Ahirzamanda yaşıyoruz. İslam âlemi ise, çok büyük belalarla musibetlerlesınanmaktadır! Müslümanlar, kendi düşmanlarının fasit amellerini taklitettikleri günden bu güne; hiçbir zaman ve devirde iflah olamadılar. Bir taklitfuryasıydı, esti bu topraklarda; onun esintisine kendini kaptıran toplumlarınaklı, yüz yıl sonra başına gelebildi ancak… Akılları başlarına geldiği zamanda, atlı Üsküdar’ı çoktan geçmişti. Şehirler yıkılmış, kütüphaneler talan edilmiş;kayda değer ne varsa, hepsi yok olmuştu!...
Düşmanher zamanki düşmandı, peki ya dost görünüp de düşmanlarla işbirliği yapıp;Müslümanlara kuyu kazanları nasıl tanımak gerekirdi? Gerçi, onları da, onlarınfasit amellerini yapa yapa, basiretimiz kapandığı için tanıyamaz olduk; çünküKerim Kitabımızın: “Kâfirler birbirlerinin dostları ve yardımcılardırlar.Eğer siz de öyle yapmaz, (Müminler olarak birbirinize dost olupyardımlaşmasanız) yeryüzünde büyük fitne ve fesat çıkar.” (Enfal/73) uyarıve öğüdüne göre yaşamadığımızdan dolayı, ruhen fiziken, düşünce ve yaşantıdadüşmanlarımızın istilasına uğradık!... İslam’a düşman olanlarla dost,Müslümanlara da arkamızı çevirdik…
Şimdidüşünelim, Müslümanlar olarak; hakikatin neresindeyiz? Kimleri sevmekte ve niçinsevmekteyiz; kimlerle problemli ve niçin problemliyiz? İşlediğimiz veyaptığımız her olumsuzluğumuza rağmen; düşmanlarımızın okları yine kimlerihedef almakta olduğuna hiç dikkat ettik mi??? Üç keredüşünelim ve bir kere de olsa sağlıklı bir cevap verelim! Düşmanlarımızınokları Müslümanlarımı hedef almakta, yoksa başkalarını mı? Cevap tek kelimeylebasittir: “Düşmanlarımızın okları, Müslümanları hedef almaktadır… Âcizaneolarak, hemen her vesileyle dile getirmeye gayret ediyoruz, şöyle etrafımızabir bakalım; iki tane Hıristiyan devletin birbirleriyle savaştıklarınıgösterebilir miyiz? Hayır! Peki, neden sadece Müslümanlar onların gündeminde?İşte can alıcı noktası da tam burasıdır…
Çanakkalesavaşında, bütün kefere dünyasının; Çanakkale boğazından üzerimizeçullandıklarını ne çabuk unutuverdik? Keferenin yüzü, taktiği ve oyunu dünnasıl idiyse; bu gün de, yarın da aynı olacaktır. Ne ki, kefere daimaaktörlerini ve senaryolarını değiştirmekle; sürekli yanıltma yollarınabaşvurmaktadır. Amerika’sı, İngiltere’si, Fransa’sı; Rus’u ve diğerlerinin tümütek bir “Millettendirler” “Yani Küfür tek millettir” Ve İslam ve Müslümanlarsöz konusu olduğunda, hemen çakal sürüsü gibi birleşir ve Müslümanların başınaüşüşürler. İslam coğrafyasının şu anda, başta ABD olmak üzere batıemperyalizminin istila ve işgali altında değil midir? Biz birbirimizleuğraşalım, aklımızı başımıza almayalım; kefere bize barış (!) reçeteleriyazsın, özgürlük (!) türkülerini bestelesinler, oh ne ala!...
Şimdi,düşmanınoynadığı oyunlara ve birleştirdikleri oklarının hangi tarafa doğruatıldığına ve İslam âleminin içinde bulunduğu duruma bir göz atalım… Oklar,kimlerden kimlere fırlatılmaktadır?… Sakın yanılmayın, ABD’nin tecavüzcü veimansız Conilerini Irak’a davet edenlerin; şimdilerde, başlarını dövmekteolduklarını dünya âlem bilmektedir. 1995’ten beri; Irak petrolünün % 80 ABD’yesavaş giderleri olarak akıtılmaktadır. % 20’i ise tüm Irak’a! Ah ki ne ah!Neden? Çünkü ABD’nin onlara getirdiği o allı pullu Demokrasi şöleni vardı ya; işteo şölen sayesinde, Irakhürriyetine (!) kavuşunca, ne namus kaldı, ne deistikrar! Şimdi içimizden de birileri, Arap âleminin başına gelenlerin başımızada gelmesini istedikleri kesindir… Lakin, ALLAH göstermesin olası bir düşmanistilası; geride öyle enkazlar bırakır ki, onun altında hepimiz kalırız!
İmam-ı Şafii (r.alh)’ye: “Fitnenin çok olduğu birzaman da, hakkı tutanları nasıl tanırız veya anlarız, diye sorduklarındacevaben: “-Düşmanın okunu takip edin, o sizi hak ehline götürür, buyurmuştur.Şimdi, İmam-ı Şafii (r.alh)’nin bu veciz öğüdünden; her kesimden insanın,kenditarafına doğru çekeceği ve kendilerinin hak ehli olduklarınıiddiaedecekleri kesindir! Lakin öyle değildir. Bunun da belirli kural vekaideleri vardır her halde!... Kim ki Kur’an ve Sünnet çizgisi üzerindeyse,Müslümanları kardeş bilirse, Ümmet ve uhuvvet şuurunu canlandırmanınderdindeyse; Müslümanları Müslüman oldukları için sever ve kardeş bilirse,inkârcıları da İslam’a ve Müslümanlara düşman oldukları için onları sevmez,desteklemez ve asla güvenmezse; işte hak ehli olanlar onlardır… Bunun dışında,ideolojilere, ırkçılığa, batı taklitçiliğine, tefrikaya, bölücülüğe; İslamdüşmanlarını sevmeye ve onlara benzemeye yelken açarsa; onlar ne kadar biz hakehliyiz deseler de; nafile!... Vicdan ve basiret iki adil yargıçtır, onlarınsesine kulak verilirse; kimin nerede olduğu kendiliğinden anlaşılır. Selam vedua ile
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum