“Obezite” ya da halk arasında bilinen adıyla “şişmanlık” vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak tanımlanır uzmanlar tarafından. Obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fiziksel aktivite ile tüketilen enerji miktarını dengelemediği durumlarda, yani; vücuda alınan kalorilerin harcanan kalorilerden daha fazla olması durumunda ortaya çıkar. Vücut alıp kullanamadığı kaloriyi yağa dönüştürerek depo eder. Böylece vücut kütlesi artar.
Obezite, insan vücudunda kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonsal sistem, sindirim sistemi gibi sistemleri etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır.“obezite” bu çağda, insanın başına gelebilecek en büyük belalardan biri ve beklide en önemlisidir. Obezite bir hastalıktır ve tedavisi oldukça zor bir hastalıktır. Çünkü bu hastalığın tedavisi büyük oranda insanın “iradesine” bağlıdır. İnsanlar için en zor durum da iradesini doğru kullanabilmeyi başarmaktır. İrade, cazip gelen yerine doğru olanı yapabilme gücü olarak tanımlanabilir. İnsanların sigara kullanması, alkol kullanması, uyuşturucu kullanması hep “irade” sini doğru kullanamamasından kaynaklanan bir durum olsa gerek. Bundan dolayıdır ki “irade zayıflığı” toplumun önemli bir kesimini esir almıştır.”
Obezite hastalığın tedavisi için olmazsa olmaz olan, az yemek, kararında yemek, dengeli yemektir. Obez, aşırı iştahlı oluşu ile başı beladadır. Doymak bilmeyen bir mideye sahiptir.
Yapılması gereken tek şey değim yerindeyse kişinin “nefsine sahip olup” fazla yememesidir. Zaten insan vücudu bir motor gibi çalışır. Bütün sistemler birbiriyle alakalıdır ve birlikte çalışır. İnsan vücudunda hiçbir sistem bir diğerinden bağımsız değildir.
Obezite için en yaygın kullanılan ölçüm, kısa adı “BMI” olan “Body Mass İndex” yani “Beden Kütle İndeksi” ve bel çevresi ölçümüdür.
BMI veya diğer adıyla Beden Kütle İndeksi, Vücut ağırlığının (Kg), boyun karesine (m) bölünmesi ile hesaplanır. Bu değer yaş ve cinsiyet ile ilgili değildir. Ancak bu değerler cocuklarda ve hamile kadınlarda doğru sonuç vermeyebilir.
BMI hesaplanıp alınan sonucun değerlendirilmesi ise şöyle yapılır:
BEDEN KÜTLE İNDEKSİ(BMI) DEĞERİ SONUÇ
18.5 kg / m²'nin altında olanlar
Zayıf
18.5-24.9 kg / m² arasında olanlar
Normal kilolu
25-29.9 kg / m² arasında olanlar
Fazla kilolu
30-39.9 kg / m² arasında olanlar
Obez (şişman)
40 kg / m²'nin üzerinde olanlar
İleri derecede obez
Günümüzde birçok hastalığın esas sebebi beslenme alışkanlığındaki yanlışlıklardır. İnsan vücudunun çalışma prensiplerini direkt etkileyecek etkenlerin en önemlisi beslenmedir.
Doğru beslenme, Yeterli ve Dengeli beslenme olarak nitelendirilebilir. Yeterli beslenme; vücudun ihtiyacı kadar besin maddesi alma, Dengeli beslenme ise; tüm besin gruplarından ihtiyaç kadar alma olayıdır. Enerji verici besin öğelerinden zengin(Karbonhidrat, yağ) gıdalar (Ekmek, yağ, et, şeker ve şekerli gıdalar, çikolata, makarna, pirinç, bulgur, tatlılar vb.) ihtiyaç kadar alınmalı, mümkün olduğu kadar bu gıdalardan fazla tüketilmemelidir. Sebze, meyve ve protein ağırlıklı gıdalardan da her öğün belli bir miktar alınmalıdır.
Özellikle okul çağındaki insanların beslenme düzeni son derece önem arz etmektedir. Okul öncesi çağda çocuğun yeme alışkanlıkları ailenin beslenme alışkanlıkları tarafından belirlenmektedir. Bununla birlikte, çocuğun okulda beslenme konusunda kontrolsüz olması, anne-babanın çalışması, çocuğun hatalı beslenme alışkanlığı edinmesini kolaylaştırır. Çocukların okuldan çıkarken çevrede bulunan satıcılardan yiyecek aldıkları ve en fazla satın alınan yiyeceklerin simit, sandviç, tost, çikolata, dondurma, kolalı içecekler olduğu istatistiksel bir sonuçtur. Çoğu zaman okula kahvaltı yapmadan geldiği için çocuk, mezkûr gıdalara yönelmekte ve açlık güdüsünü yanlış bir eylemle sonuçlandırmaktadır. Bu durum gelecekte oldukça sıkıntılı ve kalıcı etkiler yaşamasının beklide ilk temelleri olmaktadır. Okul çağındaki çocuğun doğru ve dengeli beslenmesinde aile-okul işbirliği şarttır. Oysa velilerin önemli bir bölümü bu durumu ihmal etmektedir.
Yanlış beslenmenin en önemli etkenlerinden biri de bazı yemeklerin veya beslenme alışkanlığı türlerinin “Yemek kültürü” adı altında meşhurlaşmasıdır. Örneğin hayvansal yağların aşırı kullanıldığı bazı yiyecekler, her ne kadar lezzet açısından güzel ve insanın damak zevkine hitap eden bir yönü varsa bile; zararlı olduğu kabul gördükten sonra değiştirilmelidir. İnsan tükettiği yiyecekleri sadece organoleptik yapısı açısından yani, sadece damakta bıraktığı lezzet açısından değerlendirmemelidir. Yanlış beslenmeler kültürden çıkarılmalı, folklorik bir hadise olarak görülmemelidir. Bir beslenme şekli yanlış ise bunda ısrar etmeden doğrusunu tercih etmeyi başarabilmelidir. Ne olursa olsun babadan atadan görülmüş yemek kültürü içinde önemli bir yer edinmiş bazı yiyeceklerin fayda yerine zararlı olduğu bilindikten sonra “ne olursa olsun bu ata yemeğimizdir” diyerek tüketiminde ısrarcı olmak yanlıştır.
Afiyette kalın
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum