Muhterem Kardeşlerim…
Kaza namazı ile ilgili anlatımımıza devam ediyoruz…
Efendim;
Resulullah Efendimiz, farz namazı hafife alarak, önem vermeyerek, sadece edepsizlik sayarak terk edenin kâfir olacağını bildirmiştir. Birkaç Hadis-İ Şerif meali şöyledir:
“Namazı kasten terk eden kâfirdir.” [Taberani]
“Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.” [Nesai]
“Namaz kılmayanın Müslümanlığı yoktur.” [Bezzar]
“Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.” [Beyheki]
“Namazı bırakanın diğer ibadetleri kabul olmaz.” [Ebu Nuaym, İsfehani]
“Beş vakit namazı terk eden, Allah’ın hıfz ve emanından mahrum olur.” [İbni Mace]
Bu Hadis-i Şeriflerden dolayı üç hak mezhep, namaz kılmayanların öldürülmesini bildirmiş, sadece Hanefi mezhebi, hapsedilip namaz kılana kadar dayak atılmasını emretmiştir.
Peygamber Efendimiz, namaz kılmayana kâfir derken, yazarın işi hafife alarak edepsizlik demesi affedilecek bir suç değildir. Derhal tevbe etmesi, Tecdid-i İman ve Tecdid-i Nikâh yapması şarttır.
Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Bu konuda çok hadis-i şerif vardır. Saçları dağınık biri gelip, Resulullah efendimize bazı sorular sordu:
— İslam nedir?
— Birincisi, günde beş vakit namaz kılmak...
— Beşten fazla bir namaz yok mu?
— Hayır yoktur, ama isteyen nafile namaz kılabilir. Bir de Ramazan orucu var.
— Bundan başka oruç yok mu?
— Farz olarak yok. İsteyen nafile oruç tutabilir. Bir de zekât vardır.
— Bundan fazlası var mıdır?
— Hayır yoktur. İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
Adam, “Vallahi, farzlardan ne fazla, ne de eksik yaparım” diyerek çekip gitti.
Resulullah buyurdu ki:
“Bu, sözünde durursa, kurtuluşa erdi.” [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
İslam Âlimleri bu Hadis-i Şerifleri delil getirip, sünnet ve nafile kılmayanların ahirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını bildirmişlerdir. Farzın önemi hakkında, bazı Hadis-i Şerif mealleri:
“Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.” [Dürret-ül fahire]
Farzı kılma imkânı varken tehir ederek nafile ile meşgul olunca, farzı tehir günahı büyük olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada büyük günah kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul olmaz buyurmuştur.
“Borcu varken verilen sadaka kabul olmaz.” [Buhari]
Borcu ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu geciktirmek de günahtır. Bu bakımdan verdiği sadakanın sevabı, geciktirme günahını affettiremediği, denizde damla olduğu için kabul olmaz buyurulmuştur.
“Allahü Teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz” buyurdu.” [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair]
Yani Allahü Teâlâ’nın rızasına kavuşmak için, önce farzları eda etmek şarttır.
“En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.” [İ. Ahmed, Taberani]
“Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.” [Müslim, Ebu Davud]
“En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.” [Taberani]
“Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.” [Ebu Davud]
Önce farzın ifası emrediliyor. Önce sünnet ve nafile denmiyor.
“Allahü Teâlâ’nın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi olasın.” [İ. Adiy]
Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan, insanların en çok ibadet edeni oluyor.
“Öğrendiği farzlarla amel edene ve başkasına öğretene Allah rahmet etsin.” [Ebu-ş-şeyh]
“Bir Müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkıyla abdest alsın da, o gün ayaklarının yürüdüğü, ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı, kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler affolmasın.” [İ. Asakir]
“Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.” [Deylemi]
“Cihad için atılan adımla bir farzı ifa için atılan adımdan daha üstünü yoktur.” [Tirmizi]
“Allahü Teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.” [İ. Mace, Ebu Davud]
“Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.” [Tirmizi]
Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor, ama farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da, bir farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor.
“Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan Teheccüdnamazıdır.” [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
Bir kimse, çok kıymetli bir sünnet olan Teheccüd namazını ömründe hiç kılmasa ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır, ama bir farzı terkin cezası çok büyüktür.
Din kitaplarında deniyor ki:
Düşman karşısında, bir farz namazı kılma imkânı varken, terk etmenin cezası, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ, Umdet-ül İslam)
Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkânı varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair)
Devam Edecek…
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum