Reklam Alanı

Türkiye ve Avrupa İlişkileri

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
2004 yılından bu yana Rockefeller ailesinin başı ve en yaşlıferdi olan, 12 Haziran 1915'te New York'ta dünyaya gelen, ABD'li milyarderDavid Rockefeller, 101 yaşında öldü. 1980'deki askeri darbesiyle ilgili sözleri, Türkiye gibiülkelerin Batı ile olan ilişkilerini özetler nitelikte: “1980 darbesi de bizimisteklerimiz doğrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, birsağcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doğrultusunda ülke ekonomisiniyönlendiriyorlardı. Fakat Amerika ve Avrupa'da gelişmiş ülkelerin piyasalarıdoyuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk. Bunun üzerine diğeraz gelişmiş ülkelere uyguladığımız planı Türkiye'de de uyguladık ve başarılıolduk” Hollanda ve Almanya olayları ile gündeme gelen ve geçmiştede oluşan gerginliklere paralel bu ülkelerin geçmişte yaptıkları katliamgörselleri ve aslında dostumuz olmadığı söylemlerinin havada uçuşması şeklindecereyan eden; gerilim bitince de, biz de AB’ye katılmak istiyoruz söylemleriyleilişkilere kalınan yerden devam edilen ilişkilerimiz. Hatta 15 Temmuz’da suçüstü yaptığımız batı ile iki üç aydatekrardan ‘rayına oturan’, ek olarak İsrail’le de ‘normalleşen’ ilişkilerimiz. Batı denince, özelde Amerika ve Avrupa akla gelse de, birçok yönüyle/dolaylı olarak Hıristiyan dünyası ya da Rusya, Çin’in de dahilolduğu bloğun da Batı olduğu söylenebilir. Oysa Batı ile olan ilişkilerde esas parametre İsrail’dir.İsrail ile olan ilişkiler, batı ile olan ilişkilerin en somut göstergesidir. Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerinin temelinde, o gününOrtadoğu’daki ülkelerini kuran İngiltere en önemli aktördür. Türkiye, Menderes’le birlikte ABD’ye devroldu. Süreçiçerisinde NATO üyeliği, AB adaylığı vs. Bu tarihi kökler, kuruluş ilkeleri/Laiklik ve Türkiye’yeOrtadoğu’da verilen roller, Türkiye’nin Batı’dan kopmasını güçleştirmektedir. Türkiye, İslam coğrafyasındaki meselelerde de Batı ileMüslüman dünya arasında kalmamış; ibresi hep Batıya yakın olmuştur. Yine Türkiye’nin direniş ekseninde değil de Suudi Arabistangibi ülkelerle yaptığı ittifaklar da, Türkiye’nin İslam dünyasıyla değil; Batıile olan ilişkilerinin tezahürüdür. AB koridorlarında seküler terbiyeden geçirilmiş, on yıldabir yapılan darbelerle halkı sindirilmiş, kimliksizleştirilme operasyonlarınamaruz bırakılmış bir Türkiye, konjonktürün de getirdiği bölgesel aktör rolününkabul ettirme sancılarını yaşıyor. Batı, İslam'a ve Müslümanlara karşı savaşında, kendiülkelerinde yaşayan Müslümanlara, -daha önce yaptığı ılımlı-radikal ayrımıyapmadan- baskıyı artırarak devam edecektir. Bunun başörtüsü, ibadet ve ezanyasakları ve değerlerimizi kabul etmeliler, bu konularda biraz baskıgerekecektir söylem ve açıklamalarıyla işaretlerini görmeye başladık bile. Bu tarihi süreçte içeride muazzam bir yerli destekçi zihinyetiştiren Batı, ülkenin Batısında İslam’dan kopuk kültürel bir kemiyet meydanagetirmeyi başarmıştır. İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla önem kaybeden AB’ye karşıTürkiye’nin biraz daha sesini yükseltmesi, sindirilmeye çalışılıyor. ZiraTürkiye, Suriye’de söylenenleri yaptığı halde Batı/Avrupa tarafından terkedildiğini düşünmekte. ABD’nin ise Kürt gruplarla işbirliğine devam etmesiTürkiye’yi rahatsız etmekte. Tüm bunlara rağmen Türkiye, İslam dünyasına/direniş eksenineveya Rusya/Avrasya bloğuna karşı çekingen davranmakta. Elbette Rusya konusundatarihten gelen endişeler anlaşılırdır. İslam dünyasına dönme noktasında isedurum daha da zor. Batının buna izin vermesi mümkün değil. Hollanda’da, oluşan gerilim ve seçimden sonra Hollandalıyetkililerce ilişkileri normalleştirmeye yönelik yapılan çağrı, biraz dakontrollü bir gerilim sürdürülmüş gibi bir izlenim doğursa da bu gerçeğiyansıtmaz. Oysa artık hiçbir Türk bakanın Hollanda'da kampanyayapamayacağının açıklanması, bu konuda kalıcı baskılara işaret etmektedir.Batı, oradaki vatandaşlarımız ve Müslüman halklar için giderek yaşanmaz halegetirilmek istenecektir. Ancak, Suriye savaşıyla giderek netleşen ve Türkiye ile ilgiliniyetlerin güvensizlik oluşturduğu, Türkiye Batı arasında emir komutayı andıranilişkilerin sürdürülebilmesinin güçleşiyor olması, bölgede, hep kullanılıpkenara bırakılan Türkiye'nin masaya yumruğunu vurması ve artık mahallesindekitüm olaylarda aktif olacağını ve masada olacağını deklere etmesinin ve hattaorta vadede "dünya beşten büyüktür" söyleminin 15 Temmuz'la daönlenememesinin de Türkiye-Batı geriliminin sebepleri olarak ele alınmasıgerçekçi olacaktır. Batı, kontrolden çıkmış ve kendi adına hareket edebilecekgüçte bir Türkiye'yi kabul etmeyeceğini 15 Temmuz'la, son gerilimlerle veSuriye'de izlediği politikalarla göstermektedir. Ama esasen Batının Türkiye ve özellikle de İslam dünyasıylailişkileri İslamofobiktir ve artarak, değişik şekillere bürünerek devamedecektir. Batı çıkarları doğrultusundaki politikalarından asla tavizvermez. Batının en büyük ve vazgeçilmez değeri çıkarlarıdır.
Türkiye ve Avrupa İlişkileri
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.