Sabah namazından sonra, mütevazı kiralık evinde, eşi ve iki çocuğuyla birlikte kahvaltıya oturur, bir tarafta sohbet eder bir yandan da o günün için de yapacaklarını aklında tasavvur ederdi.
Ders verdiği öğrencileri, gönül verdiği bir davası, hayalini kurduğu bir hedefi vardı... Gençti, enerji doluydu, kanı kaynıyor yerinde duramıyordu âdeta!... Her sabah büyük bir şevk ve zevkle kur 'an kursunun yolunu tutar giderdi. Kurs ta öyle sanıldığı gibi yakın bir yerde değil, belki kursla arasında beş altı kilometrelik bir mesafe vardı.
Ama bu uzun yol onun umurunda değil, zira o; o gün öğrencilerine neler vereceğinin hayallerini kuruyordu. Çünkü devir değişmiş, çevre bozulmuş, insanların zihin dünyasında para ve makam yer edinmiş; dava derdini taşıyan insanların sayısı giderek azalıyordu. İşte o, tüm bu olup bitenlere karşı kahroluyor, okuttuğu öğrencilerinin aynı tuzağa düşmemeleri için var gücüyle çalışmalıydı.
Evet, o ders verdiği akabe kur-an kursunun fahri öğreticisiydi. Her gün bu uzun yolu dört defa arşınlar ve yaptığı işinden de zevk ve onur duyarak yapıyordu!.. saatler günleri, günler ayları peş peşe sürükleyip; hayat ve yaşam denilen insanın dünya serüvenini, tüketmeye doğru götürüyordu...
Akabeye giden yol, onun için bir sevda olduğu kadar; aynı zamanda bir davanın da tohumunun atıldığı yerdi. Akabe kursuna gelen bedenleri küçük yürekleri büyük olan çocuklar; bülbüller misali tek korodan: "Ey dağın arkasında saklanan güneş, bir gün doğacaksın değil mi?" İlahisini söylerken o; dünyanın kendisinin olmuş kadar seviniyordu.
Akabeye giden yolda, her sabah fırsat buldukça, "Kadim kitap evi olan Dergâh kitabevine uğrar, Hacı Abdülkadir amcasının hayır duasını alır, sonra göl kitabevi derken soluğu Akabe kur-an kursunda alırdı.
Şen şakrak öğrencilerine ders verir ve onlarla teselli bulurdu. Ne ki, onun bu sevdası uzun sürmedi. Postal ağaları memlekete terör estirmeye başladılar. Kur-an kurslarını, imam hatip okullarını kapatma kararını aldılar. Korku imtihanı gelip çatmıştı her müslümanın kapısına.
Önce Kiralık olan kur-an kursları bir bahaneyle ellerinden alınıyor, sonra da öğrenci velilerinin korkudan tutuşan paçaları... derken öğrencileri çil yavrusu misali dört bir yana dağılıyordu. Üzerinden yıllar geçmesine ve öğrencilerinin çoğunun evlenip çoluk çocuğa karışmasına rağmen; onun Akabe kur-an kursuna olan kadim sevdası hala tap taze. Sanki dün gibi. Fakat zaman herkesi eskittiği gibi, onun da semtine konuk olmuş şu sıralar. Kalın sağlıcakla efendim.
Reklam Alanı
Diğer Yazıları
- NELER OLUYOR? 19 Eyl 2024, 09:26
- İSLÂM'IN HÂKİM OLMADIĞI YERDE ADALET OLUR MU? 12 Eyl 2024, 09:44
- FEDAKÂRLIK VE TEVEKKÜL 09 Eyl 2024, 10:23
- ALLAH İÇİN Mİ, NEFSİN İÇİN Mİ? 05 Eyl 2024, 10:38
- MAZLUMLARIN HAKLARINI KORUYAN HILFÜ-L FÜDUL'LARI ARAR OLDUK! 02 Eyl 2024, 09:45
- UYANIŞ İÇİN! 29 Ağu 2024, 09:43
- SORUN CİDDİ HABERİMİZ VAR MI? 26 Ağu 2024, 10:31
- BİRİ SEVİNMEK Mİ DEDİ? 22 Ağu 2024, 11:26
- HAZ VE HIZ ÇAĞININ TUZAKLARI! 19 Ağu 2024, 09:34
- NİCELİK Mİ NİTELİK Mİ? 15 Ağu 2024, 09:21
- BEN DOĞUNUN KARLI SİSLİ DAĞIYIM! 12 Ağu 2024, 08:55
- BİR EĞİTİM NUMUNESİ: "GAZZE" 08 Ağu 2024, 09:39
- VAZİYETE YAKARIŞ! 01 Ağu 2024, 09:22
- HER YER KERBELA OLMUŞ HER YER KERBU-BELA'DIR! 29 Tem 2024, 09:21
- BEN GAZZE’YİM! 25 Tem 2024, 09:20
- BANA NE DİYEMEM ÇÜNKÜ? 22 Tem 2024, 09:44
- GAZZE'DEN GELEN MİSAFİR! 18 Tem 2024, 10:01
- GÖNÜL YALAN SÖYLEMEZ GÖNLÜN SESİNİ DİNLE? 15 Tem 2024, 10:38
- KUDÜS'Ü KONUŞMAK 11 Tem 2024, 09:39
- HİCRET: İSLÂM DEVLETİNE GİDEN YOL! 09 Tem 2024, 13:44
Popüler Haberler
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum