Hepimiz bu fani dünyada birer yolcuyuz. Bu yolculuğu hiçbir kimsenin inkar etmesi mümkün değildir. Ancak yolcusu olduğumuz yolun, hangi yol olduğunu bilmemiz gerekmektedir.
Çünkü Hakka giden yol bir iken, batıla giden yolların muhtelif ve çok olduklarıdır... Kerim kitabımız Kur-an, "Lekümdiynüküm veliye dini " buyurmakla, bize; hakkın tekil, batılın çoğul olduğunu bildirmektedir. Modern çağda, genelde dünya insanlarının özelde ise Müslümanların sekülerleşme (dünyevileşme) kıskacında, tabir caizse ölüm kalım mücadelesinin içinde oldukları bir gerçektir.
Dünyada değişen dengeler, vuku bulan savaşlar, binlerce fırkaya bölünüp birbirlerini yok edercesine, yaşam koşullarını zorlaştırılmanın temelinde; özellikle İslam âleminin başsız (halifesiz) olduklarını fırsata çeviren emperyalist devletlerin birer fitne projesinden başka bir şey değildir.
Tüm bu olup bitenler karşısında, biz Müslümanlar olarak; hangi tarafta, kimin yanında ve hak yolun neresinde olduğumuzu sorgulamamız lazımdır. Yol; müstakim olan yoldur her Müslüman için. Yol; haktır, sadakattir, dürüstlük ve adalettir. Yolda olmak demek; vefadır vefalı olmaktır, yol; ucunda ölüm de olsa, dava ve yol arkadaşını yalnız ve yarı yolda bırakmamaktır...
Yolda olmak demek; başladığı işi, tüm engellemelere rağmen pes etmeden sonuna kadar götürmektir. Yolda olmak demek; mevsimlik, haftalık ve günü kurtarmak için renkten renge girenlerden olmamaktır. Evet, hayat kılavuzumuz Kur 'an bize; doğru yani müstakim yolu gösterdiği gibi; dalalet yollarını da öğretmiştir...
‘Ğayrilmağdubi aleyhim veled-daaallin...’ilâhi kelam bize; dalalet yolu ve o yolda olan sapkınları tanıtmaktadır. Müslümanlar olarak bizim için sırat-ı müstakim olan dosdoğru yoldan başka, herhangi bir yolun meşruluğu yoktur olamaz da. İslam beldeleri, halkı Müslüman olan ülkelerin çoğu, yıllardır; İslam dışı kânun ve yasalarla idare okudukları malumdur. Fakat ne hazindir ki, bunca kayıp zamana rağmen hala demokrasi vs. diye yanlışta ısrar edenlerin varlığı çoğunlukta.
Bizim için tekbir yol vardır; o da sırat-ı müstakimdir. Şimdi muhasebe zamanı, ümmet olarak yolun neresindeyiz? Kendimizi sorgulamak zorundayız. Aksi takdirde, İslam âleminin içinde bulunduğu buhranların sonu gelmeyecektir. Ya hak yol olan İslam’la izzet bulacağız ya da zillet devam edecektir. Selam ve dua ile.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum