Reklam Alanı

DERİN BOŞLUKTAN KURTULMAK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
“Onlar ı nher ş eylerinitahrip ettik. Felsefeleri ve dinleri mahvoldu. Art ı khi ç bir ş eyeinanm ı yorlar.Derin bir bo ş lu ğ ad üş t ü ler…“ Bu sözler ünlü oryantalist Louis Massignon’a ait. Geçen yüzyılın başındaMüslümanlar için böyle diyordu. Evet derin bir boşluk. Belki de Müslümanlarolarak hali hazırda yaşamış olduğumuz dünyayı en iyi anlatan kelime bu; “derinbir boşluk”Farkında mısınız, habire tartışılıyor, inancımız habire tartışmakonusu ediliyor. “Alimlerimiz, aydınlarımız, yazarlarımız, ilahiyatçılarımız,”habire tartışıyorlar. Müslümanlar olarakbirçokcan alıcı sıkıntı ile boğuşurken, birçok sorunumuz varken tüm bunlarsanki sorun değilmiş tüm bu sorunları çözmüşüz gibi, tüm sorunları halledipbitirmişiz gibi teferruat bile denilemeyecek meseleleri koca koca adamlartartışıyor. Kurancı Müslümanlar, hadisçi Müslümanlar, gelenekçiMüslümanlar, modernist Müslümanlar,muhafazakâr Müslümanlar, liberalMüslümanlar… Ilımlılar, kapitalistler,antikapitalistler bir sürü sıfat yanında Müslüman. Ne oluyoruz, nereye bugidiş. Bütün İslam âlemi yok edilmeyeçalışılırken Müslümanların bu farklılıklarını kaşımaları, sürekli olarak kısır tartışmalar içindeolmalarını derin bir boşluk olarak görüyoruz. Vebu süreçte bu derin boşluğu daha da derinleştirecek artıracak olan tümyaklaşımlara karşı olmak gerekir diye düşünüyoruz. Şunun farkına varmamızgerekiyor; öyle bir süreçle karşı karşıya bırakılıyoruz ki, inancımızdan umudumuzukeselim istiyorlar, bizi boşluğa mahkûm etmek istiyorlar, “biz Müslümanlardanhiçbir şey olmaz” dememizi bekliyorlar. İşte tam da bu noktada yaşanılan süreciters çevirebilmemiz için; umuda dair sözümüz olmalı, dirilişe dair, Müslümanlığımızınbizim için en büyük gurur olduğunu ifade edebilmemiz gerekiyor. Bizi boşluğa mahkûmetmek isteyen anlayışa karşı sahih bir yaklaşım ortaya koymak durumundayız. Bizikaranlığa mahkûm etmek istiyorlar, yaşadıklarımızın sorumlusu olarak inancımızısorgulamamızı istiyorlar, inancımızdan utanmamızı istiyorlar. O yüzden herşeyimiz tartışma konusu olsun istiyorlar. Hakikatle aramızı açmak, bizihakikatten uzaklaştırmak için uğraş veriyorlar. Bu kirli oyuna gelmemek için,karanlıklardan hakikate yol aramak zorundayız. İşte tamda bu arayış içindebaşka bir yol bulmamız, başka zemine, başka iklime, başka bir dünyayaaçılabilme imkânını bize sunacak olan,umudu aşılayacak olan düşüncelereihtiyacımızvar. Bu kısır tartışmaları ve tartışanları bir tarafabırakarak dirilişe talip olmak zorundayız. Ölmemiş isek, ölü değilsek dirilişinkapısını çalmak zorundayız. Zira diriliş ancak yaşayan için geçerli, ölüleriçin dirilişten söz edilemez. “Ey iman edenler iman edin” kutlu sözüne kulakvererek, yeniden imana, yeniden dirilişe, yeniden amentüye dönmek. Bir oluş çağrısı, bir varoluş ilanı, birdiriliş ilanı, dirilişin karşısında her ne var ise kendinin ve çağın yakasınayapışarak, sorguya çekmek, meydan okumak. Tavrımız bu yönde olmalıdır. Sözü bubağlamda bizi tam da bu derin boşluktan kurtaracak, umuda, dirilişe götürecekbir kitaptan, “Diriliş NeslininAmentüsü” kitabından yapacağımız alıntı ile sonlandıralım. “Allah'a inanıyorum. Ben bir diriliş işçisiyim... Allah'ın övdüğü, beğendiği İslam toplumunuören, toplumun örülen duvarında en küçük bir kum tanesi olmaktan öte öğüncümolamaz... İnsanı ancak Allah özgür kılar... Allah'a inanma ışığı ve onainanma aydınlığı. Sesimi yükseltirsem bunun için yükseltirim yoksa bunundışında dünyada hiç bir şey ses yükseltmeye değmez. Yaşamayı ve ölmeyi, zamanve mekânla diyalog kurmayı, ancak ve ancak bu inanç uğruna göze alabilirim.Aşktır o benim için. Yoldur. Anlamdır. Sestir. Ülküdür. Varoluştur… Evet,biz diriliş erleri son peygamberin sancağı altına sığınıyoruz. Bu sancağın yeredüşmemesi görevimizdir. Var oluş hikmetimizdir. Bu sancak Allah’a inanma sancağıdır…Evet,tarihi ve hayatı şöyle yorumluyoruz; “Hakikat savaşı ve hakikate karşısavaşlar, başkaldırmalar.” Ve insanları da hakikatin yanında olanlar ve karşı çıkanlar...İnanç ab-ı hayatını içmek.İslam uygarlığının yeniden diriliş bengisuyunu içipdirilmektir bu. Umutsuzluğu yıkmak. Yeniden umut yoluna,kapısına çıkmaktır… Müslümanlar, coğrafyalarını, tarihlerini birleştirme, buyolla da tek bir kültüre erme zorundadırlar. İslam uygarlığının yeniden dirilişinekatkıdabulunma gücüölçüsünde her Müslümanın borcudur…”[email protected]
DERİN BOŞLUKTAN KURTULMAK
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.