Reklam Alanı

HAK EHLİ’NİN HÜZNÜ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Bir arkadaşımız anlattı: “Küçük bir çocuktum. Daha ilkokul birinci sınıfa gidiyordum. Komşularımız olan Muzaffer ve Remzi ile arkadaş olmuştum. İkisi de yaşıtımdı. Her gün okuldan döndükten sonra onlarla buluşur oyun oynardık. Oyun arasında onlara Elifba’dan ders verirdim. Ben Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenmiştim. Birbirimizi çok severdik, onlar bana çok saygı gösterirdi. Başka bir komşumuzun da Kemal adında bir oğlu vardı. O bizden 4-5 yaş büyüktü. Her gün arkadaşlarla buluşmak için sokağa çıktığımda annem bana, “Caddeye çıkmayın, arabalara dikkat edin” şeklinde sıradan ve mutad nasihatler yaptıktan sonra “oğlum, sakın Kemal’le arkadaş olma, ondan uzak dur!” diye de tembih ederdi. Ara sıra babam da “Bak sen Kemal’le görüşmeyesin, sakın onun yanına gitme!” derdi. Annem ve babam ısrarla beni Kemal’den sakındırıyorlardı. Oysa Kemal de benimle dost olmak istiyordu. Çok sevecen ve aileme çok saygılı davranıyordu. Ben bu sakındırmaya bir mana veremiyordum. Ayrıca sokakta yanımıza gelir, oyunlarımıza katılmak isterdi. Ona engel olamıyorduk. Zaman içinde ailemizden habersizce Kemal’le arkadaş olduk. O bizi evden uzak yerlere götürmek isterdi. Önceleri gitmek istemedik, sonra onu kırmayıp uzak yerlere de gitmeye başladık. Derken bir Kurban bayramı geldi. Diğer arkadaşlarımla birlikte ziyarete gelen büyüklerimizin verdiği bayramlık paraları biriktirdik. Sonraki gün Kemal’le buluştuk. Onun bayramlığı yoktu, bizim paramızı almak ve harcamak istiyordu. Kemal büyüğümüzdü, bizi yönlendiriyordu. “Siz paraları bana verin, ben alış veriş yapacağım, sizi kandırırlar!” dedi. Vermek istemeyince de bizi tehdit etti. Evden de uzaktaydık, bir kere tuzağa düşmüştük, çaresiz paraları ona verdik. Lokum, bisküvi, gofret gibi yiyecekler aldık, çoğunu o yiyordu. “Şimdi de patlayıcı alalım” dedi. Kalan tüm paramızla birer mantar tabancası ve çok sayıda patlayıcı mantar fişekler satın aldık. Akşama kadar hepsini patlattık. Belki de paranın bir kısmını yanında alıkoydu. Akşam vakti parasız, üzgün ve pişman bir şekilde eve döndük. Ailem, büyüklerde bile bu kadar bulunmayan yüklü parayı ne yaptığımı sordu. Donup kaldım. Sorgulamada susuyordum. Babamın ve annemin yüzüne bakamıyordum. Kemal’le buluştuğuma bin pişmandım. Biriktirdiğim paralarla ilgili benim de ailemin de güzel planları vardı, hepsi hayal olmuştu. “Sen mutlaka Kemal’e kaptırmışsın” dediler. Sonra olan biteni anlattım. “Bir musibet bin nasihatten iyidir” sözünün ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Ailemin defalarca “Kemal’den uzak dur!” şeklindeki tembihlerini de tam olarak kavramış oldum. Bir daha da onunla görüşmedim..” Herkesin buna benzer çocukluk hatıraları olabilir, olanlar çocuklukta kaldı. Ancak bu anı, Yahudilere karşı Allah ve Resulünün müminlere yaptıkları uyarılarını aklıma getirdi. Peygamber (ASV) ana-baba şefkatinden çok daha yüksek bir şefkatle ümmetini tuzaklara düşmekten korumaya çalışmıştır. Yahudilerden uzak durmayı, hatta şeklen bile onlara benzememeyi emretmiştir. O’nun bu konudaki ısrarcı tutumu, ümmet için en korkunç fitne tuzağının Yahudilerden çıkacağını açıkça göstermektedir. Bu günlerde bir kez daha gündeme gelen Yahudi fitnesine karşı ayet ve hadisler adeta bağırırcasına müminleri uyarıyor. Kur’an bindörtyüz yılı aşkın bir süreden beri “Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin, onlar birbirinin dostudur. Sizden kim onları dost edinirse o da onlardan olur!” (Maide, 51.) ayetiyle Yahudi’den uzak durmamızı emrediyor. Allah’ın Elçisi (ASV), sosyal ilişkiler ve dostluk kurmak yönünden müminleri Yahudi’den sakındırdığı gibi, onlara şekil, giysi, kılık kıyafet yönünden bile benzemeyi yasaklamıştır. Yani mümin, bütün ilişki, tavır ve düşüncelerinde Yahudi’den uzak durmak zorundadır. Anne ve babaların, tehlikelerden korumak için yaptıkları uyarı ve öğütleri kavramayan çocuk gibi, Yahudi’den uzak durmayı öğütleyen Allah ve Resulünü, ne yazık ki Müslümanların bir kısmı hâlâ anlamamışa benziyor. Yahudi zihniyetinden doğan fitnenin İslam coğrafyasında saçtığı sayısız musibetlerden de ibret alınmaması Hak ehlini hüzünlendirmeye devam ediyor.
HAK EHLİ’NİN HÜZNÜ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.