BİR YEMEK İÇİN BİRBİRİNİ YİYEN GAZETECİLER!

Şanlıurfa’da gazeteciler kadar birbirini kıskanan başka bir meslek grubu daha yoktur. Örneğin bir kamu kurumu yemekli toplantı düzenlesin ve bazı gazetecileri çağırmasın, hem o kamu kurumu yandı hem de orada bulunan ve göze çarpan gazeteciler yandı demektir. Bu kadar kıskanç bir meslek grubudur gazetecilik. İşte bu kıskançlığı bile bile olağanüstü durumların dışında bugüne kadar selfie yaparak paylaşım yapmayan ben Almanya seyahatimde bol bol selfie yaparak paylaşım yaptım. “Ben nasıl başarılı olurum”, “Bir gazeteci nasıl saygınlık kazanır”, “İlkeli gazetecilik nasıl yapılır” gibi konulara kafa yorması gereken gazeteci görünümlü soytarıların damarına bastığımı çok iyi biliyordum. Ama Şanlıurfa’da gazetecilik yapan birisi için de sıradan bir durum değildi ülkede sadece 8 gazetecinin Alman Dışişleri Bakanlığı ve Büyükelçiliği tarafından Almanya’ya davet edilmek. Hele bir de söz konusu oradaki temasların çoğunun gazetecilik mesleği üzerine olması kaçırılmaz bir fırsattı... Ve benim abdestimden şüphem olmadı hiçbir zaman. Aynen tahmin ettiğim gibi de oldu. Soytarı takımı kimi isim vererek kimi isim vermeyerek saldırıya geçti. Öyle ya bir yemekli toplantı için birbirini yiyenler bir Almanya gezisi için neler yapmaz ki. Tevafuk bu, benim seyahatime yakın tarihlerde ŞUTSO başkanı da Almanya’da bulunmuş. Küçük beyinliler de işlerini güçlerini bırakıp olsa olsa Mustafa Arısüt’ü ŞUTSO seyahate götürmüştür diye tahminlerde bulunmuş, bir de ellerine sahte belge alıp bunu paylaşmışlar. ŞUTSO’dan para koparmak isteyeni de atladı bu yalana ve sahtekarlığa, benimle hesaplaşmak isteyenler de… Bu iftira dolu paylaşımlardan daha doğrusu saldırılardan Cumartesi haberdar olduğum için siber Suçların mesaisinin başladığı Pazartesi gününe kadar sabretmem gerektiğini önerdi arkadaşlar. Çünkü bunların hayatı “ha dedim ha demedim”lerle dolu. Hasılı ister ŞUTSO ister bir belediye ile hesaplaşmak veya şantaj yapmak isteyenin çaldığı kapı benimki olamayacağını herkes er yada geç anlayacak. Adalete olan güvenimi koruyorum ve sabırla bekliyorum. Bu sabrı “hiçbir açıklama yapmana gerek yok” diyen dostlar sayesinde edindim. Ve bana inanan bu dostları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mahcup etmeyeceğim inşallah. Bizi bilen bilir bilmeyen kendisi gibi bilir.