Reklam Alanı

KIYAS VE İCMA

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Muhterem Kardeşlerim… Konuyu iyi anlayabilmemiz için öncelikle Kıyas ve İctihadın tarifini yapalım., Efendim; Kıyas; bir şeyi başka şeye benzetmek demektir. Fıkıhta, nasstan anlaşılmayan bir şeyin hükmünü, bu şeye benzeyen başka şeyin hükmünden anlamak demektir. Haşr suresinin, “Ey ilim sahipleri itibâr edin” manasındaki 2. Âyet-i Kerimesi, “Bilmediklerinizi, bildiklerinize Kıyas edin” demektir. İtibâr, benzetmek demektir. (Menâr şerhi) İctihad; Âyet-i Kerimelerden ve Hadis-i Şeriflerden, manaları açıkça anlaşılmayanları, açıkça bildirilen diğer hükümlere Kıyas ederek, benzeterek, bunlardan çıkarılan yeni hükümlere İctihad denir. Kıyas, yani İctihad yapabilecek derin âlimlere “Müctehid” denir. Bu benzetme işine “İctihad” denir. Bir Müctehidin İctihad ederek elde ettiği bilgilerin hepsine, o müctehidin “Mezheb”i denir. İctihad, gücü, kuvveti yettiği kadar, zahmet çekerek, uğraşarak çalışmak demektir. İctihadda yanılmak da günah değildir. Hadis-i Şerifte buyuruldu ki: “Âlim, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevap alır.” [Buhari] Nahl suresinin, “Bizden indirileni insanlara açıklaman için” mealindeki 44. Âyet-i Kerimesi ile Nisa suresinin, “Allah’ın kitabına ve Resulün Hadislerine müracaat edin” mealindeki 59. âyet-i kerimesi İctihad etmeyi bildiriyor. Allahü Teâlâ, Müctehidin hükmünü kabul ediyor. Bir müctehide, kesin olarak hata etti diyen, hüküm olarak onu kabul eden Allah’a hata isnat etmiş gibi olur. İmam-ı A’zam Hazretlerinin her sözü, her işi, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler ile idi. Bir kimse, dört mezhep imamının sözlerini, kıskanmadan ve inat etmeden, insaf ile incelerse, her birinin, gökteki yıldızlar gibi olduklarını görür. İmam-ı A’zam Hazretleri buyurdu ki: “Nass [yani Âyet, Hadis] olan yerde Kıyas yapılmaz. Biz, zaruret olmadıkça Kıyas yapmayız. Bir sual karşısında kalınca, önce Kur'an-ı Kerimde ararız. Bulamazsak Hadis-i Şeriflerde ararız. Yine bulamazsak, Eshab-ı Kiramın herhangi birinin sözlerinde ararız. Bu sualin cevabını bunlarda da bulamazsak, Kıyas yaparak cevabını buluruz.” Bir kere de buyurdu ki: “Bir sualin cevabını, Âyette ve Hadis-i Şeriflerde bulamazsak, Eshab-ı Kiramın çeşitli cevaplarını bulursak, Kıyas yaparak, bu cevaplardan birini seçeriz.” Bir kere de buyurdu ki: “Âyette ve Hadislerde bulamadığımız bilgilerde, dört Halifenin "radıyallahü anhüm" cevaplarını seçeriz. Resulullah’tan gelen Hadis-i Şeriflerin başımız üstünde yeri vardır. Onlara uymayan bir şey söylemeyiz.” İmam-ı A’zam Hazretleri, hiçbir yerde bulamadığı bir bilgi için, kendi Kıyas ettikten sonra, bir Sahabinin sözünü işitirse, kendi re’yini bırakıp, o söze uygun cevap verirdi. Ebu Muti’ Hazretleri diyor ki: Bir Cuma sabahı Ebu Hanife ile birlikte Kufe Camiinde idim. Süfyan-ı Sevri ve Mukâtil ve Hammâd bin Müslim ve daha başkaları içeri girip, Ebu Hanife’ye, “Senin, din işlerinde kıyasla cevap verdiğini işittik. Senin için korktuk” dediler. İmam-ı A’zam, onlarla yaptığı münazarada, Kur’an-ı Kerimden, sonra Hadis-i Şeriflerden, daha sonra Eshab-ı Kiramın ittifakla bildirdiklerinden cevap verdiğini anlattı. Hepsi kalkıp, “Sen Âlimlerin Seyyidisin, bizi affet, bilmeden seni üzdük” dediler. O da, “Allahü Teâlâ bizi ve sizi affeylesin” dedi. Hanefi mezhebindeki bütün Müctehidler de, diğer mezhep reisleri ve mezhepteki Müctehidler gibi, zaruret olmadıkça, Kıyas yapmamıştır. Nass olan yerde Kıyas yapılmaz buyururlardı. İmam-ı A’zamın İctihadına itiraz eden, onun mezhebinin inceliğini anlayamayan veya sapık olandır. Taceddin-i Sübki Hazretleri buyuruyor ki: Peygamberlerin vârisi olan mezhep İmamlarına karşı edepli olmalıdır. Din İmamlarına dil uzatan, felakete gider. Onların her sözü bir delile dayanır. Onlar gibi olmayanlar, bu delilleri anlayamaz. Müctehidlerin ayrılıkları, Eshab-ı Kiram arasındaki ayrılıklar gibidir. Resulullah Efendimiz ayrılıkları için Eshab-ı Kirama dil uzatmayı yasak etti. Hepsini iyilikle anmayı emretti. (Mizan-ül-kübra) İmam-ı Rabbani Hazretleri, “İctihad ve Kıyas bid'at değildir. Nassların manasını ortaya koyarlar. Bu manalara başka bir şey eklemezler” buyuruyor. (c.1, m.186) Kıyas ve dindeki dört delil Selefi görüşlü kimseler, Kıyas yaparak İctihad etmenin caiz olmadığını bildirerek, Kıyas yapan İmam-ı A'zam, İmam-ı Şafii gibi mezhep sahibi büyük Müctehid Âlimlere dil uzatıyorlar. Edille-i Şeriyye [din bilgilerinde, Müctehid imamlara delil] dörttür. Bunlar; Kur'an-ı Kerim, Sünnet [Hadis-i Şerifler], İcma-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha’dır. Sünnet, İcma ve Kıyas, Kur'an-ı Kerim’de bulunmayan şeyleri eklemek değildir. Bunlar, Kur'an-ı Kerim’in içinde kapalı olarak bulunan bilgileri meydana çıkarmaktadır. Müctehid, bir işin nasıl yapılacağını, Kur'an-ı Kerim’de açık olarak bulamazsa, Hadis-i Şeriflere bakar. Bunlarda da açıkça bulamazsa bu iş için, İcma var ise, öyle yapılmasını bildirir. İcma sözbirliği demektir. Yani, bu işi Eshab-ı Kiram’ın hepsinin aynı suretle yapması veya söylemesi demektir. Eshab-ı Kiram’dan sonra gelen tabiinin de İcmaı delildir, senettir. Günümüzdeki dinde reformcuların ve din cahillerinin ittifak ettikleri sözlere, İcma denmez. Allahu Teâlâ cümlemizi dinde reformcuların ve din cahillerinin şerrinden ve onlara uymaktan muhafaza eylesin. (Amin)
KIYAS VE İCMA
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.