Teknoloji giderek deha hızlı şekilde gelişmektedir. Bugelişme, hiç kuşkusuz insan yaşamını ve davranış biçimlerini de etkilemektedir.Teknolojik ürünlerin bu hızlı gelişimine ayak uydurmak da, onun zararlarınakarşı korunmak da giderek zorlaşmaktadır. Kapitalist sistem; ister okumuş,ister okumamış; ister eğitimli, ister eğitimsiz, ister maddi durumu iyi olsun;ister yoksul olsun, hemen her kesimden insanda, yeni çıkan bir telefon ya dabaşka bir teknolojik ürünü almaya yönelik güçlü bir istek oluşturmayıbaşarmıştır. Bugün, bu tehlikeli zihni kölelikten/bağımlılıktan değil de;özellikle gençlerde bağımlılığa dönüşmüş teknoloji kullanımından bahsetmekistiyorum. Bu bağımlılıktan veya bağımlılık tehlikesinden hiçbirimizin vehiçbirimizin çocuklarının beri olmadığını belirtmekte yarar var. Az ya da çokkendimizi kaptırdığımız bir gerçek. Otobüste, yolda, lokantada, kafede,misafirlikte vesaire en geç beşinci dakikada cep telefonumuzu elimize alırız…
Çevremizdeki hayata ve insanlara kendimizi giderek kapatırolduk. Elbette araştırmak, dünyada ne olup bittiğini merak etmek doğal birduygu ancak bu kadarı ve bu tarzda olması garip bir durum oluşturmuyor mu? Diğerbir bağımlılık ise televizyon. Tüm bu bağımlılıkların diğer bir nedeni ise;insanın kendine yeteceği yanılgısı ve bireyselleşerek diğer insanlardan kopmaistidadı. Bu kopuş; aynı zamanda bir sonuç da. Çağımızın model insanı;toplumdan ve diğer insanlardan kopmuş, ailesiyle iletişimini minimize etmiş,teknoloji bağımlısı olmuş ve içine kapanmış; yalnız/birey/bencil insan tipi. Buncamobese sistemlerine rağmen gençleri suç işlemekten alıkoymuyoruz. Bunda;acımasız kapitalist sistem uygulamaları ve adaletsiz gelir dağılımının da payıbüyük. Özellikle televizyon dizilerinde verilen mesajlar, gençlerizehirlemektedir. Bu mesajlar; zenginliğe, evlilik dışı ilişkilere, kumar, içki,aldatma, eve çıkmaya, flörte, birlikte çıkmaya, evlilik dışı cinsel ilişkiye,uyuşturucuya, çeteleşmeye, şiddete teşvik etmektedir. Bu tipi el birliğiyle bizoluşturduk. Son yirmi yılda daha da hızlanan bir soyutlamayı onlara bizyaşattık. Onları, televizyonun, bilgisayarın ve kullarının insafına bizbıraktık. Dünyalarını (okullarını, sınavlarını, kariyerlerini) tüm değerlerinönüne koyduk. Hata yaptığımız yerden sorunumuzu çözmeye başlamalıyız gibi. Geleliminternet bağımlılığına. En kısa ve genel tanımı; gerektiğinden fazla internetkullanma ve onsuz yapamama.
İnternet, bilgiye ulaşımı kolaylaştıran, iletişim veetkileşimde seçenekler sunan, hayatın sosyal, eğitim, sağlık, ekonomik,bürokratik vs alanlarında da kullanılan, çağın en önemli icadı. Hızının artmasıve cebe girmesiyle daha da yaygınlaştı kolayca ulaşılır oldu. Kitap, bisiklet,top gibi hediyelerin yerini; tablet, telefon, bilgisayar aldı. İnternetsayesinde birçok işimizi kolayca ve yorulmadan halledebiliyor, alışverişyapabiliyor hatta okul bile okuyabiliyoruz. Daha da sayamadığımız birçokyararının yanı sıra; zararlarının da olduğunu biliyoruz. İnsanlar fizikselaktivite ya da birbirleriyle direkt iletişim yerine iç dünyalarına çekilmeyitercih ederek yalnızlaşmaktadır. Bu durum iletişimsizliği ve teknolojikbağımlılığı kalıcılaştırmaktadır. Teknolojik ürün tanıtımı, bir yaşam tarzı ilebirlikte sunulmakta; dha onu alırken bile inşaları şartlandırmayıhedeflemektedir. Bu yönlendirme bile tehlikeler içermekte, birçok yanlışdavranış kazandırma sürecini de beraberinde getirebilmektedir.
Özellikle çocuklarda ve gençlerde internetin bilinçlikullanımını bir davranış haline getirmek oldukça zorlaşmaktadır. İnternetbağımlılığının veya teknoloji bağımlılığının, bireysellik, fiziki olarak kötüyegidiş, ruhsal bozukluklar, yalnızlık/değersizlik hissi, psikolojik hastalıklar,toplumdan soyutlanma, hareketsizlik, agresiflik, saldırganlık, mutsuzluk gibi birçokolumsuzluğa yol açtığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra tehlikeleri de mevcuttur.Uyuşturucu, sahtecilik, terörizm, zararlı cinsel içerikler, şiddet, ruh halinibozan oyunlar, kumar vs. Kişinin ekonomik, eğitim, sağlık gibi alanlardavaktini alması ve kişiyi bu ve hayatın diğer alanlarında başarısız kılmasını dabelirtmeliyiz. Bu zararlarını ve olumsuzluklarını minimuma indirmek,internetten yararlanmak, sağlıklı iletişim kurabilen fertler haline gelerek,birbirleriyle direkt iletişimde olan bir toplumu meydana getirebilmek için,gençlerimizi kurtarma sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz ve onları internetkonusunda eğiterek, denetleyerek bağımlı olmalarını engellemeliyiz. Dolayısıylaçocukların ve gençlerin fiziksel, ruhsal ve cinsel olarak sağlıklı büyümelerive gelişmeleri açısından teknoloji ve internetin doğru kullanımının önemibüyüktür. Bir kere şunu belirtmekte yarar var ki; günlük hayatta karşılaşılanolumsuzlukların hemen hepsinin, sanal dünya dediğimiz hayatta da mevcut olduğugerçeğiyle işe başlamalıyız. Bu bakımdan yaşına göre çocuklarımıza ve gençleresanal dünyayı tanıtmak; onlara neleri yapabileceklerini, neleri de yapmamalarıgerektiğiyle ilgili bilgiler vermeli; bunun nedenlerini ve doğabileceksonuçları konusunda onları uyarmalıyız. Onları özellikle internet kullanımı vetelevizyon başında durma ve izleyecekleri programları birlikte belirlemenoktasında çok dikkatli eğitimlerden geçirmemiz gerekmektedir. Çocuklar vegençler genellikle teknolojiye daha yatkın ve kullanmaya istekliler. Ayrıcaöğrenme çağında oldukları için teknolojiyle daha çok muhatap olma durumları sözkonusudur ve ebeveynlerine oranla daha fazla teknolojiyle teknoloji kullanımınıgerçekleştirmektedirler.
İnternet erişiminin, ailenin topluca yaşadığı yerde vegörünür şekilde olması gerekmektedir. Bunun dışında çeşitli programlarlaiçerikler filtrelenmelidir. Diğer bir husus ise süre ve şartlarıdır. İnternet,tablet, tv gibi teknoloji kullanımı toplamda iki, en fazla üç saat olmalıdır.Bu kullanım da sorumluklarını yerine getirme şartına bağlı olmalıdır. Sanalortamda, sosyal ağlarda kimlerle arkadaşlık yapması ya da yapmaması gerektiğiile ilgili bilinmesi uyması gereken kurallar anlatılmalı, gerçek hayattatanımadığı insanlarla sosyal ağlarda da arkadaş olmaması gerektiği üzerindedurulmalıdır. Kişisel bilgilerin paylaşılmaması, istenmeyen bir durum karşısındabunun ebeveynlere anlatılması gerekliliği de anlatılmalıdır. İnternet üzerindençocuklara ve gençlere zarar vermek isteyen kişilere karşı uyanık olmayıöğretmeli, kötü amaçlı yazılımlara dikkat çekmeliyiz. Kaynağı belli olmayansitelerden uzak durmalı, açılmaması gereken e-postaları açmamalı veindirmelerde dikkatli davranılmalıdır. Telif hakkı olan bazı müzik, film gibiürünleri farklı yollarla indirmemelidir. Çocuklara uygun arama motorlarıkullanılmalıdır. Başka yerde karşılaşabilecekleri zararlı cinsel içeriklerolabileceği hesaba katılarak; önceden sağlıklı bir cinsel bilgi ilebilgilendirilmelidirler. Anne babalar, özellikle çocuklarının, çevrimiçiortamda tanıştıkları kişilerle yüz yüze görüşmelerinin çok tehlikeli olduğukonusunda onları uyarmalı, bunun hangi sonuçlara yol açabileceğini onlaraanlatmalıdırlar. Çocukların ve gençlerin internetle ilgili teknik ve diğeranlamda doğru bilgilendirilmeleri için, ailelerin, Bilgi Teknolojileri İletişimKurumu (BTK) ile ilgili bilgi edinmesi önemlidir. BTK’ nın alt yapısı ve erişimsağlayıcıları sayesinde güvenli internet kullanımı sağlanabilir. Bu internethizmetinin ailelerin, özellikle çocukların kullanımına en uygun profillerin bukurumla iletişime geçilerek temin edilmesinin önemli olduğu unutulmamalıdır. İnternetkullanımı ve bağımlılığı tehlikesi açısından en önemli risk gruplarından biriolan 14-16 yaş grubudur. Çünkü bu yaşlarda çocukların bağımsız hareket etmeeğilimi artmaktadır. Bu yaşlarda kendi başlarına hareket etme ve kendilerinikanıtlama eğilimleri arttığından ebeveynlerin işi de zorlaşmaktadır. Bu durum,onları daha da risk altına sokmaktadır. Ancak bu durumda onları daha öncekiyaşlardaki gibi olmasa da belli bir oranda sınırlamak ve daha nitelikli birşekilde, fark ettirmeden denetlemek, uyarmak ve bilgilendirmek devam etmelidir.Tüm bunlarla birlikte esas yapılması gereken ise; çocuklara ve gençlere doğruşekilde Allah’ı tanıtmak ve doğru ve emin bir örneklik sergilemek en etkili vefaydalı yöntem olacaktır.
Gençlerimizi, geleceğimizi ve toplumumuzu kurtarmak adınahepimizin sorumlu olduğunu unutmamalıyız. Gerek kız-erkek ilişkileri, gereksehakkıyla dini/salih eylemlerde bulunma konusunda giderek tehlikeli sürece girengençlerimizi, her türlü günahtan ve bağımlılıktan kurtarmaya yönelikpolitikalara ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız. Onların, dinsel, düşünsel,sosyal ve fiziksel aktivitelerde bulunabileceği, toplumla rahatlıkla iletişimegeçebilecek nitelikler kazanmalarına yönelmeleri için, öncelikle bizler,onlarla iletişime geçmeye başlamalı, çok geç olmadan harekete geçmeliyiz. Bunlardışında neler yapılabileceğiyle ilgili planlar yapmalıyız. İnternetsiz kamplarmı olur, internetsiz alanlar mı olur düşünmeliyiz? Bu konuda ihmalkardavrandıkça, nesli kaybediyoruz.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum