İnsanları ALLAH’A Davet eden, Salih Amelişleyen ve “Ben şüphesiz Müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel sözlü kimolabilir?”” (Fussilet/33)
Yaşadığımız çağda, modern hurafecilerin;insanların İnanç ve hayatlarını abluka altına aldığı, hakikat bilgisinedayanmayan, değişken kimliklerin de havada uçuştuğu karmaşık bir çağdır! Buçağda yaşayan Müslümanların, İslami kimliklerini bu tür hurafe ve hurafecilerinkirli oyunlarından muhafaza edebilmeleri; ancak, Kur’an ve Sünnet-i seniyeye sımsıkısarılmalarıyla mümkün olacaktır. Yani, Müslümanların Müslüman kimliklerinehalelin gelmemesi; Kur’an’a ve Sünnete ne kadar bağlı olduklarına bağlıdır.
YüceRabbimiz Kur’an’ı Kerim’in Fussilet Suresinin 33 üncü ayetinde: “İnsanları ALLAH’A davet eden, Salih amelişleyen ve “ben” “şüphesiz Müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel sözlükim olabilir?”…ilahi fermanıyla, Müslümanları; Müslüman kimliğinin anagövdesinin ilkeleriyle tanıştırmaktadır adeta!.. Demek ki, Müslüman kimliğininmuhafaza edilebilmesi; dört ana ilkeye bağlıdır: Birincisi ALLAH’A İman etmek,ikincisi İnsanları ALLAH’A Davet etmek, Üçüncüsü Salih Amel işlemek vedördüncüsü “Müslümanlardan olmaktır ki, bu çok önemlidir. Çünkü değişkeninsanlar, Müslüman görünmeye çalışsalar da; bir gün mutlaka foyaları dökülecek,yüzlerindeki maskeleri düşecektir. Onun için, her Müslümanın; şartlar ne olursaolsun, İslami kimliğini azı dişleriyle, çağın tehlikelerine karşı korumakzorundadır...
Evet,demek ki, ALLAH’A iman etmemiş olanlar; insanları hakka davet edemezler… İmanettim demekle işin bitmeyeceğinin bilinmesi lazımdır. Salih amelle ispatıyapılmayan her inanç ve düşünce, nakıstır, noksandır, topladır ve yırtıktır…Öyleyseasıl olan, İslam’i kimlik sahibi olabilmenin adresi: “İman etmek, insanlarıALLAH’A davet etmek, Salih amel işlemek ve Müslümanların cemaatinden olmaklamümkün olduğunu unutmamaktır!... Müslüman, Müslümankimliğini muhafaza etmeye çalışırken; öyle zannedildiği gibi kendisine her yergüllük ve gülistanlık olmayacaktır tabi. Bunun bazı bedelleri vardır veinsanlık tarihi boyunca, bu tür bedeller; hep ödenmiştir.
Mesela,Doğru sözlü ve dürüst Müslümanın etrafında, öyle çok kuru kalabalıklar oluşmaz.Çünkü kuru kalabalıklar, yanardönerliği vedeğişkenliği çok severler ki, bu türkarakterler; İslami kimlik ve Müslüman şahsiyete hem aykırıdır, hem de büyükölçüde zarar vermektedir. Hz. Ömer’in(r.a): “Doğru söylemekten, etrafımda adam kalmadı” sözü; bir Müslümanın,İslami kimliğini muhafaza etmesinin ne kadar zor olduğunu anlatmak içindir.Yaşadığımız asır, suni İslamcı kimliklerin, yanardöner ve bukalemun karakterlikimselerin havada uçuştuğu ve bol olduğu bir asırdır.
Bize,bizden görünüp de, zor ve çetin günümüzde bizi arkadan hançerleyenlere ihtiyacımızyoktur. İslam’a ve Müslüman kimliğine zarar vermeye çalışan bukalemun mizaçlıkalabalıklar, asrın hummasına tutulmuş zavallı akıl fukaralardır… Onlarınkalabalıklarına aldanıp da yola çıkanlar, yarı yolda menzillerine varmadankalmaya mahkûm olurlar. Onun için, menfaatperest kalabalıklarla yol yürümekyerine; sadakatli ve Müslüman kimliğinden ödün vermeyen bir kişiyle yola çıkmaken evlasıdır!
BirÂlimin dediği gibi, İslami veya Dini kimlik; bloklaşma gerçeği karşısında,tabiiliğini ispat etmektir. Dün, dini gerekçe ve gerekçelere dayandığı için hoşgörülmeyen Ümmet kavramı ve yapılanması, bu günkü siyasi ve ekonomik kaygılarındoğurduğu bloklaşmalarla bir anlamda aslında var olan meşruiyetine kavuşmuştur.Dini kimliğin, üstü kimlik olduğu, Ümmet kimliğiyle iyice ortaya çıkmıştır… AslındaMüslümanların; İslami kimliğin muhafaza edilip ve Müslümanca dik durmanın yolunun;ALLAH’IN kitabına ve Resulü’ nün sünnetine bağlı olmaktan geçtiğini aslaunutmamaları lazımdır!...“Rabbimcümlemizi; İnsanları ALLAH’A davet eden, Salih amel işleyen ve ben şüphesizMüslümanlardanım diyen güzel sözlü kimselerden eylesin! Zaten başka kurtuluşyolu da yoktur. Vesselam! 27 Mart 2017.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum