Her nefes eksiltiyor şu taze ömrümüzü,
Her gün kaybediyoruz, zarif gençliğimizi.
Aynaya her baktıkça, sırtlarız hüznümüzü
Takvimden yere düşer birer birer yapraklar!...
Ocakta özleriz Şubat' ı sonrada Mart’ı
Unutsakta gitmeyi, bizi bekliyor tartı.
Yaş takvimi dolunca, tükenir eksi artı
Takvimden savrulur birer birer yapraklar!
Nisan yağmuru rahmet, arza yağan şifadır
Mayıs ayı gelince, bahara elvedadır.
İnsanın dünya aşkı, beyhude bir sevdadır
Takvim ölüm belirtmez, haber verir yapraklar!
Gidenler geri geldi diye, hiç gördünüz mü?
Doğarken gülen bebek, diyeni duydunuz mu?
Burası dar-ı gurbet, boş zevkine doydun mu?
Takvim yerinde saymaz tükeniyor yapraklar
Şimdi Haziran gelir, umarız huzur olur
Bakarsın ki Temmuz'da umduğun hayal olur.
Ağustos sıcağında, narin yüzler soyulur
Takvim miad doldurur, bir gün biter yapraklar!
Eylül gelir ezilir, yine fakir fukara
Fırıldak herifler çevirse bin dubara.
Göbeği şiş sevinse, garip düşünse kara
Takvim saat misali, sararacak yapraklar.
Ekim gelir aşk gibi, düşleriz umutları
Karamsarlıktan ırak, bekleriz yarınları.
Biri ekmek bulmazken, biri dikse putları
Takvim habercidir bil, bak tükendi yapraklar.
Kasım güzün son ayı ve kışı haber verir
Ağaçlardan yapraklar, dökülürken sevinir(!)
Hazan olur, kış olur, zemheri de dondurur
Takvim yerinde saymaz, hep yol alır yapraklar.
Aralık ara koymaz, ayaz fırtına derken
Ya uzun konuk olur, ya da göç eder erken.
Varsılın evi pazar, fakir garip üşürken
Takvimden koparılır birer birer yapraklar.
Ocak ayı gelince, ocaklar sıcak olur
Kimine saray iken, kimine zindan olur.
Biri açlıktan ölür, biri de obez olur
Takvim ona da uğrar, tükenecek yapraklar!
Mizari Şubat sever, şubat şehadet ayı
Hatırlatır binlerce kefensiz şühedayı.
Bedir ile Uhudu, Mus'ab ile Hamza'yı
Takvimden hicret eder birer birer yapraklar.
İşte yeniden kadim, obamıza Mart geldi
Biz hala buradayız, kış bitti bahar geldi.
Kardelenler aşk ile, yer yarıp ta dirildi
Takvimden dökülüyor birer birer yapraklar!
Selam olsun hak yolda, can veren yiğitlere
Beyaz atlar sırtında, sarıklı meleklere.
Tevhid deyip tağutu esfele sürenlere
Takvimden hicret eder savurulur yapraklar.
Şimdi hüzün vaktidir, miraç yurdunda yas var
Aksa çağırıyor bizi, gelin burda necat var.
Gazze'ye ateş yağar, öncüler uykudalar
Takvime veda eder boynu bükük yapraklar.
Aylar seneler derken, uslanmıyor enemiz
Ölü! Mezarından kalk, sensin yine tertemiz.
Biz çağa uyduk, ve kirlendik hepimiz
Takvimden firar etti kayıp oldu yapraklar.
Dünya bekleyedursun, Fatih ve Selahaddin’i
Onlar gelmeden önce yıkalım Çin seddini.
Çağa egemen olsun, İslam dini mubini
Takvim ölümden haber, bize ağlar yapraklar!
Ne günlere şahidiz, dünyaya dalıp kaldık
Günah yüklü sırtımız, derin ummana daldık.
Sevgili dostlar gitti, yalnızca kalakaldık
Takvim nihayet buldu, göç var dedi son yaprak!
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum