Bugün 30 EYLÜL, 2021 ve günlerden Perşembe. Bir Eylül ayına daha, veda etmek üzereyiz. Hayatımızda, nice Eylülleri konuk edip ve her gidişlerinde bizden bir şeyler kopardıklarına şehadet etmişizdir. Eylül ayı, halk arasında hep hazan ayı olarak bilinse de; aslında o, daha çok hüzün ayıdır. Nice sevdiklerimizi hep bu hüzün ayında öte aleme yolculadık… Kim bilir, daha kaç tane Eylül hayatımıza konuk olmakla; kaç tane gönül dostumuzun bize veda etmesine sebep olacaktır. Tıpkı yemyeşil yapraklarıyla, kâinatı nakış nakış işleyen ağaçlara uğramasıyla, birden sarartıp hazana çevirmesi gibi; bize de her uğradığında, bir yanımızı yaralayıp, nakise edip gitmektedir.
Her birimiz, doğduğumuz günden bugüne; kim bilir acaba kaç Eylül'e ev sahipliği yapıp ta sonra uğurladığımızı... Eski Eylüllerin tadı tuzu da bu günkü Eylüllerde yok, Çünkü her şey insanla birlikte ya iyileşir, ya da kötü olur. Öyle ya, Kâinat insana muahhar kılındı; onun için insan düzelince Kâinat güzelleşir, insan bozulunca denizde ve karada fitne çıkar. Tıpkı günümüzde olduğu gibi!
İnsan bu, bir yönüyle meçhul; bir yönüyle de malum. Ama meçhul olan yönü, malum olan yönünden daha çok. Çünkü o, daha tam olarak ne keşfedilmiş hale geldi, nede o, kendini tam olarak tanıdı. Halbuki nefsini tanıyan Rabbini taşıyacaktı! Ne modern bilimler ne de diğer buluşlar; onu tarif etme bilgisine hala tam ulaşmış değil. Ama kanaatimce, insan asrımızda bozulduğu kadar; daha önce hiçbir devirde bu kadar bozulmamıştı. Türlü savaşlara, katliamlara, sürgün ve itlaf kıyımlarına rağmen, bugün insanlığın içinde bulunmuş olduğu buhrana, gaflet ve manevi hastalığa duçar olmamıştı. Bugün, İslam coğrafyasında fitne ve fesat yelleri esmekte, Müslümanlar İslami kimliklerine muhalif davranmakta; kadını erkeği Avrupa keferesinin oturuş kalkışını taklit etmekle onları fersahlarca geride bırakmıştır.
Artık ne baba oğluna, ne ana kızına ne de oğlan karısına söz geçirebiliyor. Filhakika, zaman değil; bozulan insandır insan! Düşünün sizi yaratan Allah, sizin nasıl yaşayıp yaşamayacağınıza dair kural ve kaideleri göndermiş. Ama siz Allah'a rağmen, o kural ve kaidelere göre değil, kendin gibi beşer ve fani olan insanların kural ve kaidelerine göre yaşıyorsun. Sonra da, kalkıp Müslümanlıkta dem vurup kimseye yer bırakmayacaksın. Böyle bir inancın değil insanı hakkın rızasına erdirmesi, esfeli Safilinden de öteye götürür. Eylül hazan ayı olarak bilinse de zira o, bir yönüyle hüzün ve hezimet ayıdır. Öyle ya her kaybımız bizim için bir hezimet yani yitik olduğu gibi, bir yönüyle de bizi üzen hüzündür. Tafsilat kısmına girmeden sadece, Kur'an dan iki ayeti hatırlatmakla yetinmek istiyorum: "Müslümanım ve Allah'ın göndermiş olduğu her emrine iman ettim diyen hanım kardeşlerim, size Ahzab suresinin 59, Nur suresinin de 31’nci ayetlerini hatırlatmak istiyorum. Size zahmet bu ayetleri, Arapçayı bilmiyorsanız dahi sıkıntı değil, Türkçe meal veya tefsirlerden lütfen okuyunuz. Bakın bakalım, bu ayetlerde Rabbiniz size nasıl giyinmeniz gerektiğini emrediyor?
Tabi erkekler için de, aynı kural ve kaideler geçerlidir ama, kadın bir toplumun toprağını ve mayasını temsil eder. Şayet bir toplumda haya ve ahlaki prensipler yara alırsa; o toplumun yıkılması an meselesidir. Şimdi Eylül dedik, hazan ve hüzün dedik de dedik; lakin hiçbir kayıp, insanın inanç ve fıtratına ters yaşaması kadar acı verici değildir. Bilge bir siyasetçinin deyimiyle, toplumları yıkan ne açlık ne de sefalettir. Aksine, toplumları yıkan hayasızlık ve ahlaksızlıktır. Zira, şayet bir toplumda zina serbest hale gelmişse, biliniz ki o toplum; huzur ve rahatın yüzünü asla ve katâ göremez.
Deniz sahilleri, bugün kimlerin günahlarla yoğrulmuş olan bedenlerinin işgali altında, peki ya "İkra Bismi Rabbike Lezi Halak" fermanıyla çelişen eğitim müfredatlarının nesillerimiz üzerinde bırakmış olduğu tahribatlar? Ah Eylül ayı! Kim bilir dünya Dünya olalı sen, ne olaylara tanıklık ettin bugüne kadar?
Eylül ayına veda ederken, gelin birbirimize, davamıza, sevdamıza, dünya ve ahiret saadetimize, ahlak ve edep prensiplerimize; üç günlük dünyanın fani zevkleri uğruna veda etmeyelim. Etmeyelim ki, Allah üzerimize rahmet, bereket ve Nusret’ini indirsin. Eylül ayınız, hazan ve hüzün ayı olmadan, gidip seneye tekrar hepimize sevinç ve huzur getirsin. Kalın sağlıcakla efendim…
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum