Arafat dağı, Hacc mevsiminde; vakfeyeduranların, başta kendi nefislerini ve sonrasında da; Rablerinin tekliflerinekayıtsız şartsız teslim olmanın mukaddes mekânıdır… Arafat; öyle mukaddes birmekân ki, orada vakfeye durup ta arif olmadan dönenler; Arif olma şanslarınıkaybedecekleri gibi; Araf’ta kalanlardan olurlar… Arafat; yani, tanışma,tanıma, tanıtma ve tanınma yeri!... Kulluk imtihanında; içtimaa ’ya durmak, yaptıklarınadair karnesini Rabbine sunmaktır Arafat… Evet, Arafat; bir ömür boyu,yaptıklarından dolayı, yüce divanda esas duruşa geçmenin adı ve adresidir!
Arafat dağında, bir anlık daolsa; vakfeye durmayanların, o sene Haccı olmadıkları gibi, başka bir defa,oyılın Haccınıkaza yapmakla mükellef kalırlar. Rivayetlere göre, Âdembabamız ileHavva Annemiz; Cennetten çıkarıldıktan sonra, ilk kez bir araya geliptanışmalarının olduğu ve “Arif Tarif” provasının gerçekleştiği kutluyerinadıdır Arafat!
Arafat; kemalatın doruğundansonra, yol güzergâhındaki engel ve düşmanları kaldırmak için; adeta silahlanıpcepheye yürüyüşün başlangıcıdır… Arafat’tan süzülen milyonlarca Haccı; birmenzil boyu, önce Müzdelife, sonra Mina’da Cemaratın ilkini taşlamak, ve yoladevam… Taş, baş tıraş derken; kulluk karneleri puanlandırılmak üzere Rabbe arzedilir!...
Arafat’tan Kâbe’ye doğru yol alırmilyonlar; Uzun bir yol, menzil; Kâbe, makamı İbrahim, Hicri İsmail, Safa Merveve pervane gibi dönen temiz bedenler, ulvi ruhlar. Kul hakkından başka, annesindendoğduğu gün gibi nezafete boyanır milyonlarca renkler! Onlar ne şerefli vebahtiyar insanlar ki; seçilmiş ve methedilmiş o kutsi makamlarda bulunup da;ölümüne, Rabbine verdiği sözde duranlara…
Arafat; renkleri farklı, dillerifarklı, ırkları farklı, memleketleri farklı; boyları ve endamları farklı, kimisiyah, kimi beyaz, kimi kısa kimi uzun, kimi kızıl, kimi de ALLAH’IN başka birboyasıyla boyanmış olan Milyonlarca insanın; kefen misali ihrama büründüklerive tek gaye etrafında bir araya gelip Mahşerin provasında tanıştıkları kutlu veaziz mekan!... Bu inanç ve gaye ile, o mukaddes topraklarda bulunup, menasik-iHaccı ifa ettikten sonra; ahdine sadık kalanlara ne mutlu! Aynı görevleriyapıp, aynı meşakkatlere katlandığı halde; sözlerine muhalif davrananlara neyazık?“Hacc meşakkattir,ve HaccArafat’tır” diye buyuruyor Efendimiz (s.a.v).
Arafat; tanışma faslı, mahşerinprovası ve kulluk dilekçesinin yüce yaratana sunulması… Sonra Müzdelife’ yedoğru yol almak… Müzdelife vakfesinden sonra, savaş hazırlıklarına başlamak, yaniCemerat’a yürümek… Dört günlük mühimmatını ikmal etmek,ve düşmanı alt etmeyeyürümek… Yani Şeytanı… Mermi maksadıyla yetmiş taş toplamak… Tam yetmiş mermi,her biri şeytana ve şeytanlaşmış olan enaniyetler’e yani emare nefislereatılacak mermiler… Meş’ari Haram’dan Mina’ya doğru başlar yolculuk; önce Akabeşeytanını taşlanır… Hızlı, temkinli, öfkeli ve bir o kadar da kararlı…
Atılan her bir taş ile, önceiçindeki şeytanları; sonra tüm şeytan ve tilmizlerini taşlamak… Ve söz vermek…Ya Rabbi! Burada bu şeytanları nasıl taşlıyorsam; memleketime dönüp ve yaşadığımmüddetçe, şeytanı ve şeytanın yandaşlarını taşlayacağımasöz veriyorum diyebilmek…Evet, Hacc ve Arafat; ALLAH’IN, inanmış kulları üzerindeki hakkı… İbrahim(a.s)’ın davetine icabet… İnsan neslinin yeşerdiği ilk toprakları görmek,yaratılış gerçeğine vakıf olmak… Arafat’ta Âdem babamız ile Havva annemizi;Mina’da İsmail (a.s)’in kurban ediliş anını; sonra İbrahim’in sadakatinekarşılık ulu kattan gönderilen fidye kurbanını, veİsmail’in beratını hatırlamak… Yani, İbrahim ve İsmail’ce… Tam teslimiyet!
Nur dağının zirvesinde, İkra(OKU) fermanıyla başlayan ilk ilahi emirleri, Risalet-i Nebi (s.a.v)’ı vemeşakkat yıllarını hatırlamak… Arafat; tanımak ve tanışmaksa, öyleyse bu kutluyolculukta, kutsi davanın yolcularının izlerini takip edip kemale ermek gerek…Ve Mekke’nin sıcağında işkenceye maruz kalan Bilal’i, Ammar’ı, Süheyb’ihatırlamak… Ambargo yıllarını, Habeşistan hicretlerini ve Medine İslamdevletine giden aziz yolda mağara (Efendimiz ve Ebu Bekir) sakinlerinihatırlamak… Ve hayalen de olsa, bir anlık o günlere ruhuyla yolculuk etmek…Arafat; Cebrail (a.s)’in Resulullah (s.a.v) ile birlikte çizdiği ve belirlenmişkutsal yer… Ve o kutsal yerin tam ortasında Cebelür-rahme, yani rahmet dağı…Bir başka deyişle Adem babamız ile Havva Annemizin buluşup yeniden tanıştıklarıyer!... Hacc aylarının manevi iklimindeyiz… O mukaddes topraklara gidip de,İslam davasını, yeryüzündeki tüm mazlumları, başta Mescid-i Aksa olmak üzere;pranga altında kurtuluş bekleyen tüm dünya ezilenlerinin, adil bir dünyadayaşamalarının şuur ve bilinciyle dönmezlerse….!? Arafat’ta bulunanların Arifolarak dönmeleri temennisiyle… 24 Ağustos 2017. Aksu / Antalya.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum