Bir islam mütefekkirinin öz ifadesiyle, siz bir doktorun diliyle taşralı bir çobana hitap ederseniz, ona vermeye çalıştığınızın onda birini veremezsiniz demekle; dil üslubu konusunda bir inceliğe işaret etmiştir.
Günümüzde yazılan eserlerin birçoğu, genel manada herkesimden insanların anlamakta güçlük çektikleri; yabancı kelimeler ve felsefi kavramlarla dolu olduğu görülmektedir. Akademik ve bilimsel makaleler elbette bu ifadelerin dışındadır... Ancak toplumun istifadesi için eser yazanların, daha yalın, daha kolay anlaşılır bir dil kullanmaları en elzem olan şeyin olduğu bilinmesi gerekmektedir.
Mesela edebiyatla hiç iştigal etmeyen birisi, eline edebi bir eser aldığında; bırakın ondan istifade etmesi, eline alır almaz bir kenara bırakacağı kesindir. Hele şu yabancı ithal kavram hastalığı yok mu, yazılan eserlerden tutun da, dükkan ve marketlerin tabelalarına varıncaya kadar, yoğun bir şeklide arz-ı endam etmeleri tam bir kendinden kaçış meselesi kadar önemli...
Mesela Asr-ı Saadette, yazı dili pek revaçta olmamakla birlikte; hitabet, belâgat şiir ve diğer bir-çok okumalar insanların günlük ezberleri arasındaydılar. O günün şartlarında dahi, edebiyat dilinin kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Ancak tüm bunlara rağmen, Efendimiz (s.a.v) etrafındaki insanlarla konuşurken; insanların konuyu iyi anlamaları için çoğu kere sözlerini üç defa tekrarladıkları vakidir.
Hal bu olunca, günümüzde yerliden ithala karşı büyük bir sempati ve eziklik halet-i ruhiyesinin mevcutiyeti göz ardı edilemez. İster inanın ister inanmayın, sosyal medyada paylaşım yapan birçok arkadaşın; yazdıklarını biz bile tam anlamazken, sıradan bir Müslümanın veya her hangi bir insanin onu nasıl anlayacağını varın siz hesap edin. Demek istediğimiz şu: yazı ve konuşma dilini daha anlaşılır şekilde kullanmaya gayret edelim ki, insanlar ondan istifade etsinler.
Edebî ortamlarda, aynı seviyede olan insanların; kendi aralarında edebiyat kurallarıyla konuşmalarına kimsenin söz ettiği yok zaten olamazda. Meselenin özeti şudur: Konuşurken, yazarken, paylaşım yaparken daha fasih bir dil kullanmaya özen gösterilmelidir...
Üstü kapalı, muğlâk, ağır kavramlar kullanılmak suretiyle; serdedilen deyimler, söylemler, yazılan makalelerin bir çoğu, ne yazık ki çoğu insanlar tarafından anlaşılmamaktadır. Kısacası şunu demeye çalışıyoruz: "konuşurken, yazarken, kalem ve kelam erbabının; daha fasih bil kullanmaları, insanlara daha çok etki ve tesir edeceğini vurguladığımızı söylemek isteriz. Kalın sağlıcakla efendim.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum