazla ele geçirildiği il İstanbul oldu.
Türkiye’de son zamanlarda ucuz da olması nedeniyle kolayulaşılabilen sentetik uyuşturucu maddesiyle ölümler artarken Doç. Dr. EkremMuş, “Uyuşturucu ile Mücadelede Güncel Durum: 2013-2014 YıllarınınKarşılaştırmalı Analizi” konulu rapor hazırladı. Raporda, ülkemizi tehdit edenuyuşturucu madde türlerine göre mevcut durum ile 2013-2014 yıllarında yapılanyakalamaların analiz ve değerlendirmeleri istatistiksel veriler ışığında elealındı.2008-2012 arası Genel Uyuşturucu İstatistiklerine göre, hem olaysayısında hem de şüpheli sayısında her yıl artış olduğu gözlendiği belirtilenraporda, 2008 yılında 14 bin 433 olayda 32 bin 101 şüpheli bulunurken burakamın 2012 yılında 83 bin 133 olayda 130 bin 49 şüpheliye yükseldiğikaydedildi...”
“ 2013 yılı KOM Uyuşturucu Raporu’na göre 2009-2012arasındaki süreçte son 4 yılda ecstasy operasyon sayısında yüzde 608, şüphelisayısında ise yüzde 312 artış söz konusu olmuştur, Türkiye’nin captagontrafiğinde çoğunlukla nihai pazar haline geldiği ifade edilebilir. 2014 yılıEylül ayı itibariyle yakalama oranı 2013 yılının aynı dönemine göre (4 milyontabletten 120 bin tablete) yaklaşık 40 kat (3 milyon 980 bin tablet)azalmıştır, Talep Türkiye’de özellikle İstanbul, Antep, Adana, Hatay, Mardin,Urfa illerinde çok fazla olmasına rağmen yakalanamamaktadır. Suriye karışıklığınedeniyle bu maddenin kullanıcıları da artmıştır…”
Uyuşturucu kullanımının zararları herkesçe bilinmesine, birveya iki kez kullanıldığında bağımlılık yaptığı da bilinmesine rağmen bu dereceyaygın olmasının nedenleri nelerdir? Kanaatimce bu konudaki en önemli sorubudur ve bu soru herkesedir.
Akademisyen, anne, baba, çocukları madde bağımlısı olanaileler, sivil toplum kuruluşları, genç, öğretmen, doktor, polis, siyasetçi,diyanet başta olmak üzere her kurum ve statünün bu konudaki cevabı oldukçaönemli.
Bunun temel ve bazı bilinen nedenlerinden bahsederek kendimeait cevaplarımı sunmak isterim.
Ekonomik nedenler, etkilenme, yaşam tarzı, eğitim, yasalboşluklar, ruhsal tatminsizlik, sosyal güvensizlik/huzursuzluk aklıma ilk gelennedenler.
Şimdi biraz açalım:
Ekonomik olarak iyi durumda olanların daha fazla zevkarayışına girmeleriyle uyuşturucuya yönelmelerinden ziyade, kötü ekonomik vesosyal şartlarda yaşayanların çareyi, uyuşturucu bataklığına saplanmaktabulmaları korkunç. Bu çocuk ve gençlereyönelik ucuz ve çökertici sentetikseçenekler sunulmakta. Bonzai, bunlardan biriydi…
Eğitim düzeyinin düşük olması, olumsuz çevre şartları,medyanın kötü örneklikleri de önemli etkenlerden.
Yasal boşluklar veya yetersizlikler ise daha ziyadeuyuşturucu ticaretinin engellenmesinde yeterli sonuç alınması önünde engeloluşturmakta. Kullanımı ve alt dağıtıcı zinciri de engellemekte yetersizkalmakta. Aslında, uyuşturucu ticareti yapan ana satıcıların en az cinayettenyargılanması gerekir.
Diğer bir neden sağlıksız aile hayatıdır. Zaten aile hayatıkavramı da toplumumuzda gittikçe zayıflamaktadır. Bunda televizyonundizilerinin de büyük etkisi vardır.
Son yıllarda, erkekli kadınlı oturulan kafelerin sayısındayaşanan patlamanın da, fuhuş ve uyuşturucu kullanımın artmasında önemli rolüolmuştur.
Diğer ve en önemli sebeplerden biri de yaşam tarzıdır.Seküler yaşam tarzı, insanın dinden, Allah’tan, helal ve haram kavramlarından,hesap günü kavramından uzak yaşaması, dini hassasiyetlerinin olmaması ve bununberaberinde getirdiği ruhsal arayış veya boşluk.
Sosyal olarak ise adaletli bir bölüşümün olmayışı, toplumdazengin ve yoksul arasındaki uçurumun giderek artması, bunun sonucunda toplumunönemli bir kesimin çocuklarında beliren umutsuzluk hali.
Son iki yılda yapılan araştırmalar, toplumun çoğununantidepresan ilaçlara yöneldiğini göstermekte. Geçen sene yapılan biraraştırmaya göre; son dokuz yılda anti deprasan kullanımı yüzde 160 oranındaartış göstermiştir.
Uyuşturucu kullanımında da önemli artışlar var.
Polisiye tedbirler, tedavi süreçleri önemli ve gerekliolmasına rağmen; esas önemli olan nedenlerini ortadan kaldırmaya yönelikçözümler bulmak ve uygulamaktır.
Uyuşturucu kullanımı sadece kullanımla kalmamakla,kullanıcıların ölmesine veya suça yönelmesine de sebep olmaktadır…
Bu konuda toplumsal bir konsensus oluşturulmalı, ilgilikurum ve statülerin bu konsensüs gereği izleyecekleri politikalar titizliklebelirlenmelidir.
Toplumun, sömürülen ya da geri bırakılmış kesimlerininekonomik, sosyal yönden ayağa kaldırılması gerekir.
Bunu yaptığımızda, toplumsal dayanışma ve huzur artacaktır.
Toplumsal kenetlenme ve sevgi, yapılanların ve söylenenlerinuyuşmasıyla pekişecektir.
Toplumu ifsad eden/bozan, yanlışlıklara yönlendiren hertürlü uyarana karşı önleyici tedbirler uygulanmalıdır.
Eğitim özgürleşmeli, seküler ve karma eğitimden derhalvazgeçilmelidir.
Tüm bunlar sağlandığı zaman elbette önemli mesafeler katedilmiş olunacak. Bu bağlamda yerel yönetimlerin de yapabilecekleri önemlikatkılardan bahsetmeden geçmemeli. Bu bağlamda Şanlıurfa Eyyübiye Belediyesininev sahipliğinde düzenlenen madde bağımlılığıyla mücadele için, 'Hayatıseviyorum, Yaşamayı Seçiyorum, Madde Bağımlılığına Hayır' çalıştayı örnekteşkil eden bir etkinliktir.
Bu çalıştayda konuşan Belediye Başkanı Mehmet Ekinci’nin:"Bu ülkenin birliğine karşı olanlar, gençlerimizi bizden alma konusundaçeşitli yollara başvuruyor, bunlardan birisi de tabi ki madde bağımlılığı.Sayıları, yaşları söyleniyor, tabi mutlaka gerçeklik payı vardır. Ama önemliolan artık bu konuyla mücadele etmek zorundayız. Geç kalmışız, bundan sonra hiçolmazsa geç kalmayalım" şeklindeki sözleri kayda değerdi.
Alanında uzman psikologlar, sosyal medya fenomenleri, sosyalhizmet uzmanları ile aktivistlerin katıldığı bu “1. Bölgesel BağımlılıklaMücadele Çalıştayı” açılış konuşmasını yapan ve bir yol haritasının şartolduğunu belirten Eyyübiye BelediyeBaşkanı Mehmet Ekinci’nin: Şanlıurfa'nın enbüyük ilçesi olan ve 150'i Suriyeli olmak üzere yaklaşık 525 bin nüfusluEyyübiye'nin sürekli kırsaldan göç aldığına vurgu yapması, uyuşturucuylamücadele konusunda geç kalındığının altını çizmesi önemli tespitlerdendi.
Ekinci: "Eyyübiye ilçemiz sürekli kırsaldan göç alanbir ilçemizdir. 150 bin Suriyeliyle beraber toplam 525 bin nüfusumuz var.Toplamda 36 mahallemiz var. Bunlardan biri sadece planlı mahalle, diğerlerigetto tarzı bir yapılaşmanın olduğu bir yer. Haliyle kırsaldan ve taşra ilçelerinde ilk durağı. Ekonomik anlamda en uygun yer orası. Tabi o çarpık kentleşme vefiziki yapılar ister istemez o insan ruhu üzerinde de olumsuz etkilerdebulunuyor. Ekranlar aracılığıyla gençlerimiz o güzel yerlerigörürken, sokağaçıktıkları zaman sosyal yaşam alanları konusunda kısıtları varsa bu onlarıisyana teşvik ediyor. Ve haliyle suiistimal edilecek konular ortaya çıkıyor…
Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor ama burada da ortak birdil kullanılması lazım, önceliklerin belirlenmesi lazım. Kurumlara göreönceliğin değişmemesi lazım. Eğer bu bir yaraysa, sıkıntıysa Şanlıurfa’mızda,ilçemizde, buna bizim ciddi bir şekilde eğilmemiz gerekiyor. Hastalığımızlayüzleşelim, teşhis edilmiş durumda. Bu yüzleşme sonucunda da tedaviye iyi birşekilde başlayalım.
Belediye olarak şuana kadar 49 bin ailemizin evine konukolduk.
Sorumluluk alanımızda bulunan 150 madde bağımlısı gencimizegerekli destekleri verdik. Vermeye de devam ediyoruz. Bu gençlerimize geçolmadan sahip çıkmamız gerekiyor. Biz eğer geleceğimizi imha etmek istiyorsak,o zaman geleceğin gençlerini inşa etmekten vazgeçmemiz lazımdır."Şeklindeki konuşmaları sadece tespitler içermemekte; aynı zamanda yapılanfaaliyetlerin, gösterilen çabaların büyüklüğünü de ortaya koymaktadır.
Bu çalıştaya; madde bağımlısı aileler, psikologlar, siviltoplum kuruluşları ve AMATEM yetkililerinin de katılması oldukça isabetliolmuş. Bu çabalarından dolayı Eyyübiye Belediyesini, bir vatandaş olarakkutluyorum.
Uyuşturucu kullanma yaşının 10’ a kadar indiği ülkemizde, bukonuya daha ciddi şekilde eğilmenin zamanı geldi de geçiyor.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum