MERHAMET GÜÇTÜR, MERHAMET GÜÇTÜR

Yazımızın başlığı Metin Karabaşoğlu’ndan mülhem. Evet, doğru yazılmıştır ve bir birinden farklı iki durumun ifadesidir. Merhamet zordur, o yüzden merhametli olmak güçtür ve aynı zamanda merhamet insanın sahip olduğu en büyük güçtür. Merhamet bir yanıyla insan için olmazsa olmazdır. Allah’ın insan fıtratına kodladığı en güzel duygudur. İnsanlık bu duygudan uzaklaştığı kadar kötüye gidecektir. Dünya; savaşlarla, çatışmalarla, açlıkla, yoksullukla, çevresel felaketlerle boğuşuyorsa; “merhametini yitirmiş dünya” ya dönüştüğündendir. İnsan merhametten uzaklaştığı oranda dünyayı yaşanılmaz kılmıştır, Merhametle buluştuğu oranda da hayatı güzel kılabilecektir.Evet, hiç kuşku yok; “Dünyayı merhamet kurtaracak.“ Nedir, merhamet; başkalarının durumu karşısında duyulan şefkat hissi, yüreğin yufka hali, vicdan, acıma, sevgiyle olma hali, vicdanın şefkatle birleşmesidir. Merhamet bir başkası için hissetmek, bir başkası için acı duymasıdır. Bir başkasının çektiği ıstırabı, acıyı kendi yüreğinde hissetmesidir insanın. Salt acımakmı, değil elbette, hemhal olabilmek, hemdert olabilmektir merhamet. Merhamet yüreğin yüreğe dokunmasıdır, merhamet acının paylaşılarak azalmasıdır, insanın egolarından, ihtiraslarından, kötülüklerinden uzaklaşmasıdır, vicdanı sızlamaktan kurtaracak olanduygudur merhamet. Panzehiridir ruhun, Allah’ın içimizdeki sesidir, bir merhemdir merhamet. Hangi düşünceden olursak olalım, hangi dine inanıyorsak inanalım, insan olarak hepimiz merhametle imtihan olunuyoruz. Savaşları izliyoruz, açlığı izliyoruz, uçurumları izliyoruz, acıyı izliyoruz. Aynı gök kubbenin altında yaşayan insanlar olarak, bir tarafta zevk sefa içerisinde yaşayanlar, diğer tarafta savaşın, açlığın, yokluğun, yoksulluğun, acıların altında ezilen insanlar. Ve tüm bunlar karşısında suskun vicdanlar. Bütün insanlık merhametimtihanındave sanırım bu imtihandan çok da geçebilir bir durumda değiliz. İnsanı hali hazırda yaşamış olduğu dünyanın yaşanmazlığından, keşmekeşliğinden, “ne çok acı var” dedirten halinden kurtaracak olan merhamet duygusudur. İnsanın tutunacak dalıdır, karanlıklardan çıkaracak olan duygudur merhamet. Başka bir dünyayı mümkün kılmanın yoludur. Yitirdiği merhamet duygusuna dönerek insanhayatı güzelleştirebilecektir, ekseninde merhamet olan bir dünya düşü ile ancak insanlık düştüğü cehennemi çukurdan kurtulabilecektir. “İki büyük âlem beni kendine hayran bırakıyor: Üstümdeki yıldızlı kâinat ve içimdeki vicdan.” Böyle diyordu Nurettin Topçu ve merhameti tarif ediyordu. “Merhamet, Allah'la ansızın vaki olan buluşma hâlidir. Merhamet, Müslüman’ın kalbinde hiç sönmeyen ateş gibidir. Müslüman’ı başka insanlardan ayıran onlardan fazla merhametli oluşudur. “Allah’a karşı vazifelerimi yapıyorum, Elhamdülillah Müslüman’ım” deyip de kalplerinde ve hareketlerinde merhamet yaşatmayanlar; kendi kavimlerinden, kendi zümrelerinden ve kendi dinlerinden başka kavimlere, dinlere ve zümrelere saldırmakla Allah’a yarandıklarını zanneden katı yürekliler; İslam’ı yükseltmek için kin, kılıç ve şiddet silahlarını kullananlar Allah yolunun dışında dolaşan gerçek imansızlardır. Asıl sapıklar ve hüsranda kalanlar bunlardır. Onlar ibadet diye istedikleri kadar beden hareketleri yapsınlar, sayısız hac etsinler, secde onlardan tiksinir, Kâbe onlardan kaçar.Merhamet, insanlığımızın âlemde şahidi olan ve kalp yolu ile bizi Allah’a yakınlaştıran ilahi cevherdir.” Bir bebeğin ağladığını duyan başka bir bebeğin de ağlaması, insana kodlanmış olan merhamet duygusundandır. Çünkü merhamet fıtratta olandır. Fıtratımızda olana, merhamete muhtacız. Bütün kötülüklere, bütün karanlıklara, bütün zalimliklere inat merhameti gündemimizin başköşesine oturtmalıyız. İnsan için, insanlık için içimizdeki sese, Allah’ın sesine,merhamete kulak vermeliyiz. Evet, başa dönecek olursa merhamet güçtür belki ama unutulmamalı ki merhametgüçtür.