Reklam Alanı

RABBİN KULDAN İSTEDİĞİ/İNSANIN DEĞERLİLİĞİ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Kuran insanın/Adem’ in yaratılışını muhteşem bir hikmetle hikaye eder. Onu diğer varlıklardan üstün olarak, yaratılanların en şereflisi olarak takdim eder. Ona sorumluluk yükler ve ona güvenir ve bu güveni boşa çıkarmamaya çağırır onu. Ona kalın/kırmızıçizgilerle çizilmiş geniş bir alan bırakır ve seçenekler sunar, istikamet belirler. Onu donatmış ve ona tercih etme yeteneği de verilmiştir. Ona bir program/vahiy verilmiş ve istikamette olduğu müddetçe destekleneceği kendisine bildirilmiştir. Ona kulluk/ibadet görevi verilmiştir. İbadet/kulluk namaz, oruç gibi ritüel özellikleri olanlarla sınırlı olmayan; tüm programı kapsayan, zihni, duygusal, bedensel ve ruhsal olsun tüm davranışları, hissedişleri, hayalleri, projeleri kapsar. İnsan, bir ayettir aynı zamanda. Kâinat gibi. Güneş gibi, ay gibi ama insan onlardan da üstündür. İnsanın tercih edebilmesi, bilinçliliği, inisiyatif kullanabilme donanımı ve zorlu bir nefisle mücadele etmesi gereği ve yeryüzünde Allah’ ın hükmünü ikame etme, zalimlerden uzak durma, direnme, mazlumlardan yana olma; doğayı/ekini/ekolojoyi, fıtratı, dini, nesli, aklı… Koruma gibi çoğunun kolektif bir bilinç ve örgütlülük isteyen görevleri onu değerli/önemli kılmaktadır. Aklın, itaatten uzak eylemleri teknolojinin zalimce/bilinçsizce kullanımını doğurmuş, iletişimin ve hızın eylemleri küreselleştirdiği bir çağda zulüm de küreselleşmiştir. Korunması gereken insan ve doğanın fıtratı büyük tehlike altına girmiştir. Büyük savaşlar ve büyük kıyımlar kolaylaşmış ve bu kırımları uygulayanlar; bu yaptıklarından dehşete düşmemişlerdir. Ekonomik terör/rızkın gasp edilmesi üzerine küresel bir örgütlülük/işleyiş oluşmuş ve bu sistem acımasız bir şekilde gelişkin tüm teknikleri ve algı oluşturma gücünü kullanarak insanlığı ve doğayı sömürmeye devam etmektedir. Hiçbir toplumda adil bir bölüşümün gerçekleşmesine izin vermemektedir. Bu keskin ve acımasız sınıflılığa rağmen, algı oluşturma gücünü elinde bulunduran bu azgın azınlık, hem bu algı gücünü hem de ekonomik ve kültürel terbiye/işkence/şiddet yöntemlerini kullanarak mazlum/mağdur çoğunluğun, bu durumu sağlıklı bir şekilde sorgulamasını engellemeyi başarmıştır. Yetişkin ve donanımlı bir gencin insani şartlarda hayatını idame edebilecek ekonomik seçenekleri gittikçe azalmaktadır. Bu azgın azınlık bir türlü doymamakta, elde olanı da çeşitli şekillerde borçlandırma ve diğer yollarla gasp etmeye devam etmektedir. İnsan hayatı için önemli olan; tohum/gıda, ilaç ve enerji gibi kaynaklar üzerindeki hegemonyasını da gün geçtikçe güçlendirmektedir. İşte insan; bu gün de dünün Firavun’ u, eksik tartanı, şirk koşanı, münafığı, Karun’ u, Nemrut’ u ile aynı tağuti özelliklere sahip olan bu küresel sistem ve onun aktör ve odaklarıyla mücadele edebilecek bir mücadele gücü ve direniş bilincini kuşanmak gibi zor bir görev ve sorumlulukla karşı karşıyadır. Orduları, devletleri, Uluslararası kurumları, Bankaları, dini görünümlü yapı, kişi ve kurumları, partileri; projeleri, anlaşmaları çizilen sınırları, filmleri, reklamları, sermaye sahiplerini, bilimi, bilim adamları ve bilim otoritelerini, beslenme tarzlarını, üretim ve tüketim tarzlarını, dayatılan veya teşvik edilen yaşam tarzlarını, çalışma tarzı ve sürelerini, toplumsal yapıları velhasıl tüm oluş, olay, olgu, kişi, kurum, yapı ve eylemleri bu büyük resimde değerlendirip her parçanın, ana gövdede nerede duracağı ve işlevinin görüntüsünden çok farklı olabileceğini unutmama ve bu tarz bir değerlendirme yaparak; ona göre donanım kazanma ve konumlanma yoluna gidilmelidir. Tüm bunlara rağmen; insanın yapacağı şey çok basit şekilde de özetlenebilir. İyi olmak, iyilikten yana olmak. Veya iman etmek ve Salih amel işlemek. Rab, insana kaldıramayacağı yükü yüklemeyeceğini bildirir ama insanın işinin/sorumluluğunun kolay olmadığını da belirtir. Burada unutulmaması gereken Rabbin insanı donanımlarını kolektif/örgütlü ve planlı bir şekilde kullanması yönünde eğittiğidir. Bunu, peygamberlerin mücadele yöntemlerinden çıkarabilmek mümkün. Yapılacak iş/kulluk/ibadet bellidir: Dünün siyasi istikbarı olan Firavuna karşılık gelen bu günün küresel Emperyalist sistemine, dünyanın adaletsiz işleyişine karşı direnmek. Zordur. Şahıs olarak yapılacaklar da zordur toplum olarak yapılacaklar da. Rab, insana bu istikameti tayin etmiştir. İlk inen ayetlerde bu husus çarpıcı bir ifadeyle belirtilmektedir: “Doğrusu biz sana, taşınması zor bir söz vahy edeceğiz.” Müzzemmil:5 Rabbin, değerliliğimizi fark edebilen, bize olan güvenine layık o anlardan ve bize benzeyen ve Şeriati' nin yaklaşımıyla, 'tevhid elbisesiyle bize gelen müşrikler' e karşı doğru bir konumlanmayı önemseyen bir kulluk/ibadet şuuru ihsan etsin. Selam ve dua ile.
RABBİN KULDAN İSTEDİĞİ/İNSANIN DEĞERLİLİĞİ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.