“Bu ayda nazil oldu Hz. Kur’an/ Bu ayda açılırebvabı cinan. Bu ayda kapanır ebvabı niran/ şevk ile diyelim ALLAHÜ EKBER!Beyitleri o günlerde; Ahmet Cemil Başaranoğlu ve Mahmut Küçükyılmazhocalarımızla birlikte, Ramazan-ı Şerif’in son teravihinden sonra, veda gecesiadıyla tertiplediğimiz, unutulmaz anılarımızdandır…“
O yıllar, Ramazanlar bir başka şevk ve heyecan veriyordu insana! Amagelin görün ki, Modernizm denilen heyulanın, mesafe kat etmesiyle birlikte;insanların, onu (moderniz mi) her getirisini baş tacı edinmeleri, manevi hayatüzerinde de çok büyük yaralar açtığı da ayrı bir dert yani! Ve önceleri İslam’adaha yakın olan toplumların, dine yabancılaşmalarına ve ecnebi kültürüne rağbetetmesine de sebep oldu ayrıca…
Özellikle,1980 sonrası Ramazanları, bu günkü Ramazanlarla kıyasladığımız da; maneviolarak arlarında uçurumlar kadar farkların olduğunu görmekteyiz. Nedeni ise,eskiden tüm imkânsızlıklara rağmen; özellikle kırsal kesimlerde yaşayaninsanlarının, (o zamanlar köyde ikamet etmekteydik) Ramazan ayına karşı büyükderecede muhabbet ve saygıları vardı.İnsanlar, Ramazan ayının yolunu adeta, çoksevdikleri bir yakınlarının yolunu bekler gibi gözlemekteydiler. Belkiinsanların pek İslam’i bilgileri yoktu bu doğru; lakin tüm o bilgisizliklerinerağmen samimi ve candan idiler… Kadir kıymet vardı ve toplumda, aksakallıinsanların sözleri geçerliydi!
O zamanlar şehirleri pekbilmezdik lakin, Ramazan ayında, köy postası,ikindivaktinde köy meydanında yolcuları indirirken; şoför Hacı İzzeddin amcanın vebazı yolcuların; bu gün Urfa da açıkta oruç yediği için birisinin, çarşı esnafıtarafından domateslerle darp edildiğio güzel anlatımlarını, aradan geçen buncazaman rağmen unutamadığımız anılardandır…
Oysa bugün, insanlarınbir kesimi, hiç kimseden çekinmeden, utanmadan, ar hayâduymadan; açıkta ve hem de çarşılarda, sigarasını tüttürmekten, dürümünü ısırmaktanve kafasına suy şişesini dikmekten çekinmemektedirler. Bir toplumda, açıklıksaçıklık, müstehcenlik, kuralsız yaşamak ve dine zıt yaşama; devletçe serbestbırakılıyorsa (ki yaşadığımız toplumda bu revaçta) o toplumda, Dine hürmetiolmayanlar, mütedeyyin Müslümanlara karşı edepli ve terbiyeli davranırlar mı?!
ÇünküLaik Demokratik sistemlerde, özgürlük adı altında insanların önü bırakıldığıiçin; Liberalleşme virüsü kangren gibi yayılmakta ve dine karşı büyük birsaygısızlık ön plana çıkmaktadır. Tabi, bu gün bizim Demokratik Laik sistemden;insanların sokakta ve çarşıda aleni oruç yemelerini yasaklamasına dair birbeklentimiz yoktur, çünkü mevcut anayasada bunu men edecek her hangi bir maddebulunmamaktadır. Demokrasi denilen yabancı veledin kuralları, sadece ve sadecebir zümre için geçerlidir.
Şöyle bir kısa nakledilir eski zamanlardan;Basra çarşısın da dükkânı olan bir Yahudi, çocuğunun dışarıda bir şeyleryediğini görür, çocuğunu içeri alır ve adam akıllı bir güzel haklar… Der ki,bak yavrum, her ne kadar biz oruç tutmuyorsak da, bu ay Müslümanların kutsalayıdır, onun için bizim onların bu ayına hürmet etmemiz ve açıktan onlarınniyetlerini zedelememek için yemek yememeliyiz diye bir de nasihat eder.Tabiri caizse bu gün, Müslümanların inançlarına karşısaygılı olan o eskiYahudileri bile arar olduk!Oysa günümüzde, bizde Müslümanız diyen sahtekârveriyakâr bir çoğunluk; o Yahudi’nin Müslümanların Ramazan ayına gösterdiğiduyarlılığı ve hürmeti göstermiyorlar, hata alay edercesine çarşı Pazar demedenaçıkta aleni yiyip içmekten hiç mi hiç çekinmiyorlar. Ya nereden nereye?
Evet,eskiden Ramazan ayıyla ilgili hafızamızda kalan bir diğer husus da; kıt kanaatgeçinen insanların bile, kendi hallerinden şikâyet etmemeleri ve yerine göre decömertlik ve diğerkâmlık göstermeleriydi. Her köyde Cami olmadığından dolayı,birçok köyün sakinleri, Ramazan ayına mahsus olmak üzere; özellikle doğuAnadolu’dan gelen medrese talebelerini ücretle tutarlardı ki, onlara Ramazan ayıboyunca onlara hem Namazı kıldırırlardı, hem de, onlara dinleri konusundabilmediklerini öğretirlerdi. Hata 1986 ile 1993 arasındaki yıllarda; bendenizbile, beş yıl değişik yerlerde Ramazan ayında fahri İmamlık yaptığım için,bunun ne kadar etkili ve faydalı olduğunu hatırlamaktayım.
Peki,bu gün o eskimez Ramazanlardan eser var mı sizce? Bolluğun had safhada olduğuve lüks iftar sofralarının nam saldığı; zenginlerin davet edilip, fakirlerindışlandığı günümüz dünyasında, insanların birbirlerine merhamet etmeduygularını köreltmedi mi?. İstisnalar hariç ama, genel manada manzarabudur!... Hayırlı iftarlar, Selam ve dua ile. 19 Haziran 2017/ 24 Ramazan 1438
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum