Yakın bir zamanda bir dosttan dinledim.
Eşi, vefat etmiş, beş yetim çocuk büyüten bir annenin feryadı.
Köyde, müstakil bir evi var.
Ancak, eşi vefat ettikten sonra köye gitmez olurmuş.
Evin, kapısı kilitli.
Ne gelen var ne giden.
Anlayacağınız şekilde söyleyeyim dostlar.
Ev aileye küs. Ev hali eve küs.
Fakat ne hikmetse, bu kapısı kilitli evde güya biri varmış. Bunu sadece bilen onlar.
O da kim?
DEDAŞ elemanları.
Kilitli eve nasıl girilir?
Elektrik faturası için. Sayaç okumak için.
Ama mümkün değil eve girmek.
Bu zevatlar güya eve girmiş.
Ev hali tarafından kullanılan elektrik bedeli 500 TL.
Evet yanlış duymadınız hiç kapısı açılmamış, hiçbir lamba yanmamış bir yetim aileye 500 TL elektrik bedeli.
İnsaf...
Vicdan lazım.
Utanmadan sonra mesaj atılıyor.
Yanlışlıkla, bilmem ne değişiklikten dolayı müşteri hizmetlerine başvuru yapın.
Eee.
Kafadan, hayali yazılan fatura bedeli size geri ödenecek diye.
Ve bu durum son zamanlarda tüm kırsal mahallerde de hepsinde geçerli.
Hayali fatura yazılması.
Hiç elektrik tüketimi olmazsa bile herkese bir hayali ceza kesilmiş.
Allah aşkına, yok mu bu zulmü gören, duyan bir yetkili.
Nasıl olur da bir kurum hayali fatura yazıp milleti cezalandırır.
Ya bu isyanı duyan yok mu?
Hem hizmet vermeyeceksin hem de hayali fatura yazıp göndereceksin.
Bence bunun adı da elektronik bombardıman.
Yani, biri var elinde silah ile insanlara Zulüm edecek.
Bir başkası da hayali fatura yazıp, insanları cezalandıracak.
Arada bir fark var biri gizli Zulüm yapacak.
Biri de açık.
Hem de bir değil.
İki defa.
Zulüm kimden gelirse gelsin.
Tek bildiğim bir cümle var.
ZULÜM İLE ABAD OLUNMAZ.
DEDAŞ’ın zulmünü gören yok mu?
Değerli okuyucular.
Vesselam...
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum