Teknolojik gelişmeler, eğitim dünyasında yeni imkan veyöntemlerin doğmasını da beraberinde getirmekte. Bu durumun eğitim-öğretimsürecinde doğru ve etkili kullanılması oldukça önemlidir. Zira teknolojiyi doğrukullanmama zararlı sonuçlar da doğurabilmektedir.
Görüş alma sürecinin bittiği müfredat hazırlama programınınnasıl sonuçlanacağı, ortaya nasıl bir müfredat çıkacağı merakla beklenirken öteyandan yöntem ve teknikler ile eğitimin temel amaçları konusunda özelliklenasıl bir insan yetiştirmeyi hedeflediğimiz de oldukça önemlidir.
Türkiye’de Fatih projesiyle başlayan süreç, eğitimdeteknolojiyi kullanma bakımından büyük bir hamleydi. Fatih projesiyle sınıflaraakıllı tahta, öğrencilere tablet dağıtımı ve EBA gibi uygulamalar büyük biraçığı doldurma yolunda.
Ancak tüm bunlar, bilgiye kolay ulaşmayı sağlarken, buteknolojik altyapının etkili ve verimli kullanılması, bu imkanlardan maksimumderecede yararlanılmasıyla ilgili gerekli çalışmaların yapıldığı söylenemez.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın akıllı tahta verdiği okullarda,onu kullanacak öğretmene kullanma kursu vermesi, o okula bilişim/bilgisayarformatör öğretmen ataması elbette işin teknik boyutları bakımından gerekli vebu yapılmaktadır. Bahsettiğim, teknoloji kullanım alanı, sınırı ve şekliyleilgili bir bilince dair.
Bu bilincin oluşması için şahsen, genel ve eğitim amaçlıteknoloji kullanımının nasıl olacağını hedefleyen “teknolojiyi bilinçli veverimli kullanmaya dair” bilinçlendirici eğitimlerin verilmesi, mevcutbilgilendirmelerin içerik ve süreklilik bakımından zenginleştirilmesigerekmektedir.
En önemli hedefimiz, teknolojinin bizi hareketsizbırakmasına izin vermemek olmalı.
Yine teknolojinin, bizi sahadan/deneyden uzaklaştırmaması,eğitsel yaşantımızı sanallaştırmaması da üzerinde durmamız gereken konular…
Bu bağlamda, daha önce “Medya Okuryazarlığı” adında konmuşseçmeli dersin –ki bu dersin konması bence çok isabetliydi- etkin, doğru veverimli teknoloji kullanımı, faydalı uygulamalar ve bu uygulamalardanyararlanmayı da içeren konularla zenginleştirilmesi de sağlanabilir.
Diğer bir husus ise bu konuda veliler ve toplum olarakbilinçlenmeye, ülke politikası oluşturmaya yönelik çabalar olacaktır.
Kısacası, teknolojiyi, başta eğitim/öğrenme alanındabilinçsiz kullanmanın zararlarını önleme; teknolojik altyapılardan veverilerden yararlanma konusundaki bilinçsizliğin/hedefsizliğin kötü sonuçlarıolabileceği akıldan çıkarılmamalı ve bu bağlamda çalışmalar yapılmasının da, enaz bu altyapıları edinme kadar önemli olduğu unutulmamalıdır.
Müfredat çalışmalarında halkın görüşleri de toplumunduygusal yapısını ve politik tepkilerini yansıttığı görüldü. Elbette saygıduyulur. Mesela Evrim teorisi ve Atatürk ile ilgili konularda çokça görüşbelirtilmişken, yazılım dersiyle ilgili –kimi ülkeler bu dersi İlkokulda okutmayabaşladı- görüşler cılız kaldı.
Eğitimde politik olmaktan ziyade daha evrensel ilkeler vetarafsızlık ön planda olabilmeli. Bu görüş alma sürecinin başında, evrimteorisi ve Atatürk konularının gündeme getirilmesi de, bu süreci, bu konularıoylamaya dönüştürdü gibi. Dolayısıyla bu yapılan, ülkenin eğitim politikasınıveya müfredatı belirlemeden farklı oldu.
Teknoloji kullanımı konusunda eksik bıraktığımız diğer biralan ise televizyondur. Her alanda veliyi bilgilendiren, bilinçlendireniçerikler sunan, eğitimle ilgili bir TV kanalımız yok.
Müfredat oluşturma çalışmaları da bize, halkın önemli birkesiminin derslerin içeriğiyle ilgili detaylı bilgilere sahip olmadığınıgöstermiştir.
Eğitim sistemini, işleyişini, sürecin nasıl cereyan ettiğinidaha somut olarak bilme imkanlarının yetersiz olduğu durumlarda görüşbelirtmenin katkı bakımından sınırlı sonuçları olması doğaldır. Tüm bunlararağmen, tüm konularda, halkın görüşünün sorulması gerekli ve sağlıklı biryaklaşımdır. Bu müfredatın en önemli/olumlu yönlerinden biri de bu olmuştur.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum