İlk defa ama ilk defa şans Şanlıurfa’nın yüzüne güldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yılını Göbeklitepe Yılı ilan etmesiyle birlikte başta icra işlemlerine maruz kalan ve zor günler geçiren oteller olmak üzere çoğu sektör adeta iş patlaması yaşadı.
Hafta içi bile gelen yerli ve yabancı turistler oluyor. Hafta sonları ise iğne atsan yere düşmeyecek şekilde Balıklıgöl ve çevresi kalabalık oluyor. Göbeklitepe için gelenler Balıklıgöl ve Göbeklitepe’nin yanı sıra kent merkezindeki hanları, Eyyüp Peygamber makamını ve Harran harabeleri ile yakınlarındaki tarihi mekanları ziyaret ediyor.
Oteller Ekim ayına kadar kolay kolay rezervasyon kabul etmiyor. Konukevleri, lokantalar, pastaneler, isotçular, hediyelik eşya satanlar müşteriye yetişmekte zorlanıyor. Sıkıntı ise biraz daha fazla para kazanma hevesi yüzünden çıkıyor. Bir daha bu müşteri potansiyelini bulamayacağını düşünen işletmeler ve esnaf ne koparsam kârdır mantığıyla hareket ediyor.
Oteller, Dubai otellerini aratmayacak fiyatlar istiyor, 3’üncü, hatta 4’üncü sınıf lokantalar, lüks restoranlar gibi hesap çıkarıyor, isotçular fabrikasyon isotlarını ev isotu diye pazarlıyor, hediyelik eşya satanlar yabancılara yüksek fiyat çekiyor. Fiyatların yanı sıra hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, saygı, ilgi, hijyen hak getire.
***
Vali Abdullah Erin, daha Cumhurbaşkanı, Göbeklitepe Yılı ilan etmeden önce Şanlıurfa’nın turizm ile ilgili geri kalmışlığını fark etti ve tüm bu sorunları ortadan kaldırması için kamu kurumlarının içerisinde olduğu Turizm A.Ş.’yi kurdu ve başına da bu alanda kendisini çok iyi yetiştirmiş ve proje adamı olan Mehmet Uncu’yu getirdi. Ancak sorunu ortadan kaldırması gereken belediyelerin bir kısmı, her yerde olduğu gibi burada da sorunun bir parçası oldu ve şirkete yatırmaları gereken sermayeyi geciktirdi. Bugün yaşanan sıkıntıların en büyük sebebi budur.
Hem ödeme gecikmesi hem de işbirliğine pek fazla açık olmamaları yüzünden Turizm A.Ş.’nin projeleri, turizmin en canlı olduğu sezona maalesef yetişmedi. Aşağı çarşıda kaliteli işletmeler açılacak, yatak sayısı arttırılacak, avlulu evini turizme açmak isteyenlere destek sunulacaktı. Buna benzer onlarca, yüzlerce hayati dokunuş olacaktı turizm bölgelerine. Maalesef yetişmedi.
***
Memur-Sen ve Hak-İş Konfederasyonları Şanlıurfa2ya büyük bir jest yapıp 1 Mayıs Emekçi ve Dayanışma Günü mitingini Şanlıurfa’da yapma kararı aldı. 81 vilayetten işçi ve memur akınına uğrayacaktı Şanlıurfa. Memur-Sen ve Hak-İş Konfederasyonlarının Şanlıurfa teşkilatları haftalar öncesinden hazırlıklara başladı. Her şey mükemmel olacak, gelen hayran kalacak ve Şanlıurfa’yı görmeyen herkese tavsiye edeceklerdi.
İmkansızlıklar en acımasız yüzünü, emekçilerin Şanlıurfa’ya bir gün önce gelmesiyle göstermeye başladı. Özellikle aşağı çarşı bölgesinde bulunan oteller 1 yataklık odalara neredeyse 4 yatak sığdırdı, bununla da yetinmeyip 200 liraya varan yatak fiyatı aldılar. Küçücük odalardaki yatak fazlalığına itiraz edenlerden çıkarılan yatak sayısı adedince ücretler alındı. Konukevleri banyo ve tuvalet bulunmayan odalarına sığabildiğince yatak atıp 5 yıldızlı otel ücreti aldılar.
Personellerin bağırarak birbiri ile iletişim kurmaları, otel veya kent konusunda soru soran müşterilerini terslemeleri, otellerdeki eksiklere ve hijyen olmayan ortamlara eklenince gelen herkes adeta bin pişman oldu. 3 müşteri bulunca havalara giren esnafın derdi ise çekilecek gibi değildi. Kentin birbirine girmiş trafik çilesi zaten anlatılacak gibi değil. Gelen misafirler kendi aralarında konuşurken, Urfa’da etkinlik yapma kararı alan genel merkezlerini eleştirirken bir Urfalı olarak çok ağırıma gitti. Onların Urfa’yı beğenmemesi değil, Urfa’nın gelen misafirlerin kıymetini bilmemesi ve bir daha asla gelmek istemeyecek olmalarıydı zoruma giden.
Kentte kalacak yer olmadığı için çevre illerdeki emekçiler ve aileleri ise sabah saatlerinde yola çıkmayı tercih etti. Gece kalmak istemeyenler için miting erken saat olan 09.00’a alınınca son sürat yetişmek için sürücüler gaza bastı ve kenti yas matemine bürüyen 5 kişinin ölümüne, 4’ü ağır 13 kişinin yaralanmasına sebep olan trafik kazası meydana geldi.
***
“Susalım” diyoruz, “bizi okuyanlar Urfa’ya gelmekten vazgeçer” diyoruz ama artık her şeyi açık açık konuşma ve şapkamızı önümüze alıp düşünmemizin zamanı geldi, geçiyor bile. Kente gelen turist sayısını 600 binlerden 1 milyona, ortaya koyduğu hedefle de bu yıl 2 milyona çıkarmayı planlayan Vali ve ekibine belediyelerin ayak uydurması gerekiyor.
O kadar çok eksiğimiz var ki geçen hafta kente gelen UNESCO heyeti Göbeklitepe’ye giden yolda yönlendirme tabelaları da görmeyince artık isyan etti. Gerçi bu kalabalığa ve keşmekeşliğe kalsalardı herhalde bizi silip bir daha “Göbeklitepe” ve “Şanlıurfa” adını anmazlardı.
Çoğu sıkıntının ve eksikliğin sorumlusu elbette yeni seçilen belediye başkanları değil ancak günde en az 4-5 saatlerini turizm konusunda yapılacaklara ayırmalılar ve artık toplantılardan, ziyaretlerden, atamalardan sıyrılıp bu yıla yetişecek çözümler üretmeliler. Önceki belediye başkanları “her şeyi biz biliriz” edasında ve olacaksa kendi reklamımız hatta fotoğraflarımız olsun derdindeydiler. Hem de Göbeklitepe fotoğraflarından daha büyük fotoğraflarıyla boy boy billboardlara ve televizyonlara çıkarak şov yaptılar. Yeni belediye başkanları mümkünse biran önce tek tek Turizm A.Ş. yetkililerinden brifing almalı…
Yine Turizm A.Ş. çatısı altında bir vali yardımcısının başkanlık yapacağı ilgili kamu kurumları ve belediyelerden temsilcilerin bulunduğu koordinasyon merkezi oluşturulmalı ve kriz masası gibi acil müdahalelerde bulunmalı. Tarım İl Müdürlüğüne bağlı denetlemeciler, zabıtalar, trafikçiler, temizlik işçileri seferber edilmeli.
Aksi halde (ağır olacak ve tepki alacağım ama) Şanlıurfa’yı Gaziantep’e bağlayalım hem misafirlere mahcup olmayız hem kazançlı çıkarız hem de kente gelen turist sayısı katlanarak artar!
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum