HAMAKAT

Korona salgını nedeniyle berbat günler yaşadığımız şu dönemde bazılarının bunu umursamadan hem kendisinin hem de çevresindekilerin hayatını tehlikeye atması izahı zor bir durumdur. Bazı insanların Bu sıkıntılı süreçte hastalık yada hastalık riski yokmuş gibi davranarak, düğün yapması eğlenceler düzenleyerek adeta ölümle dalga geçmeleri, "Bize bir şey olmaz" şeklinde düşüncelerin "gözümüzü kapamakla düşmanımızdan saklandığımızı zannetmek" ile aynı olduğu kanaatindeyim. Bu durumun cesaret veya cesur olmakla bir alakasının olduğu kanaatinde değilim. Tam tersi bu olsa olsa aptallık ile izah edilir bence... Yetkililerin, uzmanların bu kadar çabalamalarına, ikazlarına rağmen her gün kendisinin ve başkasının hayatını hiçe sayarak eğlenceler düzenleyen, sosyal mesafe ve maske kurallarını hiçe sayarak düğünlerde halay çekip "çılgınca" eğlenen insanları görünce Rahmetli babamın zaman zaman anlattığı bir hikaye geldi aklıma. Şöyle anlatmıştı rahmetli: Vaktiyle zengin bir adam ölüm döşeğinde iken oğlunu çağırıp ona bir vasiyetini açıklamış. Demiş ki oğluna: "-Oğlum! Ben öldükten sonra gezip "dünyanın en ahmak adamını" bulacaksın, ve Benden sana kalan paradan tam Bin altını o adama vereceksin. Yoksa sana hakkımı helâl etmem" demiş. Adam ölünce delikanlı, babasının vasiyetini yerine getirmek için nerede ahmakça davranan bir adam görse, hemen yanına gider ve gerçekten ahmak olup olmadığını anlamak için bazı sorular sorarmış. Fakat bir çok denemeye rağmen bir türlü babasının dediği gibi bir adam bulamamış. Genç adam, babasının vasiyetini yerine getirmek için ahmak bir adam ararken, bir gün,bir memlekette sarayın önünde toplanan bir kalabalık görmüş. Bu kalabalığın ne için toplandığını sormuş. "-Sadrazam pâdişâhın gazabına uğradı. Biraz sonra cellat başını vuracak, yeni sadrazam da, öldürülen vezirin cesedini üzerinden atlatılarak vezirlik makâmına geçecek. Herkes bunu seyretmek için toplandı" demişler. Delikanlı: "-Peki neden böyle yapıyorlar?" diye sormuş. "-Neden olacak, yeni gelen vezire ibret olması için elbette" cevâbını vermişler. Biraz sonra, elleri kelepçeli, ayakları zincire vurulmuş bir adamı meydana getirmişler. Bağırıp çağırmasına, yalvarıp yakarmasına bakmadan yere çökertmişler ve hemen başını vurmuşlar. Bu manzarayı seyreden yeni vezir, az önce öldürülen eski vezirin cesedinin üstünden geçerek "makâmına" oturmuş. Herkes yeni veziri kutlamaya başlamış. Bizim genç adam da "Aradığımı nihayet buldum" diye sevinmiş .Tebrik edenler arasına karışmış ve vezirin önüne geldiğinde yanında taşıdığı içinde "Bin altın" olan keseyi vezire uzatmış. Vezir altınları görünce hiç beklemediği bir şeyle karşılaştığı için çok şaşırmış. "-Nedir bu?" diye sorunca delikanlı: "-Bu para sizin hakkınız, Lütfen alınız. Bu benim babamın vasiyetidir. Bu parayı alarak beni büyük bir mesûliyetden kurtaracaksınız" demiş. Vezir hayretle sormuş : "-Babanın vasiyeti bu parayı sadrazama vermek miydi?" Delikanlı: "-Hayır, babam parayı dünyanın en ahmak adamına ver demişti. Ben de neredeyse tüm cihanı dolaştım ama, sizden daha ahmak birisini göremedim" demiş. Vezir, fenâ halde sinirlenmiş ve delikanlıya çıkışarak hiddetle : "-Sen benim ahmak olduğumu nasıl söylersin? Ben koskoca devletin sadrazamı olmuş bir adamım." deyince genç adam şu cevâbı vermiş : "-Az evvel gözlerimle gördüm. Sizden önceki vezirin başı gözünüzün önünde vuruldu ama siz hiç umursamadınız ve onun cesedini çiğneyerek bu makâma çıktınız. Sizden evvelkinin başına gelenleri gördünüz ama hiç ibret almadınız, güle oynaya bu makâma geçtiniz. Eğer ahmak olmasaydınız siz de yarın aynı felâketle karşı karşıya kalabileceğinizi düşünür ve böyle yapmazdınız. Siz ne derseniz deyin, ben babamın vasiyetini yerine getirdiğimden eminim..." Günde binlerce yeni korona vakası, onlarca ölen ve yüzlerce yoğun bakımlarda can çekişen insanları göre göre yokmuş gibi davranmak ahmaklık değil de nedir? Afiyette kalın [email protected]