Aylardır, susuz kalan toprak, yağmuru bekliyor.
Sekiz aydır, kıraç topraklarda ki ağaçlar yağmura hasret.
Fırat bile tehlike çanları çalıyor.
Göller kurudu.
Toprak hala suya hasret.
Gelen, giden bulutlar ne bir yağmur bırakıyor ne de umut veriyor.
Hele siz bir çiftçi iseniz, bu hasreti yüreğinizin ta derininden hissediyorsunuz.
Bugünlerde gelen, Zamların artarda gelmesinin bir nedeni kuraklık.
İnsanların, gerçekten hali perişan.
Peki, ama neden yağmur yağmıyor?
Evet, meteorolojik nedenleri bir tarafa bırakıp, ilahi ve insani nedenlerden bahsetmek istiyorum.
Rabbimiz daha önce bizleri uyarmıştı.
İlahi fermanla.
"Eğer siz, yeryüzünde fesat çıkarırsanız, kötülük yaparsanız ve kötülüğü yapmaya devam ederseniz, bu kötülüğün, bu fesadın karşılığını bir miktarını bu dünyada size tattırırız."
Evet, bizler rahat durmadık.
Afrika da, bir yılda milyonlarca çocuk açlıktan ölürken, biz 5. Yıldızlı ötelerde, hesabı, kitabı olmayacak kadar israf yaptık.
Nimetleri çöpe attık.
Çöpe giden nimetlerle, birçok insana can suyu olabilirdik.
Ama ne yazık ki, unuttuk.
Biz unutunca tabiri caizse, Rabbimiz de bizi unuttu.
Camilerde, yapılan yağmur duaları yetmez.
Evet kavli dua lazım.
En önemlisi, fiili dua dostlar.
Hareketlerimizle, Rabbimizin merhametini celp etmeliyiz.
İsraftan kaçınmalıyız.
Nimeti çöpe atmamalıyız.
Hakkın, hakkı için fakiri, fukarayı gözetmeliyiz.
Açlıktan ölenler, hepsi can.
Canı, veren Allah kaynaşma ister bizden.
Veren el, alan elden üstündür düsturu ile hareket edelim.
SEN, BİZİ YAĞMURSUZ, ŞÜKÜRSÜZ BIRAKMA ALLAH 'IM.
Diye Dua edelim.
İnşallah tez zamanda rahmetini, bereketini bize gönderir Mevla.
Biz, bize düşeni yapalım.
Elbette, kurdu ve kuzuyu da Mevla’m düşünür diyor.
Kalın selamette.
Allah'a emanet olunuz...
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum