Reklam Alanı

İZGÖRDÜ PASAJI DAVET KİTAPEVİ REMZİ ABİ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Mustafa Remzi Yılmaz abimizin aziz anısına!... 1990 lı yıllar, sovyetler Birliği blokunun dağılmaya yüz tuttuğu, bir taraftan Türki Cumhuriyetlerinin bağımsızlık ilan etmeleri; diğer taraftan da Afganistan ve Çeçenistan mücahitlerinin tevhidi kıyamları, islami gençliğinin en heyecanlı anlarını oluşturuyordu o zamanlar!... Şanlıurfa ya yeni taşınmıştık, elimizde iş güç yok, evli ve iki çocuğum vardı. Kitaba ve okumaya karşı ta ilkokul yıllarından beri, adeta aşırı derecede bir iştiyakım vardı. Ne ki, istediğimiz her kitabı elde edebilmek için yeterli paramız yoktu. Aslında Davet kitap evini gıyabi olarak, daha köyde ikamet ettiğimiz 1985 li yıllarda tanıyordum. Şöyle ki, köyümüzün cami müezzini olan Mahmud hoca, arada bir Urfaya her yolu düştüğünde; sipariş ettiğimiz kitapları alır getirirdi. Tabi parasını vermeden, Mahmud hoca Remzi abiye; köyde kitaba ve ilme meraklı olan gençler var ancak; kitap alacakları paraları yok dediğinde, Remzi abi,(ah Remzi abi mekanın cennet olsun) al götür okusunlar dinlerini öğrensinler, ufukları açılsın ne zaman ki paraları olduğunda o zaman ödesinler dermiş. Aradan yıllar geçti ve biz şehire taşındık, derken Remzi ağabeyle tanıştık. Fırsat buldukça en çok uğradığımız iki mekandan biri Dergah kitabevinde Merhum Hacı Abdülkadir Özen amca, diğeri de izgördu pasajındaki Davet kitabevi ve Remzi ağabey idi. İzgördu pasajı denilince davet kitabevi, davet kitabevi denilince de Remzi ağabey aklımıza gelirdi, hala da öyle gelmektedir. Daha önceleri, Mehmet Emin Hoca da kitabevine uğrarmış hatta birlikte orayı açmışlardı, fakat biz Davet kitabevi ve Remzi abiyle tanıştıktan sonra; Mehmet Emin hocayla bir kaç kezin dışında bir araya gelmemiz tevaffuk olmadı. Remzi ağabey, özellikle 1985 2000 lı yılları arasındaki zaman diliminde; Şanlıurfa daki islami gençliğin adresi ve buluştukları mekan vazifesini görüyordu. Nerede buluşalım, Davet kitabevi! Gençler arasında böyle bir randevulaşma söz konusuydu. Mekanı cennet olsun, Remzi ağabey o yıllarda gözlerinden rahatsız olduğu için gözlük takardı. Daha sonraki yıllarda, gözlüklerden kurtulmuştu. Kitabevi işini bıraktıktan sonra, en son, yanlış hatırlamıyorsam bir kez canlı hayvan pazarında bir seferde kitap vakfının tertiplemiş olduğu sabah kahvaltısında görüşmüş ve hasbihal etmiştik. Kütüphanemde bulunan Fizilali-l Kur'an'a her el attığımda, Remzi abiyi hatırlarım; galiba bundan sonra onu daha çok hatırlamaya çalışacağım. Çünkü ben Fizilal-i Kuran'ı alırken, toptan verecek hiç param yoktu. Remzi abi bana, al götür yavaş yavaş ödersin dediğini bu gün gibi hatırlıyorum. O zaman nasıl sevindiğimi şimdi ifade etmem gerçekten çok zor. Çünkü bir şey az iken daha çok değerlidir. O zaman maddi imkanımız az olduğu için, sahip olduğumuz her kitap, bizim için dünyalar kadar değer ifade ediyordu. Avrupalı ve Afrikalı olan iki kişi/şair arasında şöyle bir konuşma geçer: Avrupalı olan kimse Afrikalıya sorar, neden yazdığınız tüm şiirler su ile ilgilidir? Afrikalı şöyle cevap verir: Çünkü bizde su yok ya da çok az olduğu için, şiirlerimizin konusunu şu teşkil eder, aşk gibi, sevda gibi muhabbet ve delice olan vurulmak gibi. Bu sefer Afrikalı sorar Avrupalı olana, peki siz neden şiirlerinizin çoğunu sevgiye dair yazıyorsunuz dediğinde; o da, Çünkü bizde sevgi git gide azaldığı/ kaybolduğu için diye cevaplıyor. Galiba ne demek istediğim anlaşılmıştır. Davet kitap evin, özellikle Urafalı islami gençlik için bir kültür ve irfan mekanı olduğu kadar; akademik meselelerinde çay ve sohbet eşliğinde konuşulduğu bir yerdi. Remzi abi, kendisine has olan o tebessümüyle kitap evine girenleri buyur edip çay ikram ettikten sonra, hal hatıralarını sorar sıkıntı ve sevinçlerine ortak olurdu. Yani, başkalarının derdini kendine dert edinmiş bir insan modelidir Remzi abi... Şimdi ne davet kitabevi var ne de Remzi abimiz! Sadece şu gök kubbesinin altında, bırakmış olduğu hoş bir seda ve bir dönemin gençliğinin gönlündeki sevgi ve muhabbeti kaldı. Remzi abimizin İslam davası için yapmış olduğu fadarlıkları, Rabbimin onun hayır ve hasene defterine yazdırdığını ümit ediyor ve onu bir kez daha rahmetle, özlemle ve muhabbetle yad ediyorum. Güle güle Remzi abi. Bir Mustafa Remzi Yılmaz bu dünyaya konuk oldu ve göç eyledi! Kederli ailesine, yakınlarına ve sevenlerine; kendim, gazetem Gazeteipekyol ve mensubu bulunduğum TYB. camiası adına taziyelerimi bildirir, acılarını paylaştığımı ifade etmek isterim. Ruhuna El-Fatiha...
İZGÖRDÜ PASAJI DAVET KİTAPEVİ REMZİ ABİ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.