Son bir asırdır, Müslümanlar imamesi kopmuş tespih tanelerimisali; dört bir yana saçılmış ve bir araya gelme yetilerini kaybetmişlerdir.Birçok eksikliklere rağmen, Osmanlı Devlet sisteminde, her kavim ve etnikgruptan insanların hürriyet içerisinde yaşaması; Osmanlı’nın insana, insanmerkezli olarak değer verdiği içindi.
Altını çizmek gerekirse, Cumhuriyete geçildikten sonra,Türkiye Müslümanları; İslam’i ilkeler konusunda, eğitim adı altında ithalkurallarla hem cahil bırakıldılar, hem de içi boşaltılmış bir din anlayışınıenjekte ederek, onların en meşru hakları olan siyasi haklarından edildiler. Çokpartili sisteme geçişle birlikte, insanlar kutuplaştırılarak; birbirlerinehasımane tavır ve cephe almalarını yeğlediler. Politikacıların, söz konusu zalimanebasıklarına direnen erdemli insanlar; ya vatan haini ilan edildiler, ya dabaşka ülkelere bir daha dönmemek üzere sürgüne gönderildiler. Şeyhul İslamMustafa Sabri Efendi ve Zahidü-l Kevser’i gibi âlimlerin yanı sıra, birçokOsmanlı hanedanına mensup insanlarda nasiplerini bu zulümden aldılar…
Ve akabinde, insanlara sizi baskılardan kurtardık (!)safsatalarıyla dönemin modern Yezitleri, Özgürlük şarkılarını genç dimağlaraezberlettirerek; hem onların, maneviyattan uzaklaşmalarına hem de maddeninesirleri haline gelmeleri için, var güçleriyle çalıştılar, ha bire yasalarçıkardılar!... Kadınlara özgürlüğe doğru kafesi kırıp hayata kanat çırpmalarınısağlamak (!) adı altında, tam serbesti ‘yet getirmek suretiyle, aile içihuzursuzlukların meydana gelmesine ve itaat etmeyen dik kafalı kadınlarınsayısını çoğaltarak, topluma dayatılan kanunlarla tam bir terör ortamı meydanagetirdiler. İşte bunun ardında, meydana gelen değişik şekildeki olaylara; kadıncinayeti, kadına şiddet, yine vahşet gibi isimlerle kılıflar uydurup, törecinayeti veya eğitimsizlik gibi çok komik kılıflar giydirerek afyonlaştırılmışbir toplum meydana getirdiler!.
Yarım asır gibi uzun bir zaman, öğrenci kızları! Okulkapılarından, başörtüsü yasağını gerekçe göstererek kovuldular ve sonra birilerigözlerimizi bağlarcasına; başörtüsünü serbest bıraktıktan sonra bu sefer kadınve kızların alt örtülerini ellerinden aldılar, hem de özendire bezendire bunubir marifetmiş gibi kabul ettirdiler… Ah ülkemin insanı, saymaktan usanacağımızdaha nice kayıplara rağmen; daha ne zamana kadar suni işlerle uğraşıpbirbirinizi kırıp dökmeye devam edeceksiniz?.
Yetmezmiş gibi, güya kadın hakları savunucuları; feministkadın derneklerini kurup ve bu gibi kurumlara cömertçe kaynaklar aktarılarak;işin gerçek mecrasından sapmasını sağladılar. Peki, tüm bu olan bitenler karşı,biz Müslümanız veya bizde Müslümanlardanız diyenler, ne yaptılar, nasıl bir yolizlediler, ne işlerle meşgul olup, zamanlarını zayi edip bu günlere kadargeldiler?
Evet, insanlar başta politik partilerle, mezhep vemeşreplerle, kavmiyetçilikle, renk, ırk, bölge yöre, siyah beyaz gibitercihlerinin sonucu olmayan şeylerle; asli görevlerinden firar ederek, dintahrifçilerinin ve irfan katillerinin kapılarında birer kültür dilencisioldular. Şimdi Ümmet’in çekmekte olduğu ıstıraplar ve birbirlerinden kopuk birhalde yaşamalarının nedeni; düşmanlarını dost görmeleri, Müslüman kardeşlerineise düşman kesilme gafletinden kaynaklanmaktadır.
Gelinen noktaya bakıldığında, din adı altında içi boşşeylerle insanlar kandırılarak; maddecilik ruhu aşılanmakta ve toplumda, beldenaşağıya hitap eden dünya menşeli sayısız düşmanın varlığına şahit olmaktayız.Peki, genelde tüm yeryüzü Müslümanları ve özelde ülkemizdeki Müslümanlar şimdine işlerle meşgul olduklarına bakmaları gerekmez mi?
Bir zamanlar, dışarıdan getirmiş oldukları kanunlarla;ülkenin meydanlarını darağaçlarıyla donatıp, inançlı ve şahsiyet sahibibinlerce insanı sallandırıp yeni sistemlerine kurban edenlerin çağdaşrejimlerinin bekçiliğini bu gün kimler yapmaktadırlar diye sorulsa: “Müslümanlardan başkaları var mı ki cevap verelim!.. Evet, ne tarihten dersçıkartıp ibret aldık, ne de inancımıza yılarca pranga vuranların gerçekyüzlerini görmeyi merak ettik. Daima, kendimizden kaçarak! Kurtuluşu başkakapılarda aramaya çalıştık ve şu an ki mevcut durumda; dünyadaki Müslümanlarınetkinliğinin ve yetkinliklerinin olmadığını görüyorsak ki öyledir; İslamikimliklerini kaybetmelerindendir. Başka nedeni mi var? Nihayet, şimdiMüslümanlar olarak ne işlerle meşgul olduğumuza bir bakalım ve başımıza gelenbunca felaketlerin sebeplerini araştıralım. Sebep biz miyiz yoksa başkaları mı?Fil-Hakikat, Müslümanların, bir an önce Demokrasiye, yıllardır yazdıkları aşkmektuplarını yırtmaları ve öze dönüş yapmaları anın vacibidir!... Zamanımızıisraf eden ve mekanımızı kirleten her ne varsa; hepsini çöpe atalım!.. Selam ve dua ile.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum